Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, 15 Temmuz’da Milletin duruşundan dolayı 81 ili kapsayan bir yurt gezisine çıkıyor. Bu aslında bir yandan teşekkür mahiyeti taşırken diğer yandan da olası beklenen erken genel seçimin de sinyali…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise CHP’nin İl yönetimlerini Kahramanmaraş’ta topluyor ve olası bir erken seçim için hazırlık çalışmaları başlatıyor. Daha önce hatırlanacağı üzere 15 Temmuz’dan hemen sonra CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’de erken seçim sinyali vermişti…
MHP ise 15 Temmuz’dan sonra erken seçim ile kendi tabanını ve yönetim kadrosunu daha da geniş yelpazeye açmak için ve FETÖ’yü MHP’den tamamen temizlemek için aylardan beri çalışıyor…
Tabii ki olası bir Erken Seçim’in en zararlı çıkacak partisi ise HDP olacak ve bu olası Erken Seçime en çok HDP karşı çıkacaktır…
Sırayla bakacak olursak eğer;
Ak Parti’de aslında çok büyük bir sorun yok gibi görünüyor ama buz dağının altında ise bir volkan kaynıyor.15 Temmuz sonrası Ak Parti oylarını artırdı aslında ama tabanında FETÖ’den dolayı oldukça büyük bir rahatsızlık var.Ak Parti’nin yönetim kadrosu, İl ve İlçe Başkanları, Belediye Başkanları, Milletvekilleri hatta Bakanlara FETÖ’den dolayı güvensizlik var ve Seçmen tamamen FETÖ ile şimdiye kadar herhangi bir ilişkisi olmamış yeni yüzler istiyor…Zira Seçmen Ak Partinin tamamen FETÖ’den temizlendiğine inanmıyor. Özellikle 17/25 Aralık sonrası dönemin Başbakanı recep Tayyip Erdoğan’ın FETÖ’yü partiden ve Devletten temizleyin talimatını kulak arkası edenlerin 15 Temmuz’un Mimarları olduğuna seçmen inanıyor ki bir nebze de de doğru. Ak Parti’de “FETÖCÜ YOK.” söylemine seçmen inanmadığı gibi Ak Parti tabanı bu söylemlere çok kızıyor…
Halk şunu soruyor!
Madem Ak Parti’de FETÖCÜ YOK! ,Devlete Binlerce FETÖ’den dolayı tutuklananları kimler atadı? FETÖ ile ilişkileri gün yüzüne çıkmaya başlayan veya bilinen Eski ve Mevcut Milletvekilleri, Belediye Başkanları, İl ve İlçe Başkanları vs.leri neden konuşulmuyor? Neden onlarla ilgili detaylı yaptırım yada uygulamaya geçilmiyor? “Ben Ahmakmışım” demek işi çözüyor mu? diye halk soruyor!
Ak Parti, kendi içerisinde tabiri caizse bakanlarından tutunda çaycısına kadar tüm kadrolarını yenilemek zorunda. Bu korkulacak bir şey değil. Zira Ak Parti ilk seçim kazandığı 2002 yılında da yüzlerin bir çoğu yeniydi. Şimdi yeniden yeni yüzlerin siyasi arenaya sokulma zamanı. Yeni yüzlerin siyasete girmesi halk tarafından da olumlu olarak karşılanacak zira halkın isteği bu yönde. Ayrıca mevcut Parti’de ki FETÖ ile herhangi bir bağlantısı olmayanlarında bu değişime destek vermesi partiyi çok daha ileri seviyelere taşıyacaktır…
MHP ise kendi içinde hala FETÖ temizliğini yapmakla meşgul ve FETÖ’SÜZ bir MHP ile seçmene sinyal gönderiyor. Her ne kadar yönetim kadrosu ve il ve ilçe başkanlıkları tabanında ki seçmenlerini çokta mutlu etmese de Ak Parti’de ki Ülkücü seçmen için yuvaya dönün çağrısı yapacaklar. Ak Parti kendi içerisinde ki FETÖ temizliğini tam anlamıyla yapamadığı takdirde bu MHP’ye yarayacaktır.
