Genel
Giriş Tarihi : 04-07-2016 10:42   Güncelleme : 04-07-2016 10:42

Her yanlış ihanet mi?

İnsana dair her ne varsa içinde aldanma da vardır

Her yanlış ihanet mi?
İnsana dair her ne varsa içinde aldanma da vardır. Yanlış da vardır. Şairin dediği gibi insan aldandığı kadar insandır. Aklımızdaki iş planına uygun olmayan her davranışı ihanet kabul ederek varacağımız bir nokta yok. Müslüman topluluğun içindeki en büyük hastalık, bir birine karşı merhametini ve insafını kaybetmektir. Hoşumuza gitmeyen bir şey oldu mu, ilk işimiz ihanetle suçlamak oluyor. Birine yanlış yaptığının söyleyenin kaderi de maalesef aynı. Bu şartlarda aramızda müşaverenin koşulları da kayboluyor. Hayatımızı kaplamaya başlayan otosansür: Zihinsel derinliği ve gelişme potansiyelini alıp götürüyor maalesef. İHH yönetimi keşke, Mavi Marmara sonrasında en ağır bedelleri ödemeyi göze alıp Müslümanların izzetini ve hukukunu ayakta tutanlara karşı daha insaflı olsaydı. En nihayetinde İsrail ile varılan mutabakatı da insanlar yürüttü. Daha iyisi olabilir miydi? Yapılan her ne varsa mutlaka daha iyisi yapılabilir. Eksikliklerden söz ederken, iletişimi koparacak bir dil kullanmaktan kaçınmak gerekir. Önemli olan niyet ve korunması gereken asgari çizgilerdir. İsrail mutabakatını gerektiren koşulların tamamını bilemeyecek durumda olan arkadaşların, eleştiri konusunda daha dikkatli olmaları gerekir. Hiçbir olay sadece kendi bağlamından ibaret sayılamaz. İsrail ile mutabakat, sadece İsrail-Türkiye ilişkilerinin dinamikleri ile de tanımlanamaz. Türkiye’nin çok yönlü siyasi riskleri ve çıkarlarının bu mutabakatı gerekli kılıp kılmadığını anlamadan, iki kavram etrafında bu konuyu tarif edemezsiniz.  İHH yönetimini, bir çırpıda ihanet senaryolarına muhatap edenlerin yaptığı da hiç doğru değil. İHH Müslüman topluluğun ortaya çıkardığı bir değer. Bu değeri sadece yönetiminden ibaret görmek büyük bir yanlış olur. Yönetimler değişir. İHH’nın kurumsal yapısı varlığını korur ve insanlığın sesi, nefesi olur. İhanet senaryolarıyla İHH’nın kurumsal itibarının hedef alınmasını doğru bulmuyorum. İHH’nın bir sivil toplum kuruluşu olarak sorumlulukları ile devlet yönetenlerin sorumlulukları arasında farklar var.  Sivil toplum kuruluşları sadece belirli duyarlılıkları korumayı amaç edinebilir. Ancak devleti yönetenler çok yönlü dinamikler arasından bir iş planı çıkarmak zorundalar. Bir tek duyarlılık üzerinden işlerin konumlandırılabilmesi mümkün olamaz.  İHH, İsrail mutabakatını beğenmeme ve eleştirme hakkına sahip. Ölçülü olmak kaydıyla. Aynı zamanda İsrail mutabakatını yürütenlerin, İHH tarafından yapılan eleştirilere cevap verme hakkı da var. Bazıları, buralardan ihanet senaryolarını nasıl çıkarıyor peki. Her zaman olan yine tekrarlanıyor. Ortada pehlivanlar var güreş tutan. Ama en çok cazgırların sesi çıkıyor.
adminadmin