Kültür
Giriş Tarihi : 17-06-2018 10:00   Güncelleme : 17-06-2018 10:18

Evlilikte kim değişmeli?

Evlilikte kim değişmeli?

Evlilikte çiftlerin içinden çıkamadığı ve ilişkilerini kilitleyen en önemli meselelerden biri, eşinin değişmesini istemek ve onu değiştirmeye çalışmaktır. Bir ilişkide değişim tartışmasının varlığı o ilişkide çeşitli sorunların olduğu anlamına gelir. Peki, ilişkide yaşanan her sorun için mutlaka bir tarafın değişmesi mi gerekir?

İnsan, değişebilen fakat kendi istemedikçe değiştirilmeye direnen bir fıtrata sahiptir. Kişi tek başına kendi iç dünyasının tuğlalarını teker teker değiştirebilirken eşinin iç dünyasının tuğlalarını değiştirmeye çalıştığında büyük bir direnç ve reaksiyonla karşılaşabilir. Değiştirmeye çalışan taraf yorulmakta, öfkelenmekte, hayal kırıklığı yaşamaktayken değiştirilmeye çalışılan taraf direnmekte, öfkelenmekte, kabullenilmediğini ve koşullu sevildiğini hissetmektedir. Bu durumda değişim isteyen taraf da değiştirilmeye çalışılan taraf da çıkmaza girer. Sonuç olarak ilişkide tıkanma oluşur.

İlişkilerde değişen taraf kim olmalı ve değişim nasıl olmalıdır?

İlişkilerde değişim ile ilgili gözden kaçan esas nokta; değişimin, karşılıklı olması hâlinde mümkün olacağıdır. Yani siz hiçbir çaba göstermeden sadece eşinizin değişmesini beklerseniz bu haksızlık olur. Kısacası eşinizin değişimi için sizin de katkıda bulunmanız gerekmektedir. Mesela, istenmedik davranışın değişimi için bu güne kadar kullandığınız ama sonuç alamadığınız yöntemi değiştirmekle işe başlayabilirsiniz. Aynı yöntemi defalarca uygulayarak farklı bir sonuç elde edemezsiniz. Kişi değişimi genelde şartlı olarak kabul eder. Mesela ben ev işlerine yardımcı olacağım o da bana daha çok vakit ayıracak gibi şartlar eşit ve kabul edilebilir durumdaysa çözüme ulaşılabilir.

İlişkilerde gözden kaçan başka bir nokta ise rahatsız olduğunuz davranışta sizin katkınızın olup olmadığıdır. Rahatsızlık oluşturan davranış her türlü eleştiriye rağmen değişmiyorsa aynayı kendimize çevirmenin ve şu soruları yöneltmenin vakti gelmiştir. Eşim bu davranışıyla;

Benden intikam mı almak istiyor?

Beklentilerini karşılamadığım için bana tepki mi gösteriyor?

Kendini korumaya mı çalışıyor?

İlgi çekmeye mi çalışıyor?

Bana misilleme mi yapıyor?

Bu sorulara cevap bulmadan istenmedik davranışın ortadan kalkması mümkün değildir. İnsan, değişim ihtiyacı ve motivasyonunu kendi içinde bulduğu zaman değişebilir ya da yaşadığı olaylar onu dönüştürür. Kişinin iç dünyasını değiştirmesi istek, çaba ve zaman gerektirirken bir başkası tarafından değiştirilmeye çalışılması, durumu ve değişimi daha zorlaştırır. Başkası istediği için değişen kişi kendi olamaz, kendi olamadığı için değişim kalıcı olmaz ya da kişi özünden uzaklaşır, mutsuz olur.

Kaçınılması gereken en önemli noktalardan biri değişimin hemen gerçekleşmesini beklemektir. Mesela eşiniz size zaman ayıracağı konusunda değişim sözü verdi. Bunun için ona zaman tanımak ve her olumlu adımını pekiştirmek gerekir. Bu süreçte eğer yapılana değil de yapılmayana odaklanırsak, bireyin motivasyonu kırılır ve değişimden vazgeçebilir.

Evlilik ilişkisinde asıl olan eşin kişiliğinin değil tutum ve davranışlarının değişmesini beklemektir. Fakat değişime direnen bazı temel dinamikler vardır. Dinî inancı, yaşayış şekli, etnik kimliği, mezhebi, mesleği, gelir durumu, kök ailevi yapısı, toplumsal roller, iş bölümü vb. gibi. Bu tür konular evliliğe karar verme sürecinde konuşulması gereken konulardır. Çünkü en çok sorun yaşayan çiftler birbirini olduğu gibi kabullenmeyenlerdir.

Kişinin öfkeli olması, şiddet uygulaması, yalan, aldatma, kurgusal kıskançlık, aşırı eleştirel tutum, sorumsuzluk, ilgisizlik vb. konularda değişim beklememek kabul edilebilir, anlaşılabilir bir durum değildir. Bu tür davranışlarda en iyi yöntem taviz vermemektir. Alttan almak, içe atmak, tek taraflı fedakârlık yapmak sizin rahatsız olmadığınız anlamına gelip davranışın devamını arttırır. Bu durum kişinin tükenmesine ve sorunun parçası olmasına zemin hazırlar. Yukarıda saymış olduğum tutumları sergileyen eş, kimle evli olursa olsun evliliğinde sorun yaşayacaktır. Her insanın, böyle davranışlardan rahatsız olması ve tepki vermesi beklenir bir durumdur. Kabul edilemeyen öfke, saldırganlık ve fiziksel/psikolojik şiddete maruz kalma durumlarında uzman desteği alınması önemlidir.

Değişim için dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir?

Eleştirel, emrivaki ve yıkıcı tutum yerine yapıcı tutum sergilenmelidir. Zira korkuyla gerçekleşen değişim insanı özünden ve eşinden uzaklaştırırken sevgiyle gerçekleşen değişim kalıcı olur.

Değiştirmek yerine orta yol bulmak, uzlaşmaya çalışmak lazımdır. A ile B arasında uzlaşılamadıysa C planı yapılmalıdır. Ya da bazen A, bazen B yapılarak ilişkide denge gözetilmelidir.

Eşim değişirse sorunlar çözülecek inancı yerine “Ben ne katabilirim?”e odaklanılmalıdır.

“Sorunda benim payım ne?” diye bakılmalıdır.

“İdeal eş” diye bir şeyin olmadığı, mükemmel bir ilişkinin olamayacağı bilinmeli, beklenti mümkün olduğunca azaltılmalıdır. Beklenti arttıkça hayal kırıklığının da artacağı unutulmamalıdır.

Değiştirmeye çalışmak yerine uzlaşmayı denemek, güç çatışması döngüsüne girmenizi engelleyecektir.

Sonuç olarak, evlilikte mutluluğun eşinizi olduğu gibi kabullenmekten geçtiği koşulsuz sevginin ve yapıcı iletişimin dönüştürücü etkisi olduğu bilinmelidir.

Ayşe YILMAZ | Uzman Klinik Psikolog

Diyanet Dergisi

adminadmin