Ekonomi
Giriş Tarihi : 06-05-2020 15:41   Güncelleme : 06-05-2020 15:41

Ekonomi’de Toparlanma Haziranda Başlar, Son Çeyrekte Canlanma Gelir!

Turizm ve yeme-içme dışındaki sektörlerde toparlanmanın yılın ikinci yarısından itibaren hız kazanması bekleniyor.

Ekonomi’de Toparlanma Haziranda Başlar, Son Çeyrekte Canlanma Gelir!

Dünya Gazetesi’nde 10 sektörde Koronavirüs normalleşme sürecini değerlendiren haber yer aldı. bir  Birçok sektör beklentilerini olumlu yönde revize etti.

 

TURİZM

Turizm, seyahat yasaklarıyla salgının etkisini ilk hisseden sektörlerden oldu. Mart ayında Türkiye’ye gelen turist sayısı yüzde 64 azalarak, 2 milyon 746 bin 159’dan 968 bin 537’ye geriledi. Geçen yıl ilk çeyrekte 4.6 milyar dolar turizm geliri elde eden Türkiye, 2020’nin aynı döneminde 4.1 milyar dolarda kaldı. Mart ayı turizm geliri ise 1.6 milyar dolardan 787 milyon dolara kadar geriledi.

 

Uçaklara ve otellerde kişi sayısı sınırlı olacak

Salgını sonrasında büyük değişime uğrayacak olan sektör uygulamalarına hazırlandıklarını kaydeden TÜROB Başkanı Müberra Eresin, uygulamaları şöyle anlattı: “Otellerde açık büfenin kaldırılarak, ‘kahvaltı tabağı ve set menü’ uygulamasına geçilmesine yönelik tavsiyede bulunduk. Ancak tamamen kaldırılması söz konusu değil. Tedbirler salgın dönemiyle sınırlı, hijyen şartları COVİD-19’a uyarlanacak ve kaldığımız yerden devam edeceğiz.

 

Türkiye’nin önemli rekabet gücü ‘Her şey Dahil’ konseptinde kısıtlama olmadan uygulanacak. Sadece pandemi dönemi ile sınırlı olarak yiyecek ve içecek servis ve sunumları, sağlık otoritelerinin kararına göre düzenlenecek. Salgın sonrası en önemli konulardan biri de maliyet artışları ve satış fiyatlandırmaları olacak. Otellerimizin açılışı sonrası satış pazarlama faaliyetlerinde de büyük değişim olacağını düşünüyoruz, bu konuda mayısın 3. haftasında seminer düzenleyeceğiz.” Alınacak bu önlemler seyahat etme maliyetini artıracağını belirten TÜRSAB Başkanı Bağlıkaya, “Müşterilerin daha sakin tatilleri tercih edecek. Otellerde daha az misafir kalacak. Uçaklar daha az yolcu taşıyacak” dedi.

 

Ramazan Bayramı ile iç turizmde hareket bekleniyor

Müberra Eresin, salgının en ağır etkilerinin turizmde yaşandığının inkar edilemeyeceğini kaydederek, “Sektöre etkilerinin azaltılması, istihdam yapısını ayakta tutabilmek bugün için önceliğimiz. Haziran ortalarından itibaren normalleşmenin ilk adımların geleceğini umuyoruz” dedi.Ramazan Bayramı itibarıyla iç turizm hareketinin başlamasını umut ettiklerini kaydeden Firuz Bağlıkaya, “Sezon sonuna doğru yurtdışında hareketlilik olabilir. Haziran, temmuz, ağustosu kaçırırsak, iç turizmde hareketlilik olsa da 2020 sezonunu yaşanmamış sayacağız” dedi. 1 yaz ve 2 kış sezonunun kaybedileceğini belirten ETİK Başkanı Mehmet İşler, “Mayıs sonunda zorunlu uçuşların yapılacağını düşünüyoruz. Uçakların uçmasıyla normalleşmenin haziran itibarıyla gelebilir. İç pazar, gurbetçiler ve Uzakdoğu ve Rusya'dan gelen turistler olarak kademeli yaşanabilir. Tatilciler mayısı, temmuza haziranı ağustosa erteledi. Sezon 15 temmuz ve 15 eylül arasında olacak. Türkiye ve Yunanistan yaz için öne çıkıyor. Türkiye, 2021’de turizmde patlama yaşayabilir” dedi.

