Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 30-04-2014 13:33   Güncelleme : 30-04-2014 13:33

İNANÇ DÜŞMANLIĞI ve ATEİZM

Ateizm Derneği’nin internet sitesinde, İslâm dinine saldırıldığını, inanan her kişi ve kurum ile mücadele edeceklerini açıkça ilan etmekte olduklarını medyadan öğreniyoruz

İNANÇ DÜŞMANLIĞI ve ATEİZM
Ateizm Derneği’nin internet sitesinde, İslâm dinine saldırıldığını, inanan her kişi ve kurum ile mücadele edeceklerini açıkça ilan etmekte olduklarını medyadan öğreniyoruz.
 
Ateist denilince akla Allah’ a (c.c.) inanmayan biri veya birileri gelir. Ama bunların sitelerinde yayınlanan şeyler inanmamanın ötesinde, bu coğrafya kültürünün tam karşısında, inançlara düşmanlık içeriyor.
 
Bu nasıl bir akıl fukaralığıdır ki, kendi yaratılışında geçirdiği evreleri, doğuştan sonra hayatının her anında Allah’ ın (c.c.) koyduğu kurallara ister istemez itaat ettiğini ve o çizginin dışına çıkamadığını göremez.
 
Kişinin çocuk iken olgunluğa erişmesi, sonra yaşlanması, daha sonra her yanının pörsümeye başlaması ve nihayet öleceği Allah’ın koyduğu kurallar cümlesindendir. Her yaratılan Allah’ın takdir ettiği zamana yaşar ve ölür.
 
İnsan, ben çok yaşayacağım ama ihtiyar olmayacağım diyebiliyor mu?
 
Her gün tıraş olmamak için sakalına hükmedebiliyor mu?
 
Ölmeyi arzu ettiğinde kalbine “dur” diyebiliyor mu?
 
Ölmek istemediğinde organlarına söz geçirebiliyor mu?
 
Özetle Allah’ın koyduğu kurallara direnebiliyor mu?
 
HAYIR, HAYIR ve HAYIR!!!!!
 
Aklı başında olan herkes karşı koyamadığı ilahi kurallara teslim olur.
 
Allah (c.c.) Kur’ an –ı Kerim de: (Yasin-77)
 
“İnsan, bizim kendisini az bir sudan (meniden) yarattığımızı görmedi mi ki, kalkmış apaçık bir düşman kesilmiştir” buyuruyor. Hatta bazı ayetlerde bu yaratılışın “Pis bir sudan” meydana geldiğine işaret ediliyor.
 
Ölüm ile dönüşün ancak kendisine olduğu, inkâr edenleri çok acıklı bir akıbetin beklediği, inkârcılıkta yardımlaşanların birbirlerine düşman olacakları, “keşke dünyada seninle dost olmasaydım” diyecekleri defaatle ifade ediliyor.
 
Bütün bu hakikatlere rağmen inkârcılık ve iman düşmanlığı hastalığına yakalanmış olan insan, kendisi ile birlikte yakınlarına da Allah (c.c.) düşmanlığı ve inkâr hastalığı aşılamak suretiyle sevdiklerini de felakete sürüklüyor.
 
Bu sapkın yolu takip edenlerin başlarına dünyada ne gibi felaketlerin geldiği tarih kitaplarında yazılmasına, onların uğradıkları felaketin boyutu tarihi kalıntılarda gözle görülmesine rağmen ibret almayanlara acımaktan başka elimizden bir şey gelmiyor.
 
Toplumun aklını koruma sorumluluğu taşıması gereken iktidarın sözcüsü Mehmet Ali Şahin’in, inanç düşmanlığını, batılıların “düşünce özgürlüğü” yaklaşımı paralelinde “özgürlük alanlarının genişlemesi” olarak yorumlaması çürümüşlüğün hangi boyutlara ulaştığını gösteriyor.
 
Allah’ın (c.c.) neslimizi bu kokuşmuş zihniyetten ve benzeri felaketlerden kurtarması duası ile. 
adminadmin