Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 30-05-2017 10:09   Güncelleme : 30-05-2017 10:09

Fetih Üzerine -2-

Müslümanların bir beldeyi İlah-i Kelimetullah (Allah kelimesinin en yüce olması) amacıyla İslamiyet’e açmalarına, İslamiyet’i hakimiyeti altına almalarına “fetih” denilir.

Fetih Üzerine  -2-

Müslümanların Kur’an’ın vahyiyle ve Resul’e ittiba ile başlayıp, devam ettikleri yürüyüşlerinde fetih kavramsal olarak, ilk defa adını da bu sureye veren Fetih Suresi’nde karşımıza çıkar. Bu surenin birinci ayetinde “Doğrusu biz sana apaçık bir fetih ihsan ettik. Buyurulur. Müfessirlerin çoğuna göre buradaki fetih Hudeybiye andlaşmasıdır. Hudeybiye andlaşması, kendisinden sonra gelecek olan fetihler zincirinin başı ve açıcısı olmuştur. Aynı surenin içerisinde geçen feth-i karib (yakın fetih) ile işaret edilen fetih ise, Hayber fethi ve onu takip eden Mekke fethi olduğu söylenmiştir. Allah’ın adı en yüce olsun diye yapılan savaşlara “cihad” denir. Esasında cihad: Allah ile kul arasındaki tüm engelleri kaldırmak için yapılan tüm ceht, çalışma, mücadele gibi kelimelerle ifade edebileceğimiz anlamların hepsidir. Cihad, gayri müslimlerin emperyalist emellerle yaptıkları bir sömürü savaşı değildir. Cihad ile bir ülke veya şehir halkı Allah’la ve O’nun tek dini İslam’la buluşsunlar diye yapılır. Bu da bir anlamda fetihtir.

Fetih sadece maddi yönden bir anlam ifade etmez. Öncelikli olarak kalbi ve aklı İslam’a açmak, ikinci olarak da; İslam mesajının önündeki engelleri kaldırmak ve insanın kalbine ve aklına ulaşmasına mümkün kılacak ortamı hazırlamak anlamına gelir. Bu anlamda Hz. Peygamber, ”Ülkeler ve şehirler zorla alınır. Medine ise Kur’an’la fethedilmiştir. Buyurmuştu. (Belazuri 1,6). Hudeybiye anlaşması da, insanların Allah’ın davetine ulaşması için barış ortamına vesile olduğundan “fethi mübin “ olarak nitelendirilmiştir. Fetih ve cihad da gaye; toprak kazanmak değil, yer altı ve yerüstü zenginliklerini ele geçirmek de değil, insanları kula kulluktan kurtarıp, yalnız Allah’a kul olmalarını sağlayacak ortamı inşa etmektir. Bugün kalbleri Allah’ın dinine açmak için çağdaş putlarla savaşmanın adıdır cihat. Modern putlar; moda, cinsellik, lüks gibi veya bunları üreten çağdaş-modern dinler olarak tanımlayabileceğimiz; sekülerizm, pozitivizim, kapitalizm, liberalizm gibi doktrinlerdir. İbrahim (a.s)’ın puthaneye girip, baltayla kırdığı putlar bugün karşımıza bu doktrinler olarak çıkmaktadır. 
Beldelerin fethinden önce, kalblerin fethini cehdetmemiz gerekir. İnsanların kalblerini Allah ve Resulü ile buluşturmak ve çağdaş putlardan kurtarmak için cehd ederken, bir taraftan da Allah ve Resulü’ne ulaştırmak için vasıta olması gerekenlerin, kendilerinin putlaştırılmasına sessiz kalmaları, içeriden üretilmiş dini damgası vurulacak ikinci putlardır. Hucurat Suresi 1. ayet de; ”Ey iman edenler ! Allah ve Resulü’nün önüne geçmeyin. Hiçbir şeyi de Allah ve Resulü’nün önüne geçirtmeyin. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah her şeyi işiten ve bilendir.” buyurulmaktadır. Muhakkak ki Fettah olan Allah’tır. Kalblerin sahibi, kullarına rızık ve rahmet kapılarını açan, gerçeği görebilmeleri için kalbleri ve basiretleri üzerindeki perdeleri kaldıran Allah’tır. Fettah Allah’ın isimlerinden (Esma-ul Hüsna) biridir. Mutlak adaleti gerçekleştiren, hak ile batılı birbirinden ayırıp ,durumu açıklığa kavuşturan ,mazlumlara yardım edip,mü’min kullarına zafer veren O’dur. Allah Hayrü’l fatihin (hükmedenlerin en hayırlısı) dir.(A’raf 7/80). Müslümanların İslam’a hizmetlerini ,yalnız Allah kelimesi yüce olsun diye yapmalarına, kalbleri fani varlıklara ve kurumlara bağlamak değil, vahye açmak için yaptığı çalışmalara cihad denir. Ve kalbler o zaman Fettah olan Allah için fetih olmuş olur. İçinde yaşadığımız şu süreçte, fetih ve cihad kavramlarını yeniden anlayıp, idrak etmeye ne kadar muhtacız!

Sözlerimi Fettah isminin hakim anlamında kullanıldığı şu ayetle tamamlamak istiyorum: “De ki: Rabb’imiz hepimizi bir araya toplayacak, sonrada aramızda adaletle hüküm verecektir adil bir hakimdir.(Fettah) Her şeyi bilendir.” (34/26)

Nur DİNÇKAN

 
adminadmin