 

KİMYA

Kimya sektörü salgın döneminde en stratejik sektörlerden biri olarak ön olana çıktı. Kolonya ve dezenfektan ürünlerine talebin artması sektörde kimi üretim tesislerinin kapasite ve vardiyalarını artırmasına yol açtı. İhracatta ise sınırlardaki önlemleri nedeni ile düşüş oldu.

Geçen yıl mart ve nisan ayları toplamında 3.5 milyar dolar olan ihracat, bu yılın aynı döneminde 2.8 milyar dolarda kaldı.

 

Ticaret yavaş yavaş online'a kayıyor

Koronavirüs kimya sektöründe iş yapış şekillerini de değiştirdi. Tüm toplantıları online gerçekleştiren sektörde ticarette yavaş yavaş yine online tarafa kayıyor. İKMİB Başkanı Adil Pelister, sektördeki değişim ile ilgili olarak, “İKMİB olarak bir ilke daha imza attık. Ticaret Bakanımızın açıkladığı ticaretin devamı için yeni yöntemlerden biri olan sanal ticaret heyetlerinin ilki olan ‘Kolombiya Sanal Ticaret Heyeti’ni 11-22 Mayıs tarihlerinde gerçekleştireceğiz. Bu kapsamda 30 Nisan Perşembe günü Kolombiya pazarı hakkında bilgi veren bir webinar düzenledik. Dijital dönüşüm içinde olduğumuz bu süreçte firmalarımızın teknoloji konusundaki eksikliklerini tespit etmesi ve bu alana yatırım yapması sürdürülebilir olmayı kılacak. İhracatta temassız ticaret ve e-ticaret gelecek dönemde daha çok ön plana çıkacak. Bu değişime adapte olanların geleceği de şekillendireceğine inanıyorum. Firmalarımız çalışanların sağlığı için gerekli olan hijyen ve sosyal mesafe kurallarına uyarak çalışmalarını sürdürürken, ara veren ihracatçı firmalarımızın da Haziran’dan itibaren kademeli olarak faaliyete geçmelerini bekliyoruz" diye konuştu.

 

"İhracatında geçen seneyi yakalarsak başarılı oluruz"

Türkiye’de haziran ayı ile birlikte kademeli olarak normalleşme sürecinin başlayacağı tahmininde bulunan Adil Pelister, sektörleri için normalleşmenin ise en büyük ihracat pazarları olan Avrupa’ya bağlı olduğunu dile getirdi. İKMİB Başkanı Adil Pelister, tüm olumsuzluklara rağmen ihracatı durdurmadıklarını ve Ticaret Bakanlığı'nın önerileri doğrultusunda farklı lojistik kanallarını kullanmaya çalıştıklarını söyledi. Pelister, "Özellikle bu süreçte demiryolu, hava kargo taşımacılığı ve denizyolu daha fazla öne çıkıyor. Karayolu taşımacılığında ise tampon bölge oluşturularak temassız ticaret yapılıyor ve dış ticaretin devam etmesi adına yeni önlemler alınmaya devam ediliyor." diye konuştu.

Diğer yandan dünya ekonomisinde bir daralma söz konusu olduğuna ve küresel resesyona girebileceği öngörüleri bulunduğuna dikkat çeken adil Pelister, bu bağlamda kimya ihracatında geçen seneki rakamları yakalarsak başarılı olduğumuzu söyleyebiliriz" dedi. 2019 yılında kimya sektörü, 2018 yılına oranla 3.2 milyar dolar artış sağlayarak, 20.5 milyar dolar ihracat yapmıştı.

 

GASTRONOMİ YİYECEK-İÇECEK

Salgın ile birlikte tüm restoran ve cafeler kapandı. Açık olanlar ise sadece paket servis hizmeti veriyor. Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) Başkanı Ramazan Bingöl, diğer sektörlere oranla daha fazla emek yoğun bir sektör olduğu için yeme içme sektörünün bu virüsten en çok etkilenen sektörlerin başında geldiğini anlattı. Bingöl, “2020 şimdiden büyük bir kayıp yılı oldu bizler açısından” dedi.

 

Hiçbir şey virüsten önceki gibi olmayacak

Restoranların yeniden açılması konusunda ise TÜRES Başkanı Ramazan Bingöl, şöyle konuştu: “Resmi makamlarca yapılan açıklamaları bizler de takip ediyoruz ve mayıs sonu - haziran başı gibi işletmelerimizde hizmet vermeyi planlıyoruz. Tabi bunda virüsün şu an düşme trendine girmesinin etkisi var. Bir aksilik yaşanmazsa bizler de mayısta müşterilere hizmet vermek istiyoruz.”