Hiç kimse MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin değişeceğini, Başkanlık Sistemi için olur vereceğini de bu arada düşünmesin. Zira Bahçeli’nin ajandasında hiç bir zaman Başkanlık Sistemi olmadı ve bundan sonra da olmayacak zira Başkanlık Sistemi demek MHP’nin bir daha asla Koalisyon ortağı olarak bile İktidar yüzü göremeyecek demektir. Çünkü %10-15 aralığında seyreden MHP’nin tek başına iktidar olması mümkün değil…
CHP ise malum hepimizin bildiği üzere çizgisini değiştirmeyecektir. CHP’de Sünni yapıda ki ve arta kalanları temizleyip yerlerine Alevileri getiren Kılıçdaroğlu çizgisinde en ufak bir değişiklik yapmaz. HDP’nin tabanı ile sürekli dirsek temasında bulunan CHP Yönetimi bu dönemde HDP’lilere daha fazla söylemleri ve hareketleri destek vererek tabiri caizse gel gel yapacaktır…
Tabii ki CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun ve CHP yönetiminin de ajandasında Başkanlık Sistemi olmadığını söylemeye gerek yok. CHP’nin Ajandasının ilk sayfasında sadece LAİKLİK var ve bu söylemi Özgürlük ve Eşitlik söylemleri ile destekleyerek tüm sol frekanslara yeşil yakacak.
HDP’de ise belli etmek istemeseler de tam bir kaos hakim. HDP Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Fiğen Yüksekdağ’da Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da halk desteğini yitirdiklerinin farkında.Zira hiç bir çağrıları bölge de karşılık bulmuyor. Ayrıca Malum Medya Kanalları da HDP’yi ve HDP Yöneticilerine mesafeli davranıyor. Bu da Batı bölgelerinde ki emanet aldıkları sol oyların erimesine yol açıyor. Birçok İlde ve ilçede ise il yöneticileri çoğunlukla Terör Örgütü PKK üyeliğinden tutuklanmış vaziyette. Ayrıca Belediye Başkanlıklarına ise Kayyumların atanması HDP’yi hareket edemez haline getirdi.
HDP’li birçok Milletvekili ile birlikte Selahattin Demirtaş’ın Figen Yüksekdağ’ın da dokunulmazlıklarının Terör Örgütü PKK’ya üye olmaktan dolayı kalktığını da unutmamak lazım. Bu arada MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da Cumhurbaşkanına hakaretten Mahkeme de dosyalarının olduğunu ve Mahkeme sürecinin devam ettiğini de hatırlatmakta fayda var…
Dokunulmazlıkları kalkan Parti Başkanlarının ki buna sadece HDP değil, CHP ve MHP parti başkanları da dahil hapis cezası alması durumunda dokunulmazlıkları kalkacağı gibi Milletvekilliklerinin de düşeceğini göz önüne alırsak eğer, Sonbahara girmeye başladığımız bu aylarda Meclis açıkçası oldukça sıcak ve hararetli tartışmalara sahne olacak…
Türkiye’nin Suriye ve Musul Kerkük Politikalarında ilerleme kaydedebilmesi için Kıbrıs sorunun çözümü için ayrıca sıkışan Türk Siyasetinin önünü açabilmek için “BAŞKANLIK SİSTEMİ” şart olduğunu daha önce de sizlere anlatmıştım. Mevcut Siyasi tablonun halkın “İDAM” istemine ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Meclis’ten geçerse onaylarım sözlerine daha fazla sessiz kalamayacağı açıktır. “HAMASET DOLMUŞU” makalemde belirttiğim gibi “İDAM” konusunun ötelenmesine Ak Parti tabanı dahil seçmenin sıcak bakmayacağı aşikardır. Her ne kadar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “TARAFSIZ CUMHURBAŞKANI” olarak verdiği beyanatlar ortada ise de Ak Parti Seçmeninin gözü kulağı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da olduğu bir gerçek...”KAYYUM ve FETÖ AFFI” ile siyasi arenanın kendini temizleyemeyeceği bir gerçek…
Türkiye ve Kritik Mayıs ayı-2 Makalemi yazarken Mayıs ayı kritik dediğimde herkes! Ne Kritiği diyordu! Mayıs Ayı Ak Parti’nin Genel Başkanının ve Başbakanın değişmesi ile sonuçlandı. 3 Haziran 2016’da ise Bu yaz çok sıcak geçecek… diye sizlere anlatırken 15 Temmuz’u ise açıkçası hiç hesaba katmamıştım…
8 Kasım’da gerçekleşecek olan ABD’de ki Başkanlık seçimine kadar tabiri caizse bir ileri iki geri politikalar ile devam edilecek olsa da seçimlerin belirginleşmesi, ABD’nin başkanlık seçimleri sonuçlarına göre Mahalli ve Milletvekilliği seçim tarihini netleştirecektir. Bu arada TBMM Kulislerinde de konuşulan 1 yılda yeni milletvekillerine emeklilik yolunun açılmaya çalışıldığını ve bunun kulislerde konuşulduğunu da sizlere dip not olarak bilgisini vereyim.
Şu da bir gerçek ki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da FETÖ ile mücadele noktasında zayıf kalan halkalara daha fazla sessiz kalmayacak ve Sonbahar ve Kışın ilk aylarına girdiğimiz şu günlerde 2016 sonu 2016 yazından çok daha sıcak geçecek diyebiliriz…
Orhan SARIKAYA
