Hayati Kaynar’dan Kazım Yılmaz’a;

Kaynar, para için kuyruğa girenleri, bağımsız denetim kuruluşunun ortaya koyduğu tablonun şematik halini, düşük borç miktarlarının nasıl, kim tarafından yukarıya çekildiğini, ve Samsunspor üzerinden nemalananların kim olduklarını alenen açıklamasını istiyor..
Aksi takdirde anlattıkların hikayeden öteye gidemez diyerek de  Yılmaz’ı uyarıyor..

İşte o yazı;

Cesur olmak!..
Kazım Yılmaz;
Dün gazetelere tam sayfa ilan vererek, gelişmeler hakkında Samsunspor kamuoyunu bilgilendirmiş...
 
Daha doğrusu;
'Terk etmekle' suçlandığı yapıya,
Kendisine yapılan haksızlığı üstü kapalı anlatmaya çalışmış!..
 
İhanete uğradığını,
Yalnız bırakıldığını,
'Çamur at izi kalsın' mantığı ile hareket edildiğini söylüyor...
 
Bunların hepsini doğru olarak kabul edelim!..
 
Fakat;
Para için kuyruğa girenleri,
Bağımsız denetim kuruluşunun ortaya koyduğu tablonun şemasal halini,
Düşük borç miktarlarının nasıl, kim tarafından yukarıya çekildiğini,
Ve Samsunspor üzerinden nemalananların KİM olduğunu alenen açıklamadıktan sonra,
 
Yılmaz;
Bana göre anlattıkları ile hikayeden öteye gidemez!..
 
Hatta;
Bizzat, 'Çamur atan' kendisi olur!..
 
Bu işlerde kolu kırdın mı, yen içerde kalmaz!..
 
Adam gibi çıkar;
Bu kulübün embesillerini tek tek ortaya koyarsın!..
 
Koyarsın ki;
Yarın bu sevdaya gönül verenler, kimin ne mal olduğunu bilsin diye!..
 
Şimdi kalkmış;
'Ben bunları biliyorum ama açıklamam' diyorsun!..
 
Sonra da;
Kendinin bildiğini bize soruyorsun!..
 
Diyorsun ki;
Eski defterleri ortaya çıkarmak,
Hayali faturalar ile malı götürenleri bulmak,
Hayali alacaklara karşı mücadele etmek,
Gerçekleri ortaya çıkarmak SUÇ mu?..
 
Elbette değil!..
 
Ancak;
Gerçekler saklı kaldığı takdirde, gerçekliği bilinmez!..
 
Sadece bu senin gerçeğin olur!..
 
ve de bir bilinmezlik içerisinde kalır!..
 
Yani;
Gider ayak 'Çamur' atmış olursun!..
 
Oysa,
Her ne kadar bu göreve itilsen de,
Yalnız bırakılsan da,
Yanlış yönetiminle Samsunspor'u kümeye düşüren başkan olsan da,
 
Yukarda belirttiğin rezilliği açık açık ortaya koyabilmekle,
Bugüne kadar yapılmayanı yapmış olurdun!..
 
Sadece pisliği süpürüp, duvar dibine bırakmak marifet değil!..
 
Marifet;
O pisliğin bir daha içeri girmemesi için cesaret göstermektir!..
 
İşte o zaman;
Samsunspor'u küme düşüren başkan dahi olsan, sevdaya verdiğin hizmet tartışılmaz!..
 
 
Yoksa;
Her şeyi bilip susmak, korkakların işidir!..
 
İsmet İnönü'nün o meşhur sözünü unutmayalım!..
 
“Bir memlekette, namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur...
 
Eğer, bu kadar bildiğinden emin olduğun şeyi açıklama cesaretinde bulunamazsan,
Samsunspor'a yaptığın en büyük kötülük olur ki;
 
Bu da Samsunspor'un geleceğini zan altında bırakır!..
 
Şimdi sana düşen görev;
Kimin ne halt yediğini çıkıp açıklamaktır!..
 
Bilinmezlik içerisinde kaybolup gitmek değil!..
 
Aksi halde;
Ne ortak paydası,
Ne de sevdası kalır, Samsunspor'un!..