Haziran ayı ile birlikte sosyal mesafe kuralları ile sektörde normale dönüş planlanıyor. Bingöl’ün verdiği bilgilere göre virüs ile birlikte restoranlarda paket servis ön plana çıktı. Daha önce paket servis vermeyen markaların bile politikalarını değiştirmek zorunda kaldığını anlatan Ramazan Bingöl, “Hiçbir şey virüsten önceki gibi olmayacak” dedi. Bir diğer konu da gıda güvenliği. Bütün TÜRES üyeleri ve yeme içme sektörünün önceden de hijyen kurallarına riayet ettiğinin altını çizen Bingöl, süreç sonrası hijyenin restoranlarda lezzet kadar önemli bir unsur haline geleceğini söyledi. Bingöl, “Yeni dönem ile birlikte gıda güvenliğine yönelik denetim belgesi olan işletmeler ön plana çıkacaktır. TÜRES işte bu konuda şu an bir proje üzerinde çalışıyor” şeklinde konuştu.

 

"işletmelere paket servisle destek olun çağrısı"

TÜRES Başkanı Ramazan Bingöl, 2020 yılı için endişelerini ise şu ifadeler ile dile getirdi.: “Geçen yıl turizmde rekor kırmıştık ülke olarak ve bir önceki yıllardaki yaraları sarıp güzel bir sezon geçirmiştik. Bundan dolayı 2020’ye umutla bakıyorduk. Ama maalesef şu an esnaf batmamak için mücadele veriyor. İşverenler ile sektörümüze ürün tedariği yapanlar iflasın eşiğinde olduğu için milyonlarca işçi ile ailesi de büyük bir endişe yaşıyor. Neresinden bakarsak bakalım 2020 yılı büyük bir kayıp yılı olarak tarihteki yerini alacak.”

Bu süreci el ele vererek aşacaklarını dile getiren Ramazan Bingöl, herkese işletmeler için paket servis ile destek olunması çağrısında bulundu. Bingöl, “Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de milyonlarca kişi bu işten ekmek yiyor ve bu sektörün ayakta kalması lazım. İşin vatandaşlar boyutunda bu varken dükkân sahipleri de kiralar konusunda işletmelere yardımda bulunmalı ve birkaç ay boyunca sektörümüzün kendini toparlayacağı zamana kadar kiraları mümkünse almayarak veya belirli oranlarda indirimlerde bulunarak destek vermeli” dedi.

 

MAKİNE

Koronavirüs salgınına hazırlıksız yakalanan makine sektörü zor bir dönemden geçiyor. Makine ihracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı Kutlu Karavelioğlu, salgınınn etkilerinin en yoğun gissedildiği mart ve nisan aylarının toplamında ihracatın bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 20den gazla gerileyerek 1.3 milyar dolardan 1 milyar dolara düştüğünü söyledi.

 

Sektörde normale dönüş diğerlerinden uzun sürecek

Sektöre yönelik yapılan ankete göre; şirketlerin yüzde 21’i normal kapasite çalışırken, üretimi durduran ya da çeyrek kapasite çalışan şirket oranı ise yüzde 28. Yine ankete göre nisan ayında hiç sipariş alamayan şirketlerin oranı yüzde 56 olarak açıklandı. İhracatta da durum çok parlak değil. 1 Ocak ila 26 Nisan döneminde sektörün ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre 11 gerileyerek 5.04 milyar dolara düştü.

Sadece nisan ayında ise ihracat bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 46 geriledi. Sektörde normale dönüşün ise diğer sektörlere göre biraz daha gecikmeli gerçekleşmesi bekleniyor.

Makine ihracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Makine sektörünün normale dönmesi önce sular durulacak ve diğer sektörlerde kapasite kullanımı yükselecek ki yeniden makine teçhizat alımı gündeme gelsin" dedi. Bu sebeple makine sektörünün krizlere geç girip geç çıktığına dikkat çeken Karavelioğlu, Bu 6 aylım bir faz farkıdır normalde. Fakat yatırımlar bütün dünyada olması gerekenin zaten altında ilerlemekte olduğundan 6 aydan çok daha uzun bir sürede normale dönebiliriz” açıklamasında bulundu.

