Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 03-02-2012 18:12   Güncelleme : 03-02-2012 18:12

Gücün ve sistemin kölesi olmak

Bu garip yazar köşesinde ( aralıklarla da olsa ) ilk bakışta güncel değilmiş gibi görünen, ama güncelliğini kaybetmeyen analizlerini ve bilgileri sizler ile paylaşarak “zihni devrimcilik”te nasibi olanları kafatasçı, muhafazakâr, milli, şovanist, dinci devrimci, halkçı vb kimlikli “hayvani”nin sizleri ninnilerle yatırdığı uykudan uyandırmaya çalışıyor

Gücün ve sistemin kölesi olmak
Bu garip yazar köşesinde ( aralıklarla da olsa ) ilk bakışta güncel değilmiş gibi görünen, ama güncelliğini kaybetmeyen analizlerini ve bilgileri sizler ile paylaşarak “zihni devrimcilik”te nasibi olanları kafatasçı, muhafazakâr, milli, şovanist, dinci devrimci, halkçı vb kimlikli “hayvani”nin sizleri ninnilerle yatırdığı uykudan uyandırmaya çalışıyor.
Ben ve benim gibilerin içimizde gizlenmiş ve bizden görünen ama hıyanet içerisin de ki münafık ve ben merkezli düşünen kripto hainlerin sizi içine attıkları (gündem, siyaset, rant, magazin, popülarite ateşinden oluşan) dünya cehenneminde yanmaktan kurtarma mecburiyetimizin olmadığının; ama yazılarımızla ve uyarılarımızla sizlere gerçekleri göstermeye çalışarak safımızı belli etme yükümlülüğümüzün olduğunun farkındayız.
Bu tavrımız Allah (cc) izin verdiği sürece her şeye rağmen devam edecek.
Bu nedenle köşemizde ille de güncel olaylara dair bir şeyler okuma merakıyla köşemizi takip edenlere tavsiyemiz “ya bu merakınızdan, ya da bizi takip etmekten vazgeçin” şeklinde olacaktır.
Özetle söylemek gerekirse;
Siyasi gelecek, şovanist kafa yapısıyla, günlük yaşayan, kula teslim olma, güce biat etme kolaylığı ile cenneti garantilediğini düşünen ve şahsi küçük hesaplar peşinde koşanlara bu köşede ekmek yok.
Biz değerimizi ve kalitemizi birilerinin yaptığı gibi okuyucularımızın sayısıyla değil, bizi anlayanların ve sonu cehennem olan “sistemin gündemi” uçurumundan kurtardığımız “koyunların sayısıyla” ölçeriz. Bu uğurda da bizimle ilgili olarak bazı siyasilerin kullandığı ve bizimde kulağımıza gelen,
Bu kadar uzun köşe yazısı olur mu
 
Bu adam kendini ne zannediyor,
 
Bu herif kafayı yemiş herhalde,
 
Şu kendini beğenmişi tanıyanınız varsa bir ders verelim,
 
Dünyanın kaç bucak olduğunu gösterelim şu zibidiye
 
Türünde ki birtakım ifadeler bizim günlük ve kişisel küçük hesapların peşinde değil, doğru yolda olduğumuzun açık bir delilidir.
 
Diğer taraftan
 
Tahminlerin aksine, kendileri gibi sürüden birisi olmayanlara vebalı muamelesi yapan bu türde ki zavallılara artık kızmıyorum.
 
Aksine onlara acıyor ve onları yaşadıkları sanal dünya cehenneminden kurtarılması gereken zavallılar olarak görüyorum
 
Çünkü biz biliyoruz ki:
 
Herkes fıtratının gereğini yerine getiriyor. Âlim âlimliğinin, cahil cahilliğinin, Allah inancı olan insan insanlığının, insan etiyle beslenen hayvani karakterliler de içgüdüsel olarak davranarak hayvanlığının gereğini yerine getiriyor.
 
Bu davranış biçimini tercih edenler sürü ile birlikte hareket etmeyen taze, leziz, savunmasız, küçük ve dişine göre gördüğü avlara saldıran, kendi ve neslinin istikbali için riske girmeyen sırtlan, çakal gibi vahşi hayvanların davranış şeklidir.
 
Oysa insan neslinin bu gün sahip olduğu yaşamsal ve uhrevi anlayış medeniyetini meydana getiren zihniyetin sahipleri kafasını kabuğundan çıkartarak ve ölümcül riskler alarak yol alan Âdemoğullarından başkası değildir.
 
