Analiz
Giriş Tarihi : 07-02-2019 10:13   Güncelleme : 07-02-2019 10:13

Fırsat verirsek çıkan kavgada hepimizin kanı akar!

Bu mafyayla iyi geçinmek barış değildir, serseriye taviz vermektir; canavarın dişlerini keskinleştiren, onun iştahını açan yemek ikram etmektir.

Fırsat verirsek çıkan kavgada hepimizin kanı akar!

Şımarık, pespaye, sürekli tehdit edin, sürekli talimat veren bir Amerika var. Hep bir şeyler istiyorlar, sürekli istiyorlar, hiç durmadan istiyorlar... İstediklerini yapsanız da tehdit ediyorlar, yapmasınız da... Talimatlarını harfiyen yerine getirseniz bile ertesi gün yeni bir istek listesiyle geliyorlar. Dünyadaki bütün ticaretten haraç kesiyorlar; evet bütün ticaretten, dolarla alınıp satılan her şey, hangi banka aralarında gidip gelirse hepsini kontrol etmeyi, hepsinden komisyon almayı talep ediyorlar. Kabul etmezseniz, paranız “kara para” oluyor; çünkü ABD, o alışverişe izin vermemiş, haracını kesmemiş!.. Eroin, silah, organ, çocuk satıyor olmanız önemli değil, önemli olan ABD’ye haraç vermeniz. Haraç ödüyorsanız (Bu haraç sistemine bankacılık sistemi deniliyor) kazandığınız para beyaz, ABD’ye haraç ödemiyorsanız; gömlek, buğday satsanız bile kazandığınız para, “kara” oluyor. 1929 yılındaki yıkıcı ekonomik buhranda bu fırsatı ele geçirdiler ve 2. Dünya Savaşı’nın hemen ardından bütün dünyadan haraç kestikleri finans sistemini kurdular. Biz de bunun içindeyiz, mecburen içindeyiz; çünkü bunun adı Küresel Finans Sistemi...

Bu dünya mafyası, elbette sadece Amerika’dan ibaret değil. Bütün hinlikleri, pislikleri, hileleri, tasarlayan mafyanın mutfağının sefilleri Yahudiler… Yahudiler, bu işe 1945’te başlamadılar, 1945 yılında bütün dünyayı istismar edip küresel işgale yeniden başladılar sadece. Yahudiler, Süleyman Aleyhisselam’a ihanet edip Allah Azze ve Celle’yi imtihan etme cüretine kalkıştıklarında yeryüzünde sürgün edilmiş vatansızlar olarak lanetlendikleri günden beri faizin, haracın, haram paranın, zalim servetlerin dehlizlerindeki korkunç cücelerdir. Roma krallarına paralardaki altın miktarını azaltıp daha çok para basmayı tavsiye edip enflasyonu, faizi, haraç kesmeyi yayan Yahudiler, şimdi de aynı işi yapıyor. Elbette Avrupa’da varlık korkusuyla tir tir titreyen Fransızlar ve her kavganın altında tırnak kaşıyan Adalı İngilizler de bu mafyanın bileşenlerinden...

Mesela, bu mafya şimdi gözünü Venezuela’ya dikmiş durumda. Sadece Venezuela mı?.. Afrika’dan Latin Amerika’ya kadar onlarca ülkeyi haraca bağlamış durumdalar. Başka onlarca ülkede savaşıyor, başka onlarca ülkede ekonomiyi tehdit ediyorlar. Allah kalbimi biliyor ya, sadece İran düşmanlığına inanmıyorum ben Amerika’nın. İsrail, İran ve ABD üçgeni içinde düşmanlık olmaz bana göre; olsa olsa en fazla masanın üzerinden sataşma masanın altından tokalaşma olur. Bu başka bir konu... Venezuela’ya dikmişler gözlerini “Ya askeri darbe yapacağız ya da size savaş açacağız” diyorlar. “Teslim edeceksin ülkeyi, bizim istediğimiz adam başkan olacak, bizim istediğimiz bankalara borçlanacaksın, petrolünü ve iş gücünü sömüreceğiz” diyorlar. Bunun adı çağdaşlık, demokrasi, medeniyet vs. bir çuval kokuşmuş zırva...

Bu mafyayla iyi geçinmek barış değildir, serseriye taviz vermektir; canavarın dişlerini keskinleştiren, onun iştahını açan yemek ikram etmektir. Hangi yangın, odun atınca sönmüş, hangi serseri alttan alınca geri adım atmış?.. ABD’ye karşı her uyum sağlama tavizi işgalin pekişmesinden vahşetin artmasından başka hiçbir şey değildir. Alınıp satılmış, kafaları sağa sola çarpa çarpa şekillenmiş köle bir nesil var dünyada. Diplomasiyi, ABD’ye sadakat üzerinden tarif ediyorlar. Ne kadar köleleşmişlerse o kadar var olabiliyorlar. Efendilerine gönüllü hizmet eden, işkenceye maruz kaldıkça şereflendiğini düşünen onursuz pespaye insanlar bunlar. Türkiye’de de var bu neslin kolları. Kendilerinden barışçıl, medeni, çağdaş, aydın, sanatçı, diplomat, dünya çapında kabul görmüş bilmem neler olarak söz ediyorlar. Korkaklar, onurlarını satarak geçiniyorlar bu dünyada; şereflerini, namuslarını secdeye giderek ikram ediyorlar ABD’ye...

Dün bu pespayelerin efendisinin yancılarından biri olan Bolton, elinde bir haritayla basın toplantısı düzenledi. Venezuela konusunda yanlarında ve karşılarında olan ülkeleri gösteren haritada Türkiye de vardı. Bildiğimiz Türkiye değil ama; bölünmüş, bir miktarı Ermeniler’e, bir miktarı PKK’ya verilmiş bir Türkiye... Şimdi 31 Mart seçimleri dahil siyasi meselelerde “Ne alakası var Amerika’yla; belediye çöp toplama işidir kardeşim” diye terane okuyan birini görürseniz bu haritayı hatırlayın. Çünkü Amerika, Amerika diye ağlayarak tapındıkları mafyanın aslında sadece bir tane gücü var: Bizim arayı açmamız; Herhangi bir konuda ikiliğe düşmemiz. İkilik başladığı anda o harita gerçekleşsin diye elinden gelen her şeyi yapar. Başarır, başaramaz ayrı bir konu... Hamleyi yapacak fırsatı bulması mesele. Bu fırsatı vermemek lazım...

Erem Şentürk / Diriliş Postası

adminadmin