 

Dünya makine ihracatından aldığımız payı artıracağız

Bu yılı ilişkin hedefleri ile ilgili olarak ise MAİB Başkanı Karavelioğlu, “Sanayide transformasyon sürecinden kaynaklı olarak bazı yatırımcıların normal şartlarda 2020 ikinci yarısından itibaren hareketleneceğini bekliyor ve 2020 yılında dünya makine üretim ve ihracatında eksi olmasa da 2019’daki gibi bir büymenin olmayacağını bekliyorduk. Makine sektörümüzün çeşitliliği ve ihracat yapısından kaynaklı avantajları sayesinde Türkiye makine sektörünün artı ile kapatacağı öngörüsüne sahiptik. Şimdi bazı revizyonlar ve yeni bakış açıları ile yola devam etmek zorundayız” dedi. Yıl sonu için herhangi bir öngörüde bulunmaktan kaçınan Karavelioğlu, “Bizim uzun zamandır senelik hedeflerimiz olmadı. ‘Herkesten fazla artıp, herkesten az düşmek’ becerimizi koruyoruz. Geçen sene dünya makine ihracatı yüzde 4 düşerken, bizimki yüzde 4 arttı. Aldığımız pay binde 9’a ulaştı. 2030’da dünya makine ticaretinden yüzde 1,4 pay alabileceğimizi öngörüyoruz” dedi. Bu gelecek ile ilgili sorular bugün sektörün 2019 yılından 2020’ye taşıdığı yükler ile birlikte ele alınmalı.”

 

HAZIRGİYİM VE TEKSTİL

Koronavirüs salgını, hazırgiyim ve tekstili derinden etkiledi. Mağazaların kapanması nedeni ile mart ayından bu yana siparişlerde erteleme hatta iptallerin görüldüğü sektörde, hazır giyim sektörü ihracatı mart ve nisan ayında 3.1 milyar dolardan, 1.8 milyar dolara geriledi. Tekstilde ise geçen yıl mart ve nisanda 1.4 milyar dolar olan sektör ihracatı 585 milyon dolara düştü.

 

Müşterilerimizle ilişkiler sanal ortamlarda gelişiyor

Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe, her yıl milyarlarca dolarlık alım yapan uluslararası ticari ortaklarına da İHKİB olarak bir mektup yazdıklarını ve mektupta, ticaret ortaklarından siparişi verilmiş üretim aşamasındaki ve üretimi tamamlanan ancak sevkiyat yapılamadığı için depolara bekleyen ürünlerin sevk edilmiş kabul edilerek ödemelerinin yapılmasını istediklerini söyledi. Gültepe, bu dönemin iş yapış şekillerinde de değişimleri beraberinde getirdiğini söyledi. Gültepe, “Salgın süreci İHKİB’in zaten öncelikleri arasında yer alan dijitalleşmenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Tedarik, üretim, pazarlama ve lojistik gibi tüm süreçlerde dijitalleşme daha fazla önem kazanacak. Müşterilerimizle ilişkilerimiz daha çok sanal ortamlarda gelişecek. Sanal fuarlar, sanal ticaret heyetleri gündeme gelecek.” Sektörde normalleşmenin da bu ay itibari ile başlayacağı tahmininde bulunan Gültepe, “Başta Almanya olmak üzere Avrupa’dan küçük miktarlarda da olsa siparişler gelmeye başladı. Haziran ayından itibaren ihracatta bir canlanma olacağını tahmin ediyoruz” dedi.

 

Yıllık bazda en az %10-15 daralma bekleniyor

Peki hazır giyim ve tekstil sektörü 2020’yi nasıl bitirmeyi planlıyor? İHKİB olarak öncelikle salgın riskinin ortadan kalkmasını ve bir an önce 2019 sonundaki üretim ve ihracat kapasitelerine dönmek istediklerini söyleyen Gültepe, “2019’u 17,7 milyar dolar ihracat ile tamamlamıştık. Şimdiden net bir öngörüde bulunmak zor olmakla birlikte bu yılı geçen yıla göre yüzde 25 daralma bizim için başarı olacak.

Öte yandan, Aralık 2019 itibarı ile 579 bin 500 gibi rekor bir sayıya ulaşan istihdamımızı da en az kayıpla atlatacağımıza inanıyorum” diye konuştu. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Öksüz de yılsonu hedeflere ulaşmanın artık çok olduğunu söyledi. Bu ayın nisan ayından daha iyi olacağını belirten Ahmet öksüz, “Tekstil ve hammaddeleri sektöründe haziran daha iyi olacaktır. Yılsonunda hedeflerimize ulaşmamız artık zor görünüyor. Yıllık bazda en az yüzde 10-15 daralma, küçülme olur diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.

