Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 22-07-2012 23:37   Güncelleme : 22-07-2012 23:37

İnsanın çıkmazı: beyni kiraya vermek

Yoğun ideolojik kamplaşmaların yaşandığı dönemlerde insanların sıklıkla birbirini suçlamak için kullandığı kavramlardan birisidir “beyni yıkanmak”

İnsanın çıkmazı: beyni kiraya vermek
Yoğun ideolojik kamplaşmaların yaşandığı dönemlerde insanların sıklıkla birbirini suçlamak için kullandığı kavramlardan birisidir “beyni yıkanmak”. İlk aşamada hakaret etmekten başka hiçbir önemi olmayan bu kavram süreç içerisinde muhatabın fikir altyapısının sorgulanmasına paralel olarak önem kazanmakta ve kişinin ne kadar bilgi yüklü olursa olsun muhakeme edilmemiş ve sorgulanmamış bilgiyle donandığına işaret etmektedir. Değerlendirmenin daha ileri aşamasında ise bilginin elde edinilme süreci veya şekli de beyin yıkanmışlığı ile ifade edilmektedir. Zira öne sürülen bilgi ve düşünceler tamamen dışsal faktörlere bağlı olarak edinilmiş, içgüdüsel denilebilecek yapıdan öteye geçememektedir.
Beyin yıkanma olayında, her ne kadar bir düşünce veya ekolün mensubu olunsa da bir bilinçle değil, sadece sürekli olarak tekrarlanan bilgi ile bağımlılık gösterilmektedir. Bu da yeni soru ve yorumlara, farklı bakış açısı ve yaklaşımlara en baştan karşı çıkmayı ve hatta suskun kalmaktan ziyade körü körüne bazen de şiddetle kaşı çıkmayı beraberinde getirmektedir.

Yıllar öncesinde çok kaba bir şekilde yapılan beyin yıkama olgusu günümüzde ise daha sistematik, daha bilimsel yöntemlerle yapılmaktadır. Hatta bugünkü beyin yıkama olgusunun en belirleyici farklılığı, çeşitli görsel ve yazılı materyal aracılığıyla beyin yıkama olgusunun kitlesel ve daha rahat bir şekilde yapılmasıdır.

Bilgilenmenin bu kadar yoğun ve kirli olmadığı dönemlerde beyni yıkanmış olarak tabir edilen bireyler yıllarca aynı duygu ve düşüncenin bağlısı olarak yaşam sürdürmeye devam etmekte ve bu durum bir çeşit istikrar olarak görülmekte idi. Ancak günümüzde bu yapı tamamen bozulmuş, günübirlik politik gelişmeler, ideolojik değişimler, farklı yapılanmalar ve ekonomik ilişkiler nedeniyle bireyler bu yapılanmalara uygun olarak beyin yıkama olgusuna fazla yakalanmamakta veya sürekli aynı bilgisel besin madde alımı olmadığı için olayın sürekliliği kesintiye uğramaktadır.

Günümüzde en yaygın kullanılan yapı ise “beyin kiralama” olgusudur. Zaten günümüzde hiçbir şey uzun süreli olmadığı için beyin yıkama gibi altyapısı uğraştıran yapılanmaya da gerek yoktur. Amaca uygun beyinleri kiralamak daha uygun olmaktadır. Ayrıca kiralanan beyinlerin maliyetleri de yıkanan beyinlere göre daha düşük olmaktadır. Hatta kiralama işlemi kitlesel yapıldığı takdirde daha ucuza da mal olmaktadır. Günümüzde de bu yöntem oldukça kullanılmaktadır. Beynini kiraya veren insanın bu durumun farkında olmaması bir yana, farkında olanın da en azından kira bedelini istememesi olayın en garip tarafıdır. Ne yazık ki günümüzde yarın kaygısı taşıyan insanlar dahi sorununa hiçbir çözüm üretmeyen kişilere beyinlerini kiraya vermiş ve hayatını öyle sürdürmektedir. Aslında olguyu sadece sosyal vakalarda değerlendirmek de büyük bir hatadır. Yaşamın her aşamasında, her yerinde beyni kiraya vermek mümkündür.

