Türkiye
Giriş Tarihi : 13-04-2016 12:26   Güncelleme : 13-04-2016 12:26

Gazilerin Şehid Cenazelerinde Tekbir İstiyor...

Gaziler, yıllardır şehit cenazelerinde çalınan Chopin’in çan sesleriyle başlayan cenaze marşına karşılık ‘tekbir’ kampanyası başlattı

Gazilerin Şehid Cenazelerinde Tekbir İstiyor...
Gaziler, yıllardır şehit cenazelerinde çalınan Chopin’in çan sesleriyle başlayan cenaze marşına karşılık ‘tekbir’ kampanyası başlattı. Şehitlerin cenazelerinde resmi marş olarak uzun yıllardır çalınan Frederic Chopin’in Opus 35, 2 numaralı Sibemol Minör Piyano Sonatı tartışma çıkardı. “Yabancının ölüm marşı şehitlerimize yakışmıyor” diyen Türkiye Gaziler Vakfı Başkanı Lokman Aylar, “Şehitlerimizi milletimizin tekbir sesleriyle bestelenen Itri’nin ‘tekbir’ eseriyle uğurlamak için kampanya başlattık” dedi. ŞEHİT AİLELERİ İSTEMİYOR Söz konusu marşın 1932’den bu yana protokol cenazelerinde çalındığını belirten Aylar, “Yıllarca içimizi kanatan bu marşa tahammül ettik, birliğimiz için şahadet şerbeti içen yiğitlerimizi çan sesleriyle uğurladık ama artık dayanamıyoruz” dedi. Aylar, “Şehit ve gazi yakınlarının yanı sıra al bayarak için canını siper eden gazilerimiz çan sesli cenaze istemiyor. Aileler çok tepkili, “biz vatanın birlik ve geleceği için kurban ettiğimiz aslanlarımızı tekbir sesleriyle uğurlamak istiyoruz” diyorlar. 84 yıldır kimse bu marşa itiraz etmedi. Bunca yıldır bu durum bizleri yaralıyor. Memleketimizin onca kıymetli bestekârı, vatanımızın bağrında bestelenen onca söz varken öz evlatlarımızı neden yabancı müzikle uğurluyoruz. Artık dur demek gerek” diye konuştu. Şehit cenazelerinde milli, tekbir içerikli marş kampanyasına hemen her kesimden destek geldiğini söyleyen Aylar, “70 bin şehit ve gazi yakını başta olmak üzere, bazı siyasiler ve STK’lar da imza atmaya başladı” dedi. Aylar, “AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk’ün kampanyaya destek amacıyla gazilerimizi ziyaret etti. Vekilimiz kampanyamızın arkasında olduğunu, gereken desteği vereceğini ve marş talebimizin haklı olduğunu söyledi. Itri’nin ‘tekbir’ bestesinin resmi cenaze marşı olması için gerekçeli metnimizi dilekçe halinde Cumhurbaşkanımıza ileteceğiz. Vekillerimizin önderliğinde Sayın Cumhurbaşkanımıza içimizi kanatan bu konuda destek isteyeceğiz. Vatan aşığı milletin adamı Cumhurbaşkanımız bizi anlayacak, derdimizi çözecektir. Şu anada sanat ve siyaset dünyasından da ciddi destek geldi. Kimse çan sesleriyle şehidini uğurlamak istemiyor” şeklinde konuştu. YENİ TÜRKİYE ESKİ MARŞ Kampanyanın kısa sürede ciddi destek gördüğünü belirten Aylar, “Biz 84 yıldır kangren olan bu yaraya merhem istiyoruz. YeniTürkiye’ye yakışmıyor bu marş” dedi. Başkan Aylar, “Evlatlarımız bu vatanın bayrağı, birliği, dirliği ve geleceği için toprağa birer gül gibi düşüyor. Dillerinde Şahadetle son nefeslerini veren yiğitlerimizi batının çan sesiyle değil, dinimizi, kültürümüzü ve kimliğimizi içeren bir besteyle uğurlamak istiyoruz. Batının ideolojisiyle, yerli olmak bir yana tamamen kültür ve değerlerimizden uzak bu beste Yeni Türkiye’ye ait değil. Sesimizi duyurup, çan seslerini şehitlerimizin naaşlarından arındırana kadar mücadele edeceğiz. Yiğitlerimizi ‘tekbir’le uğurlayana kadar durmadan çalışacağız. Vatan sevdalıları Cumhurbaşkanı, Başkanımızdan destek bekliyoruz” dedi. TEKBİR, CENAZE MARŞINA KARŞI Yüksekova’da terör örgütü PKK’ya yönelik operasyonda şehit düşen polis memuru Mustafa Sezgin için cenaze töreni düzenlendi. Şehidin cenazesini memleketine götürecek uçağa taşınırken protokol gereği cenaze marşı çalındı. Bu sırada, şehidin silah arkadaşları koşarak cenazeyi omuzlayarak tekbir getirmeye başladı. Yaşanan bu çarpıcı olayı SABAH’taki köşesinde gündemine alan Hilal Kaplan, ‘Tekbir Cenaze Marşı’na karşı’ başlıklı yazısında şöyle demişti: “Protokol cenazelerinde, Frederic Chopin’in Opus 35, iki numaralı Sibemol Minör Piyano Sonatı’nın üçüncü bölümü olan ve George Sand’in adını ‘Cenaze Marşı’ olarak koyduğu kısım çalınır. 1932’de başladığı söylenen ama geleneklerimize ve kültürümüze tamamen yabancı olan bu uygulamaya geçtiğimiz günlerde tüyler ürperten bir itiraz gerçekleşti. Şehit özel harekât polisinin naaşı memleketine gönderilmek üzere 6 kişinin omzunda uçağa taşınırken, protokol gereği cenaze marşı çalmaktaydı. Şehidin vazife arkadaşları, anlaşılan bu muameleden rahatsız olup, tabutun yanına koştu ve birden 30 kişinin omuzladığı tabut taşınırken, diğer yandan tekbir sesleriyle de orkestranın çaldığı cenaze marşını susturdular. Şehit, tekbirlerle memleketine uğurlandı. İşte o spontane gelişen on saniyenin kendisi bize dair çok şey anlatmaktadır… Kendi kendini kültürel sömürge haline getirme arzusuna karşı, halk kitleleri her zaman değişik biçimlerde tepki göstermiştir.”
adminadmin