 

BEYAZ EŞYA ELEKTRONİK

Salgın beyaz eşya sektöründe 4 ana ürün grubunu etkilerken, küçük ev aletlerini iç pazar kurtardı. Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği’nin verilerine göre, mart ayında dört ana ürün bazında iç satışlar yüzde 9 düşüşle 503 bin 562 adet, ihracat da yüzde 9 düşüşle 1.35 milyon adet oldu. Elektrik- elektronik ihracatı ise marttaki düşüşün ardından nisanda da yüzde 33. 8 düşüşle 620 milyon dolarda kaldı.

 

Salgın, satışların e-ticarete kaymasına sebep oldu

Salgın özellikle elektronik sektöründe perakende kanalların kapanmasıyla satışların e-ticarete kaymasına sebep oldu. Bu durum bazı alanlarda avantaj olurken, bazı alanlarda da dezavantaj oldu. Beyaz eşya sektöründe üretim bazı şirketlerde kapasite azaltılarak devam ederken, bazılarında da geçici süre ile durdu. Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı, küçük ev aletleri sektörünün biraz avantajlı olduğunu kaydederek, “Salgın döneminde işlerin yüzde 100 durmadı, çarklar döndü. Sektörde satışlar yüzde 50 düştü. Ancak Perakende kanallarının kapanması yeni artışlar getirdi. E-ticaret kanalında satışlar yükseldi. Zincir mağazaları sebebiyle iş kayıplarına uğrayan Türkiye’nin genelinde tek şubeli mağazalarda da hareket var” diye konuştu. MOBİSAD Başkanı Mustafa Kemal Turnacı, salgının etkisi ile cep telefonu piyasasında trafik ciddi oranda düştüğünü, stok eritme hızlarının 5-6 haftadan 13-15 haftalara çıktığı bilgisini verdi. Turnacı, “Yaklaşık 20 bin bayimiz bundan olumsuz etkilendi. Halihazırda nakit akışı bozulmuş KOBİ’lerimizden başlayarak firmalarımız için kaçınılmaz sonuçlar doğuruyor” dedi.

 

"Sektöründe toparlanma haziran gibi olabilir"

Murat Kolbaşı, zincir mağazaların bazılarının bu ay açılacağını belirterek, küçük ev aletleri sektöründe tam toparlanmanın haziran gibi olabileceğini belirtti. Sektörde hedefin satışların yüzde 75 bandına çıkması olduğunu kaydeden Kolbaşı, “Sektörde ihracatta talep düştü. Normal döneme yüzde 75 kayıp var. Ortadoğu, Avrupa ülkelerinde durağanlık var. Temmuza kadar oturmasını bekliyoruz. Toparlanma sinyalleri geliyor. Bazı ülkelerde mağazalar yeniden açılıyor. İhtiyaçlarını listelerler ve siparişler başlar” dedi. TÜRKBESD salgının sebebiyle önünü göremiyor. Can Dinçer, “Salgın Avrupa’yı dramatik şekilde etkiledi. İç pazarda şu ana kadar başarılı performans sergiledi. Ancak ana ihracattaki daralma önümüzde dönemde daha belirgin hale gelecek” dedi.

Salgın sonrasında ticaretin zamanla kademeli şekilde iyileşeceğini belirten Kemal Turnacı, , “2020’de öngörüde bulunmak zor olsa da iyi ihtimalle yüzde 20 düşüş bekliyoruz. Perakende yüzde 40’dan fazla daralabilir. 2019’da 17 milyon dolar olan ihracat rakamının 2020’da 13 milyon dolar gerçekleşeceğini söyleyebiliriz" dedi.

 

OTOMOTİV

2020 yılına toparlanma umudu ile giren otomotivde en büyük kayıp üretim ve ihracat tarafında oldu. Avrupa’nın ardından Türkiye’de fabrikalar kapanmasıyla martta yüzde 28.5 daralan ihracat, nisanda yüzde 77.2’lik rekor düşüş yaşadı ve 596 milyon dolarda kaldı. Yıllardır ihracatta açık ara lider olan sektör, nisan ayında ilk üç sektör arasına bile giremedi.

