Masal şöyledir: “Zengin bir Yahudi, eski dostu olan fakir Yahudi’nin yanına giderek ‘Oğlunu ülkenin en zengin adamının kızıyla evlendireyim mi’der. Fakir olan heyecanla ‘Nasıl olacak ki, biz fakir bir çiftçi aileyiz oğlum çivi bile çakamaz’ der. ‘Sen teklifimi kabul ediyorsan anlaşma şöyle olacak’ diye şartları söyler. Oğlun, servet sahibi bir ihtiyara damat olsun faydası sana; krala da hazine müdürü olsun, bunun da faydası bana. Kabul ediyor musun’ der. Fakir olan Yahudi zengin dostunun planını kabul eder ve anlaşırlar. Zengin olan kapıdan çıkarken ‘Benden haber bekleyin’ diyerek ülkenin en zengin adamının şatosuna gider.
Zengin Yahudi, ülkenin en zengin adamının şatosuna varınca zengin adama ‘Senin kızını kralın hazine müdürüyle evlendirelim’ der. Zengin adam kabul eder. Zengin Yahudi bu sefer, kralın sarayına gidip krala, ‘Ülkenin en zengin adamının damadını sana hazine müdürü yapalım, zengin olduğu için hem hırsızlık yapmaz hem de zenginlerle ilişkisi iyi olduğu için ülkenin ticareti artınca daha fazla vergi toplarsın’ der. Kral bu fikri beğenir ve kabul eder. Kısa bir zaman sonra düğün yapılır ve fakir çiftçi olan genç, düğünden sonra kralın hazine müdürü olur…”
Bu masaldaki Fetullahçı’yı fark ettiniz mi? Fetullahçılar dünyanın her yerinde masaldaki zengin Yahudi gibiler ama daha çok Balkanlar, Afrika ve Asya’da etkili olabiliyorlar. Kendilerini “Türkiye Devleti” olarak tanıtıyorlar, Türkiye’ye dönüp kendilerini geldikleri yerin “etkilisi” olarak tanıtıyorlar.
Bir Balkan ülkesinde askeri ataşe ülkenin bütün makamlarına kendini Türkiye’nin yetkilisi olarak tanıtıyor. Türkiye’deki bütün Fetullahçı bürokrasi örgüt bağıyla kendi adamlarını destekliyorlar. Şimdi o Balkan ülkesinin başkanı olsanız kimin sözünü dinlersiniz? Bürokratik engeller arasından boğulan büyükelçiyi mi yoksa her işini hızlıca çözen Fetullahçı ataşeyi mi?
Bu çarkı kırarsak piramidin altından taş çekmiş gibi sistemi çökertiriz. Peki bu çark çöksün diye ne yapıyoruz? Recep Tayyip Erdoğan’dan başka hiç kimse bu konu da kılını bile kıpırdatmıyor.
Bir Asya ülkesinde bakan yardımcısı olarak çalışan bir görevli bana aynen şöyle bir açıklama yaptı: “Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmaları dışında bu konuda bize verilen hiçbir bilgi yok. Fetullah Gülen cemaati devletin desteklediği bir cemaat. Bu cemaate karşı tedbir alırsak Türkiye ile aramızda diplomatik kriz çıkacağına inanıyoruz…”
“Zengin Yahudi” kurnazlık yapmaya devam ediyor yani…
Erem Şentürk / Diriliş Postası
