Türkiye
Giriş Tarihi : 15-06-2016 14:49   Güncelleme : 15-06-2016 14:49

Fıkhî Açıdan Oruç 2

Fıkhî açıdan orucu ele almaya devam ediyoruz

Fıkhî Açıdan Oruç 2
Fıkhî açıdan orucu ele almaya devam ediyoruz. Bu yazımızda öncelikle orucun müstehablarından daha sonrada orucun mekruhlarından bahsetmeye çalışacağız. “Sevilen şey, sevilmiş şey” gibi anlamlara gelen ve peygamberimizin ara sıra yaptığı güzel şeyler anlamında kullanılan müstehab kavramını oruç ibadeti içinde anmak mümkündür. Öncelikle orucun müstehablarının neler olduğunu aktarmaya çalışalım. Oruç için sahura kalkmak ve az da olsa bir şeyler yemek veya içmek müstehabdır. Peygamberimiz (sav) sahurla ilgili olarak şöyle buyurmaktadır. “Oruç tutmak isteyen, sahurda bir şeyler yesin.” (Müsned, III, 367, 379) İftarı vakti girer girmez iftarı yapmak müstehabdır. Oruç açarken dua etmek, verilen nimetlere şükretmek müstehabdır. Genel kabul görmüş Türkçe oruç duası şu şekilde yapılabilir. “Allahım! Senin rızanı kazanmak için oruç tuttum, senin verdiğin rızıkla orucumu açtım. Sana inandım, sana güvendim. Ey lutuf ve ikramı bol olan Rabbim! Beni bağışla.” Varlıklı olan veya gücü yeten kimselerin başkalarına da iftar ettirmesi müstehab olan bir davranıştır. Özellikle de bu iftar merasimlerde fakir olanların da yer alması çok daha güzel bir davranış olacaktır. Peygamberimiz konuyla alakalı olarak “ Oruçluya iftar ettiren kimse, oruçlunun sevabından bir eksilme olmaksızın, oruçlunun alacağı kadar sevap alır.” (Tirmizi, Savm, 42) buyurmaktadır. Cünüp olarak sabahlayan kimsenin imsak vaktinden önce gusletmesi müstehabdır. Hayız ve nifastan temizlenecek kadınlar için de imsaktan önce bu temizliğin yapılması böyledir. Oruçlu olan kimsenin kötü ve çirkin sözlerden uzak durması, başkalarını üzecek rencide edecek sözlerden her zaman olduğu gibi oruçluyken de uzak durması, mala yani diye adlandırılan boş sözlerden uzak durması da müstehab olarak değerlendirilir. Konuyla ilgili olarak peygamber efendimiz bir hadis-i şeriflerinde “ Yalan konuşmayı bırakmayan, yanlış davranışlardan kaçınmayan kimsenin kendini aç ve susuz bırakmasına Allah’ın ihtiyacı yoktur. (Buhari, Savm, 8) Ayrıca Ramazan günlerinde Kur’an-ı Kerim okumak veya bilinmiyorsa öğrenmeye çalışmak da güzel olarak değerlendirilebilecek davranışlardandır. Orucun müstehablarını bu şekilde sıraladıktan sonra orucun mekruhlarının neler olduğunu aktarmaya çalışalım.  Dinen yapılması hoş karşılanmayan, güzel olarak değerlendirilmeyen, kerih sayılan çirkin ve kötü işler manasında kullanılan mekruh kavramını oruç ibadeti içinde anmak mümkündür. Oruç ibadeti için belirtilen mekruh davranışlar orucun anlam ve mahiyetine yakışmayan veya oruca zarar vereceği düşünülen veya aşırıya gidildiğinde orucu bozması muhtemel olan davranışlardır. Şimdi de orucun mekruhlarını kısaca aktarmaya çalışalım. Oruçluyken herhangi bir şeyi tatmak veya yutmamak şartıyla çiğnemek mekruhtur. Oruçlunun eşiyle kucaklaşması, ona sarılması veya onu öpmesi mekruhtur. Oruçluyken dişini fırçalamak mekruhtur. Serinlemek maksadıyla banyo yapmak veya duş almak mekruhtur. Cünüplükten temizlenmek veya temizlik maksadıyla yapılan banyo mekruh değildir. Oruçluyken kan aldırmak mekruhtur. Oruçlunun abdest alırken veya ağzını, bununu temizlerken ağız ve burnuna abartlı şekilde su alması mekruh olarak değerlendirilir. Orucun müstehab ve mekruhlarını kısaca aktarmaya çalıştık. Sonraki yazılarımızda yine fkhî açıdan oruç ibadetine yer vermeye devam edeceğiz. Allah-u Teâla tutmuş olduğumuz oruçlarımızı, yapmış olduğumuz tüm ibadetlerimizi kabul buyursun. Allah’a emanet olunuz. Not: Yazımızda Türkiye Diyanet Vakfı tarafından yayınlanmış iki ciltlik ilmihalin ilk cildi olan “İlmihal I İman ve ibadetler” adlı eserdeki Prof. Dr. H. Yunus APAYDIN tarafından yazılmış “Oruç” başlığından ve Ömer Nasuhi BİLMEN tarafından kaleme alınmış “Büyük İslam İlmihali” adlı eserlerden istifade edilmiştir.
adminadmin