Hayatını eşine adamış ve onun her türlü yanlışlarını olumlayan ve yok sayan bir eş, maaşını aldığı patronunun her yanlışını doğru sayan bir eleman, üniversitede hocasının her dediğine dogmatik gerçek gibi bağlanan öğrenci veya asistan, bağlı bulunduğu siyasal veya dinsel ekolün başındaki kişinin her şeyini olumlayan birey ile muhalif olduğu siyasal veya dinsel düşünceye her zaman karşı çıkmak gereksinimi duyan bireyler arasında temelde fark yoktur.

Yanlışa yanlış diyememenin, başkasının doğrusuna doğru diyememenin dışa yansımasıdır beyni kiraya vermek. Çevremize baktığımızda ne kadar beynin kiralık olduğunu veya kiraya vermek için sıraya girildiğini görmek mümkündür. Hele bu işi gönüllü yapmak isteyenler de işin cabası. Oysa yaptığı olayın beynini kiraya vermek olduğunun farkına varsa, daha bir özgürleşecek, daha bir insanlaşacaktır. Ama bulunulan sosyal, ekonomik, siyasal veya dinsel coğrafya kişinin bu tercihlerine etki etmektedir. Dolayısıyla günümüzde geldiğimiz karmaşık yaşam tarzının yönlendirdiği ve bulunduğumuz coğrafya bireyi bilerek veya bilmeyerek beyni kiralama noktasına doğru zorlamaktadır. Ve ne gariptir ki bu yaşam tarzını benimsemiş bireyler dahi çocuklarının özgür, muhakeme yeteneği yüksek, örnek bir birey olmalarını istemektedirler. Bu durum ise kendilerinin içinde bulundukları ruh hali veya yaşam şeklinin farkında olmadıklarını ortaya koyan bir gerçektir.

Beyin yıkamada bir süreklilik söz konusu iken beynin kiraya verilmesinde süreklilik yoktur. Kiralayan kişi işinin bitmesine veya kullanım süresi dolmasına paralel olarak beyni terk etmekte ve kendi amacına uygun yeni kiralık beyinler aramaktadır. Beyin yıkama ve beyin kiralama olgusunun tek ortak yanı ise birilerinin bireyi ve buna bağlı olarak kitleleri amacına uygun olarak kullanmasıdır.

Yaptığımız değerlendirmede gelinen bu noktada şu soru rahatlıkla sorulabilir. Beynimizi kiraya vermediğimizi kanıtlamak için karşımızda konuşan herkese karşı mı çıkalım, alternatif düşünce mi oluşturalım. Tabii ilk aşamada doğru bir yaklaşım bu. Ancak içerisinde bir çelişki barındırmaktadır. Muhatabın her şeyini olumlamak yanlış olduğu gibi her şeyine karşı çıkmak da yanlıştır. Burada ayırt edici faktör, karşı çıkışın mantıksal ve bilgisel dinamiklerinin olup olmamasıdır. Aksi halde beyni kiraya vermenin alternatifi olarak uyumsuz, geçimsiz, çözüm değil sorun üreten kronik muhalif olma pozisyonuna düşülür ki bu da çok doğru bir durum değildir. Önemli olan olumladığımız veya karşı çıktığımız olay veya olgunun ret veya kabulüne bir düşünce sistematiği içinde mantıklı ve tutarlı, altyapısı bilgi ile donanmış bir şekilde zemin hazırlamaktır.

Kısaca bilgi ve bilinç ile hareket edilmesi durumunda ne beynimizi kiraya veririz, ne de adı eş, öğrenci, arkadaş vs adı altında kiralık beyinlere yanımızda gereksinim duyarız. Bu zorlu bir süreçtir ve bu süreçte sürekli uyanık ve bilgili olunmak zorundadır. Aksi halde işyeri, okul, parti, örgüt, aile vs gibi hayatın herhangi bir alanında beyni kiraya vermek kaçınılmazdır. Hem de hiç farkına varmadan. Ve dünyaya boş gözlerle bakarak, sahte mutluluk gülücükleri atarak, bir beyne sahip olduğu yanılgı/algısını yansıtarak.
 
adminadmin