Sağlık
Giriş Tarihi : 07-10-2018 11:17   Güncelleme : 07-10-2018 11:17

Hayatın İlk Yıllarında Yaşananlar Gelecekteki Ruhi Durumu Nasıl Etkiler

Dünyada her yıl 10 Ekim, ‘Dünya Ruh Sağlığı Günü’ olarak kutlanıyor. Ruh sağlığı uzmanları, belirlenen tema doğrultusunda çeşitli konferanslar verirken, günün anlam ve önemine dair saptanan noktaları enine boyuna masaya yatırıyor.

Hayatın İlk Yıllarında Yaşananlar Gelecekteki Ruhi Durumu Nasıl Etkiler

Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre; ülkemizde 15-24 yaş grubunda 13 milyona ulaşan bir genç nüfus var. Peki, gençlerin ruh sağlığına zarar verenlerin başında neler geliyor ve korumak için de neler yapılması gerekiyor?

Beykoz Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mansur Beyazyürek, panel öncesi gençlerin ruh sağlığıyla ilgili önemli ayrıntılara dikkat çekti.

Hayatın ilk yılları ruh sağlığımızı belirler

Ruhsal açıdan sağlıklı olmanın, yalnızca bedensel ve ruhsal açıdan hasta olmamak anlamına gelmediğini belirten Beyazyürek; “Özellikle insanın üretkenliğinin, sosyal uyumunun bozulması gibi durumlar ruh sağlığımız için daha belirleyici olur. Bu faktörleri de sosyo-kültürel, ekonomik, siyasal sorunlardan ve diğer genel sağlık sorunlarından soyutlayamayız. Böyle bir perspektifle baktığımızda, doğum öncesinden başlayarak hayatın ilk yıllarında, okul öncesinde ve okul çağında yaşananlar ruh sağlığımızı belirleyici kılar” diye konuştu.

Sorunlar bağımlılığa yönlendiriyor

Beyazyürek, gençlik çağında yaşanan streslerin mutsuzluk, doyumsuzluk ve uyumsuzluk gibi klinik tabloları da beraberinde getireceğinin altını çizerek, sözlerine şöyle devam etti: “Halen gençlerimize gelecek ile ilgili güven verecek bir sosyal yapıdan ve eğitim düzeninden uzağız. Unutulmamalıdır ki, gençlerin karşı karşıya kaldığı sorunlar alkol, uyuşturucu ve kumar gibi bağımlılık davranışlarını pekiştirir. Gençlerin ruh sağlığı ile ilgili sorularına çok yönlü yaklaşmanın zamanı geldi de geçiyor. Nüfusumuzun yarısından fazlasını çocuk ve gençlerin oluşturduğu göz önüne alındığında durumun ciddiyeti aciliyet gösteriyor. Devlet ve sivil toplum örgütleri başta olmak üzere bütün kurumlarımızla önceliğimiz bu konu olmalı.”

adminadmin