Bu nedenle İnsanlığın ilerlemesinde ki en büyük başarı, ilkel güdülere davranan hayvanilerin davranışları değil, Allah’ın kendisine verdiği beyni kullanan “zihin devrimcilerinin” hayata, olaylara, yaratıcıya ve yaratılmışlara olan “geniş açılı” bakışlarıdır.
Demek ki "beynini ve kendini geliştirmiş insan", aynı zamanda, kendi kazancından, rahatından, huzurundan, sevdiklerinden ve hatta hayatından vazgeçmek pahasına da olsa insanların hayatlarına ve dünyanın gidişatına yön veren zihin devrimcileridir.
Tabii her devrimde olduğu gibi bu dönemde de içgüdüleri ile hareket eden hayvaniler insanların kafasında “anlayış devrimini” gerçekleştirerek tekerlerine çomak sokmak isteyenlerin çok yaşamasına izin vermek istemezler. Çoğu zaman geçici de olsa bunda başarılı da olmuşlardır.
Fakat bu hayvanilerin hesaba katmadıkları, unuttukları bir gerçek var. Devrimci insanların mücadelesini verdikleri insani anlayış ve bu anlayışın sonucu olarak ortaya çıkan yenidünya düzeni, zihin devrimcilerinin kısa süreli kendi yaşamlarına inat çok daha uzun sürelidir.
Hz. İsa, Hz. Musa ve son olarak da Resülullah efendimiz bu yolda önlerine çıkartılan her türlü zorluğa, yapılan tehdittlere, düzenlenen suikastlara, teklif edilen rüşvetlere rağmen inandıklarından zerre kadar taviz vermeden ve bu inançlarıyla içinden çıktıkları hayvani yapılara direnen, sonuçta da zihinlerde meydana getirdikleri anlayış devrimi ile o hayvani yapıyı yok eden ve sisteme biat etmeyerek insan merkezli bir zihniyeti ilk etapta bulundukları topluma, sonrasında da dünyaya kabul ettiren en büyük zihin devrimcileri değil midirler?
Fakat diğer taraftan bildiğimiz bir gerçek daha var.
Biz zihin devrimcileri Resul, Nebi, Peygamber değiliz. Ama her zaman, dünyalık rant ve siyasi ikbal peşinde koşan, devrimci zihinlerin düşmanı, ömürleri kısa, geleceğe az şey bırakan, isimleri dahi unutulmuş hayvani karakterlilerin dayatmalarına direnen ve hepsinden de önemlisi Resullerin yolundan yürüyen gerçek Resul varisleriyiz.
İşte bu direncimizdir hayatları "haset" ten ibaret, ilkel güdülerle hareket eden, ama görünürde hoşgörülü, kurtarıcı olan siyasi, bürokratik, dini lider, tüccar maskeli hayvanileri çıldırtan.
Kabul ediyorum bunların bir kısmı işlerin de son derece uzmanlaşmıştır. İlkel yaratıklar gibi çoğu zaman kendilerini ve gerçek yüzlerini göstermeden saldırırlar sıradan insanlara ve biz zihin devrimcilerine. Çevrelerine gayet insan gibi görünürler, kibar konuşurlar, bilgili ve mülayim eda ile üstünlük kurarlar avları üzerinde. Ve kimsenin kendilerini görmediğine inandıkları yerlerde ve zamanlarda saldırırlar insanlara. Kuytu yerlerde yerler avladıkları insanların taze fikirlerini, iğrenç bir şekilde ve çabucak. İşte bu tür hayvaniler Allah’ın kendisine değil de güce biat eden ve zalime sessiz kalan kullarının başına imtihan amacıyla sardığı " en tehlikeli ve görünmez " musibetlerdir.
Kim mi bunlar?
Şöyle dikkatlice ve tüm şartlanmışlıklardan arınmış bir şekilde bir bakın etrafınıza, onları göreceksiniz. Bunlardan, yanımızda, yöremizde her zaman fazlasıyla bulunur. Elbet bir gün zamanı gelince, o hayvanilerin gerçek yüzlerini görecek, bu zalimlere biat ettiğiniz veya sessiz kaldığınız için kendinizden utanacak, iğrenecek ve pişmanlık duyacaksınız. Fakat o saatten sonra zihinlerinizi ellerinden kurtarmak, tövbe etmek için ne yapsanız nafile... Artık iş işten çoktan geçmiştir.
Sizlerin kararı ne olur bilemem, ama bu zihin devrimcisi güncel olaylara bağlı kalmadan, fakat görünen güncelin arka planını çözmek isteyenlere yol göstermek, onları içine düştükleri yanılgıdan kurtarmak için yoluna devam edecek.
Sizde zihin devrimcisi ve yol arkadaşım olarak kurtuluşa ulaşmak istiyorsanız bu tarafa buyurun.
Hayatından memnun olduğunu düşünen, fakat sonunda hüsrana uğramaları kaçınılmaz kulların köleleri ise bildikleri yolda devam etsinler.
Hiç şüpheniz olmasın,
Biz zihin devrimcileri,  o gün geldiğinde Allah’ın (cc) bize vaat ettiklerine kavuşacağız inşallah.
Sizler de, size vaatte bulunan hayvaniler ile yüzleşeceksiniz.
adminadmin