Öztürk’ün iddialarına FETÖ, Almanya’da suikast tertiplemiş ve FETÖ’ye mensup kişilerin Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) adına görev yaptıklarını söyleyerek MİT’in adını kullanmışlar.
Öztürk, sosyal medya hesabı Twitter üzerinden yaptığı paylaşımda;
“Rahmi Çağan’a Almanya’da 8 kurşun attıran bu adamlar Ordu’da geziyorlar FETÖ’nün p…. hala pirimli hayırlısı…”
İfadesini kullanarak, kendi el yazısıyla yazdığı dilekçe ile Hüseyin Uzun’un yazmış olduğu dilekçeyi ’de paylaşıma ekledi.
Galip Öztürk’ün kendi el yazısıyla yazmış olduğu dilekçede;
“Ben Galip Öztürk
14 Mayıs 2016 tarihinde şirketimde çalışan Hüseyin Uzun beni arayarak Ordu’dan devlet adına Avukat Ali Metan ve İşadamı Ufuk Ateş’in beni ziyaret etmek ve önemli bir konuyu görüşmek için randevu talep ettiklerini söyledi. Ben de bu randevu talebime olumlu cevap verdim. Aynı gün saat 16.00 civarında Batum İntourist otelde Hüseyin Uzun’unda bulunduğu bir ortamda Ali Metan ve Ufuk Ateş ile görüştüm.
Görüşmede Ali Metan ve Ufuk Ateş MİT (Milli İstihbarat Teşkilatı) tarafından görevlendirildiklerini, bu talebin Ordu’da kendilerine ulaştığını, bunun üzerine derhal Batum’a gelip benimle görüşmek istediklerini belirtiler. Konunun ne olduğunu sorduğumda Rahmi Çağan’la ilgili Facebook ve Twitter’da Ordu Belediye Başkanı Enver Yılmaz’la ilgili bazı yazıların silmesini, artık yazı yazmamasını kendisinden rica etmemi istediler. Bende talebin MİT tarafından geldiğine inanarak Rahmi Çağan’ı aradım ve yazıları kaldırmasını talep ettim. Kendisi talebime olumlu cevap verdi. 2 Haziran tarihinde Rahmi Çağan’ın Almanya’da silahlı saldırıya uğradığını öğrendim. Alman makamları dahil her devlet makamına konuyla ilgili görüşlerime başvurulursa yardımcı olacağımı belirtmek isterim” diye yazdı.
Öztürk Hüseyin Uzun tarafından imzalanmış bir ifade tutanağı da yayınladı.
Uzun’un ifadesi de şöyle;
“Ben Hüseyin Uzun
14 Mayıs 2016 tarihinde 25 yıldır Gürcistan’da yaşayan, bu ülkede üniversite bitirmiş Hayrullah Günal isimli benimde uzun yıllardır tanıdığım arkadaşım, aslen Ordulu şahıs yukarıdaki tarihte arayarak Galip Öztürk’ten randevu talep ettiğini belirtti, konunun Rahmi Çağan konusunda devlet tarafından görevlendirilen Ali Mertan ve Ufuk Ateş’in Galip Öztürk’le görüşmelerine randevu istedi.
Konuyu Galip Öztürk’e ilettim ve randevu talebi kabul görüldü, aynı gün saat tahmini 16:00 yerel saatle Batum İntourist Otelde gerçekleşti.
Görüşme esnasında bizzat bende yanlarında bulundum. Konuya ilk giren Ali Mertan konuşmasında Rahmi Çağan’ın Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz hakkındaki Facebook ve Twitter’da yayınlanmış olduğu bazı yazılarla ilgili Devlet’in bundan rahatsız olduğunu, kendilerinin de (Ali Mertan, Ufuk Ateş) devlet tarafından görevlendirildiğini belirtti.
Galip Öztürk’ün Rahmi Çağan’la olan dostluk ilişkilerine istinaden bu yazıların son bulması ricasından bulunan, geçmiş tüm yazıların kaldırılması hususunda da gerekenin yapılmasını istedi. Galip Öztürk’ün konuyla ilgili vermiş olduğu cevap siz madem Devlet tarafından görevlendirildiniz benimde devletime yardımcı olmak her vatandaş asli görevlerimden olduğundan her türlü katkıyı ve yardımı yapacağını söyleyerek, gelen şahısların yanında Rahmi Çağan’ı arayarak yazılarına son vermesinin ve geçmiş yazılarının da kaldırılmasını rica etti.
Telefonun hoparlörünün açık olması sebebiyle Rahmi Çağan’ın cevaplarında abi sen olduktan sonra elbet yazılarıma son veririm ve geçmişteki yazıların tamamını hemen silerim dediğine şahit oldum. Aynı mevzu ili ilgili Ali Mertan’ın konuşmasından sonra Ufuk Ateş konuya girdi ve Ali Mertan’ın konuşmalarını tasdik eder gibi Devlet tarafından yani MİT (Milli İstihbarat Teşkilatı) tarafından görevlendirildiklerini beyan etti. Ali Mertan’ın söylediklerinin aynısını teyit ederek Ufuk Ateş’le yazıların kaldırılmasını rica etti. Tüm bunların Türk gizli servisi MİT’in talebi olduğunu özellikle belirttiler. Benim bilgim ve duyduklarım bundan ibarettir. Konuyla ilgili hukuki konularda hür irademle ifade vermeye hazırım.” şeklindeki ifadede bulunan Uzun, Galip Öztürk’ü teyit etti.
FETÖ’nün kumpas davasında sanık olduğunu biliyorduk ancak MİT’in adını kullandırarak cemaat abilerine operasyon tertiplediğini ve suikast yaptıklarını da öğrenmiş olduk.