 

Bayilerde görüntülü satış dönemi başladı

Koronavirüs salgını, otomotivde hem üretim hem de satış tarafında iş yapış şekillerinde önemli değişikliklere neden oldu. Nisan sonu ve mayıs başında sektördeki üç firma dışında tüm fabrikalarda üretim yeniden başladı. Ancak fabrikalarda düzen tamamen değişti. OSD Başkanı Haydar Yenigün, fabrikalarda aynı anda çalışan personel sayısının minimuma indirildiğini, üretim hatlarında ise 1.5 metre sosyal mesafe önlemi alındığına dikkat çekti. TAYSAD Başkanı Alper Kanca da personelin evden servisle alınmasından, fabrika girişleri ve yemekhaneye kadar tamamen yeni bir düzene geçildiğini söyledi. Sektörün ana sanayi ve yan sanayiyi temsil eden iki önemli kuruluşu OSD ve TAYSAD, salgın sonrası yeni düzeni anlatan ‘İşe geri dönüş rehberi’ hazırladı. Salgın, satış tarafında da tüm dengeleri değiştirdi. OYDER Başkanı Murat Şahsuvaroğlu, bayilerde aynı anda içeri alınan müşteri sayısının sınırlı tutulduğunu söyledi. Öte yandan, birçok marka dijital uygulamalar yöneldi, görüntülü satış uygulamalarına talep arttı. Online satış kanalları ön plana çıktı. Toplu taşımadan kaçan yeni bir müşteri kitlesinin de oluştuğu araç kiralamada ise dezenfekte edilen araçların kapıya kadar teslim edilmesi gündeme geldi.

 

Talepte son çeyrekte canlanma bekleniyor

TAYSAD Başkanı Kanca, mayıs ayında hem ana sanayi hem de yan sanayideki firmaları tamamen üretime başlasa bile salgın öncesine dönüşün uzun süreceğini vurgulayarak, sektörde toparlanma sürecini tamamen Avrupa’daki ve Türkiye’deki tüketicinin talebinin belirleyeceğini söyledi. Kapasite kullanım oranlarının yüzde 20’lere kadar düştüğü sektörde, bu oranların ancak eylül ayına doğru yüzde 85’lere çıkabileceği öngörülüyor. İç pazarda da toparlanma en erken son çeyrekte bekleniyor. OSD Başkanı Yenigün, Türkiye’de ötelenmiş bir talep olduğuna dikkat çekerek, yılın son çeyreğinde satışlarda bir canlanma beklediklerini ifade etti. Salgın nedeniyle bu yıl yan sanayide 3 milyar dolar ve ana sanayide 2 milyar dolarlık ciro kaybı olacağı öngörülüyor. Üretim tarafında 300 bin araçtan fazla kayıp bekleniyor. Ocak ayında yılsonu iç pazar beklentisini yaklaşık 600 bin olarak öngören sektör temsilcileri, salgın sonrası ise bu rakamı 450 binlere kadar düşürdü. Sektörde en büyük sorunlardan birinin nakit akışı olduğuna dikkat çekiliyor.

 

MOBİLYA

Koronavirüs öncesi KDV indirimi ve fuar çalışmalarıyla ciddi anlamda avantaj yakalayan mobilyacılar, koronavirüs sürecinden en çok etkilenen sektörlerden biri oldu. Mobilya Sanayi İş Adamları Derneği (MOBSAD) Başkanı Nuri Gürcan, bu süreçte üretime tamamen ara vermediklerini belirterek, “Sadece üst düzey hijyen önlemleri aldık. Bu süreçte stok çalıştık” diye konuştu.

 

Satış online'a kaydı yeni tasarımlar öne çıktı

Koronavirüs salgını nedeniyle satın alma alışkanlıklarında da ciddi değişimler gözlemlemeye başladıklarını belirten MODOKO Başkanı Koray Çalışkan ise “Şu an Türkiye’de online perakende 31.5 milyar TL büyüklüğe ulaşmış durumda. Yıllık yüzde 40’lık bir büyüme performansı gösteriyor. Bunun 1,3 milyar TL’si ev ve dekorasyon kategorisinde gerçekleşiyor. Bu miktar şu an az bir oran olarak gözükse de virüsün tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmesi nedeniyle bu rakamın yukarıya doğru çıkacağını öngörüyoruz” ifadesini kullandı. Sosyal medya üzerinden satışların etkisini de çok fazla hissetmeye başladıklarını belirten Çalışkan, “Dünya üzerinde sosyal medya kullanımında önde gelen Instagram gibi platformların da gelişimi ile Türkiye’deki tüketicilerin özellikle sosyal medyadan daha çok ürün inceleme ve satın almaya yönelmesi gözlemlenen bir diğer değişimdir. Eskiye oranla online üzerinden satışlarımızda yüzde 30’luk bir artış söz konusu” şeklinde konuştu.

