Örgüt, bu plan çerçevesinde yüzlerce insanı harp okullarından attı ve bu isimler yerine kendi elemanlarını getirdi. FETÖ'cü doktorların sahte raporlarıyla önü kesilen ve askeriyeden atılan mağdur isimler kendilerinin 7-10 yıl kaybettiğini belirterek "Örgüt mensupları hiçbir şey olmamış gibi serbest bırakıldılar ve özel hastanelerde görev aldılar" görüşünü paylaştı.
FETÖ'nün Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki en önemli faaliyet alanlarından biri de hiç şüphesiz şok mangaları ve GATA üzerinden örgüt mensubu olmayan askerlerin tasfiyesinin sağlanmasıydı.
15 Temmuz hain darbe gecesinin başarısızlığa uğratılmasının ardından FETÖ'nün GATA ve şok mangalarında görevli isimleri gözaltına alınıp tutuklanırken, aradan geçen zaman içinde örgüt mensupları kademeli olarak serbest kaldı. Öyle ki; binlerce askeri öğrencinin haksız bir şekilde harp okullarından atılmasına sebep olan isimlerin üssü halindeki GATA'ya ilişkin davalarda ceza alıp şuan hapiste olan örgüt mensubu yok.
Mağdurlar yaşananlardan şikayetçi
Son zamanlarda FETÖ davalarında yaşanan ilginçliklerin ardından sağlık gerekçeleriyle askeriyeden atılan ancak gelinen nokta itibariyle haklarında alınan kararların birer kumpas olduğu ortaya çıkan mağdurlar konuştu.
İsmini vermek istemeyen mağdurlardan O.K., şok mangasının başlı başına bir eleme olduğuna dikkati çekerek, bu işkencelere dayanan ve okuldan ayrılmayan isimlerin sağlık raporları üzerinden tasfiye edildiğini anlattı.
GATA'nın FETÖ için öncelikli hedeflerden biri olduğunu anlatan O.K., örgüt mensuplarına boş kadro açılabilmesi için o dönemde GATAKULİS, PASAKEYFİM, TSKKULİS gibi siteler üzerinden iftara kampanyası başlatıldığını hatırlattı.
Örgütün GATA'da özellikle Kalp-Damar-Kardiyoloji ve Psikiyatri Kliniği'ni kullandığına dikkati çeken O.K., şöyle devam etti:
"Bu iki alan askerlerin çok kolay bir şekilde sistem dışına çıkarılabileceği yerler. Özellikle pilot adaylar için her iki yer de hayati öneme sahip. Genelde insanların çok büyük bir çoğunluğunda rastlanılan 'miyo-kardiyal bridge' ile 'minimal mitral yetmezlik' gibi gerekçelerle yüzlerce vatansever subayı tasfiye edildi.
Bu raporu veren insanlar incelendiğinde ise hep aynı uzman doktor isimlerin yaz döneminde bu işi üstlendiği gerçeği ortaya çıkıyor. Normalde her yaz döneminde farklı doktorların olması gerekir. Çünkü bu iş bir angarya. Tasfiyelerin eksiksiz bir şekilde sorun olmadan tamamlanması için örgüt mensubu uzman doktorlar özellikle görevlendirildi."
GATA davası örgüt kapsamında sokulmadı
Mağdur öğrencilerden A.D. ise FETÖ'nün kendinden olmayan isimlere örgüt mensubu doktorlar üzerinden 'd kod' sağlık raporu verilerek uzaklaştırıldığını, kendisinin de en ufak bir sağlık problemi olmamasına rağmen aynı yöntemle atıldığını anlattı.
D kodunun 'askerlik yapamaz' anlamına geldiğini ifade eden A.D., "Şok mangasına seçilen ancak bunlara dayanan isimlerin sağlık kurulunu geçmesi imkansızdı" şeklinde konuştu.
Bu süreçte prosedür dışı onlarca olay olduğunun altın çizen A.D., şöyle devam etti:
"Normalde 1. sınıf sonunda eğitim kampı var. Yaklaşık 40-45 günlük bir süreç. Bu kamptan önce muayene olmazdık normalde. Ama o yıl kamptan önce olacağımız söylendi. Normalde GATA'ya gidip olmamız gereken muayeneyi bu kez Kara Harp Okulu içinde olduk. Tüm cihazlar okula getirildi.
Ben Maltepeliyim Kuleli mezunlarını sevmem
Sağlık kontrolü için ben kardiyolojiye girdim. Kuleli'den bir mezun arkadaşımız vardı. İkimiz de şok mangasından gelmiştik. Komutan doktor nereden mezun olduğunu sordu arkadaşıma. 'Kuleli' yanıtını alınca 'Ben Maltepe Mezunuyum. Kuleli mezunlarını hiç sevmem' dedi. Yaklaşık 1 dakika süren muayene sonrasında arkadaşıma 'askerliğe elverişsiz' raporu verildi.
Sıra bana gelince yaklaşık 40 dakika kontrol ettiler. Beni muayene eden doktor yanındaki doktora dönerek 'Bu çocuğun kalp grafiği sağlam. Ama mutlaka bir sıkıntısı olması lazım. Gelin birlikte bakalım' dedi. O zaman beni de ne olursa olsun eleyeceklerini anladım. Nitekim 'elin titriyor' dendi. D kodu aldım ve elendim. Sivil hayatta gittiğim hastanelerin hiçbirinde sağlık sorunum çıkmadı."
(Yeni Şafak)
