Yapabileceğim işlerin başında gazetecilik geliyordu. Tecrübelerim de, kabiliyetlerim de beni o tarafa sevkediyordu. Zaten askerlik vazifesini yaparken kaleme aldığım ve neşrine çalıştığım Hüzün Çiçeği adlı romanım da beni Bab-ı Ali’ye sürüklüyordu. Zâviyemden o günlerin tek sevinci, bu ilk roman çalışmamın Timaş’ın raportörlerince yüksek bir takdir görmüş olması idi. İlk kitabım basılacak ve sırtıma yazarlık kisvesi geçirmiş olacaktı.
Bahsini ettiğim günlerden yaklaşık altı ay kadar önce de Zaman Gazetesi el değiştirerek Gülen ekibine geçmiş, başına da bugün Hakk’ın Rahmetine kavuşan merhum Eygi getirilmişti.