Çalışkan şöyle devam etti: “Şu anda bütün firmaların içinde olacağı pazaryeri mantığıyla çalışacak modoko.com üzerinde Türkiye’nin en büyük mobilya satış sitesini açmaya çalışıyoruz. Bu yönde bir çalışmamız mevcut.”

 

İhracatta 1.5 milyar dolar kayıp öngörülüyor

Mobilya sektörünün 2020 yılının ilk 2 ayında (Ocak-Şubat) önemli bir performans sergileyerek ihracatta yüzde 15’lik bir artış başarısı yaşadığını belirten Mobilya Sanayi İş Adamları Derneği (MOBSAD) Başkanı Nuri Gürcan, salgın nedeniyle sektörün düşüşe geçtiğini söyledi. Nisan ayında sektör ihracatı 28.6 düştü. Koronavirüs öncesi 2020 yılı için de ihracat kısmında 4,5 milyar dolarlık bir hedefleri bulunduğunu hatırlatan Gürcan, “İç pazarda da KDV indirimiyle birlikte düğün sezonunun başlaması, turizmdeki canlanmadan ötürü otellerin renovasyon projelerinin başlaması gibi hareketli bir dönem içinde olacağımızı düşünüyorduk. Sektörümüz her yıl yüzde 10-15 büyüme performansı sergiliyor. Bu dönemde amacımız büyümemizi yüzde 5’in altına düşürmemek olacaktır” diye konuştu. “Tabii ki bu koronavirüs salgını sürecinde önümüzü görmemiz hâlâ çok zor gözüküyor” diyen Gürcan, 2019 yılında 2020 yılı için 4 milyar dolarlık ihracat hedeflerinin 1.5 milyar dolar düşüşle tahmini olarak 2.5 milyar dolar civarında olacağını ifade etti.

 

GAYRİMENKUL

Gayrimenkulcüler, 2019’un ikinci yarısından itibaren başlayan satış artışlarıyla 2018 yılında yaşanan krizin etkilerini aşma yolunda ilerliyordu. Bu yıla 2004 - 2008 dönemindeki parlak günlere dönüş umuduyla başladıklarını söyleyen İNDER Başkanı Nazmi Durbakayım,

"Salgın nedeniyle her şey bıçak gibi kesildi. Beklentilerimizi başka bir döneme ertelemek durumunda kaldık” dedi.

 

Evler de çalışma ortamına uygun hale gelecek

Mart ve nisan aylarında sektörde yaprak kımıldamadığını ve mayıs ayının da kayıp ay olacağını dile getiren Durbakayım, Covid-19 salgınının tüketici alışkanlıklarını da etkilediğini söyledi. Salgından korunmak için evlerine kapanan insanların yaşam anlayışları ve davranışlarının değiştiğini ifade eden Nazmi Durbakayım, “İnsanlar evlerini keşfetmeye başladı. Günün belirli saatlerinde kullandıkları balkonlar, evin en değerli bölümleri oldu. İşlerini evlerinden yapmak zorunda kalan insanlar, sakin ve gürültüden arındırılmış; ancak dış dünyayla bağlantı sağlayan iletişim altyapısı sağlam bir evin değerini gördü. Önümüzdeki satışa sunulacak projelerin yapısı sadece konfor ve huzura hitap etmekle kalmayacak, aynı zamanda insanların iş hayatlarını sürdürebileceği özelliklere de sahip olacak" dedi. Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Mithat Yenigün de yurtdışı projelerde, salgına karşı alınan önlemlerin ilave maliyetler ortaya çıkardığını belirtti. İş programlarında gecikmeler yaşanabileceğini aktaran Yenigün, “Bu kapsamda ortaya çıkabilecek ilave maliyetlerin karşılanması ve gecikmeler için uygulanmak istenecek cezai yaptırımlara karşı konunun hükümetler düzeyindeki temaslarda gündemde olması uygun olacak” dedi.

 

"Yeni ekonomik tedbirler devreye alınmalı"

Durbakayım, salgının ne kadar süreceği ve küresel ekonomiyi ne kadar etkilediği tam olarak bilinmediği için sektöre verdiği zararı da tam olarak telaffuz etmenin zor olduğu belirtiliyor. Durbakayım, “Bizi asıl endişelendiren belirsizlik” dedi. Nazmi Durbakayım, bu süreci atlatırken desteğe de ihtiyaçları olacağını vurguladı. Tapu harç oranlarının azaltılması, firmaların vergi ve SGK prim borçlarının KDV alacaklarından mahsubu, banka kredi borçlarının makul faiz oranları ve teminatı ile yeniden yapılandırılması gibi ekonomik tedbirlerin devreye alınmasının, bu desteklerin başında geldiğini ifade eden Durbakayım, “Ayrıca 48 aya çıkan kira yardımlarının tüm riskli binalar ve projeler olarak yaygınlaştırmasının sektöre daha da katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Bu değişikliğe paralel olarak bu süreçte aksayan inşaat işlerindeki arsa sahibi ve satış sözleşmelerini kapsayan -Tüketici Kanunu’nun belirlediği- 36 ay olan imalat süresinin mücbir sebeplerin yanında Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile seyyanen en az bir yıl daha uzatılması gibi acil tedbirlerin de devreye alınmasını arzu ediyoruz” dedi.

 

DEMİR-ÇELİK

Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan, 2019 yılında üretimde yüzde 9.6 oranında bir kayıpları olduğunu ve bunu 2020 içinde telafi etmeyi hedeflediklerini belirtti. Normalde sektörlerinin yılda ortalama 6-7 oranında büyüdüğünü belirten Yayan, yaşanılan durum ve kayıplar sebebiyle şimdi büyümeden vazgeçtiklerini ifade etti.

 

Talepteki düşüşe rağmen üretime devam ettik

Veysel Yayan, çelik sektörü ihracatının nisanda yüzde 26.9 düştüğünü dile getirdi. Talepteki düşüşe rağmen koronavirüs sürecinde de üretime devam ederek çok ciddi fedakarlıklar yapmak zorunda kaldıklarının altını çizen Yayan, “Bu aşamada da çok ciddi tedbirler aldık. Bu durumlar haliyle maliyetlerimizde de önemli bir artışa sebep oldu. Ama biz meseleye şöyle baktık; durduğumuz zaman tökezleriz, durmamak mecburiyetindeyiz. Hem devam eden mevcut pazarları kaybetmemek hem de yurtiçi talepleri karşılamak için bunu yapmak zorundaydık” dedi.

Bu süreçte yurtiçinde bazı kesimlerin ithalatta ısrar etmelerinin bazı tesislerin faaliyetlerinin durmasına sebep olduğunu dile getiren Yayan, “Yurtiçi talebe yönelmek istesek bu sefer de ithalat çok fazla seviyelerde seyrediyor, bu şartlar bizi durma mecburiyetine götürebilir. Durum bizde diğer sektörlerden farklı işleyebilir, onlar durmak zorunda kalırken biz durmadık fakat onlar üretime devam etmeye başlayacak bizim durma gibi bir riskimiz söz konusu” diye konuştu. Uluslararası ve yurtiçi piyasadaki talep daralmasının da ciddi boyutlara ulaştığını vurgulayan Yayan, bu süreçte ihracat da yapamadıklarının altını çizdi.

 

İthalattaki artış sektörde en büyük risk

Bu yıl sonunda ihracata yönelik artış beklentilerinin söz konusu olmadığını, fakat ithalatta azalma beklentisi içinde olduklarını belirten Yayan, “Durum beklentimiz dahilinde olursa durma gibi bir durumumuz yok. Ancak öteki türlü olması durumunda çelik sektörü ciddi bir alarm veriyor” şeklinde konuştu. Yayan ayrıca koronavirüs kapsamındaki tedbirlerin de ihracatı etkilediğine vurgu yaptı.

Avrupa’daki ihracatı sekteye uğratan koruma tedbirlerine ilişkin Dünya Ticaret Örgütü’nde görülmekte olan bir davaları olduğunu belirten Yayan, “Eurofen Avrupa’da koronavirüs tedbirlerini Türkiye’ye yönelik daha da zorlaştırarak ihracatta sıkıntılara neden oluyor. Bu kurumun tavırları artık serbest piyasa mekanizmasını unutmuş, her fırsatı değerlendirip koruma tedbiri zeminine oturtmaya çalışan bir hal aldı. Avrupa Birliği’nin buna izin vermemesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi. Avrupa’daki bu durumun ciddi etkileri olduğunun altını çizen Yayan, “Gerekli karar mercileri bu konunun yanlış olduğuna kanaat getirecek ve durum düzelecek diye tahmin ediyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: Dünya Gazetesi

Recep YAZGANRecep YAZGAN