Genel
Giriş Tarihi : 26-08-2019 10:11   Güncelleme : 26-08-2019 10:11

İran'da kadınların stadyuma girişi yasak mı!

İran İslam Devrimi’nin ilk günlerinde kadınların stadyumlara girişinin engellenmesinden günümüze kadar geçen 40 yıllık süre zarfında İranlı kadınlar, aktivistler, kültürel elitler hatta milletvekilleri ve bakanlar tarafından bu konu pek çok defa gündeme taşınmasına rağmen henüz çözüme kavuşmuş değil.

İran'da kadınların stadyuma girişi yasak mı!

Ayrıca İranlı kadınların stadyumlara girişi, uluslararası kamuoyunda spor alanlarında cinsiyet ayrımcılığı ve bireysel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması ekseninde tartışıldığı için İran’ın başını en çok ağrıtan sosyal meselelerden biri hâlini almıştır.

Meselenin çözümüne ilişkin gelen talepler üzerine eski Cumhurbaşkanlarından Mahmud Ahmedinejad (2005-2013) döneminde bu konu hükûmet tarafından ele alınmışsa da muhafazakâr kesimlerden gelen tepkiler üzerine rafa kaldırılmıştır. Mevcut Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani gerek 2013 gerekse de 2017’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kadınların stadyumlara girişinin serbest olacağı vaadinde bulunmuştur. Ancak bilindiği kadarıyla konuyla ilişkin kanuni bir engel olmamasına rağmen hâlihazırda İranlı kadınlar stadyumlarda futbol maçı seyredememektedir. Voleybol ve basketbol maçlarına girişi serbest olan kadınların stadyumlara girişine kolluk kuvvetleri tarafından izin verilmemesi şeri, kültürel ve teknik sebeplerle gerekçelendirilmektedir. Ancak kadınların stadyuma girişinin yasak olduğu ender ülkelerden biri olan İran’da konu, son yıllarda hükûmetin müesses nizamın etkili organlarından olan yargı ve din adamlarıyla ters düştüğü konulardan biridir. Nitekim Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri, 7 Ağustos 2019’da verdiği bir demeçte dindar kesim ve ulemanın hassasiyetlerinin yanı sıra kadınların da taleplerini göz önünde bulundurarak İçişleri ve Spor Bakanlığı ile Emniyet Teşkilatından kadınların stadyumlarda maç izlemesine olanak sağlayacak bir çalışma yapmalarını istediklerini belirtmiştir. Ancak bu açıklamanın üzerinden çok geçmeden ülke Başsavcısı Muhammed Cafer Muntezeri tarafından Uluslararası Futbol Federasyonu Birliği’nin (FIFA) “bir ülkede futbol maçı seyretmeye gelenlerin sayısıyla ve bunun ne kadarının kadın olduğuyla ilgilenmesini” eleştirmesi, yargı erkiyle hükûmetin meseleye farklı baktığını bariz bir şekilde ortaya koymaktadır. Nitekim İran’daki reformcu siyasiler, meseleyi artık aşılması gereken bir ayak bağı ve kişisel özgürlüklerin kamusal alanda genişletilmesi talebi olarak görürken muhafazakârlar, özellikle uluslararası kurumların konuya dâhil olmasını ülkenin içişlerine ve egemenlik haklarına müdahale olarak algılamaktadır.

Stadyumların kadınlar açısından küfür, şiddet, taciz, vb. gerekçelerle uygun olmaması bu konudaki tartışmaların güvenlik boyutunu oluşturmaktadır. Ancak İranlı kadınlar arasında İran sokaklarının da stadyumlar kadar tehlikeli olduğunu iddia edenlere rastlanmaktadır. İran’ın komşuları olan Irak, Afganistan ve iç savaşın süregeldiği Suriye’de kadınların stadyumlara girişinde herhangi bir engel olmaması İranlı kadınları seslerini daha yüksek çıkarmaya teşvik etmektedir. Kısıtlamalara rağmen kılık değiştirerek (takma bıyık ve sakallarla) stadyumlarda maç izleyen kadın fotoğraflarının sosyal medyada dolaşması ve kadınların toplu hâlde stadyumların önünde protesto düzenlemesi İranlı kadınların bu konudaki kararlığına işaret etmektedir. Ayrıca Stadyum Kızları (Dohteran-ı Estadyum) çatısı altında bir sivil inisiyatif oluşturan futbolsever İranlı kadınlar, kadınların stadyumlara girişine ilişkin çıkarılan engeller veyahut gözaltı gibi olaylara ilişkin fotoğraf ve videoları başta FIFA olmak üzere uluslararası örgütlerle paylaşmaktadır. Nitekim kamuoyundan gelen talepler ve uluslararası baskılar üzerine Ekim 2018’de başkent Tahran’da düzenlenen İran ve Bolivya arasındaki dostluk maçını Azadi Stadyumu’nda ilk kez tribünlerden bir grup kadın canlı olarak izlemiştir. Ancak kadın seyirci sayısının 300 ile sınırlı oluşu, seyirci seçiminin neye göre yapıldığının bilinmemesi ve uygulamanın bir defaya mahsus oluşu bu konudaki toplumsal talepleri sonlandırmamıştır.

FIFA’nın konuyu gündemine alması ve ciddiyetle takip etmesi ise İran’ı deyim yerindeyse köşeye sıkıştırmaktadır. Mart 2018’de İran’ı ziyaret eden FIFA Başkanı Gianni Infantino, İranlı kadınların stadyuma girişine ilişkin düzenlemeler yapılması gerektiğini doğrudan Cumhurbaşkanı Ruhani’ye iletmiştir. Cumhurbaşkanı Ruhani’nin de bu konuda FIFA Başkanı’na taahhütte bulunduğu basına aksetmiştir. Konunun peşini bırakmayan Infantino, Haziran 2019’da İran Futbol Federasyonu Başkanı Mehdi Taç’a bir mektup yazarak 2022 Dünya Kupası ön eleme maçlarını İranlı kadınların stadyumda izlemesi için gerekli işlemlerin yapılmasını istemiştir. Dahası geçtiğimiz günlerde FIFA’dan meselenin 1 Ağustos tarihine kadar çözülmesine ilişkin kararlı bir uyarı geldiği İran Futbol Federasyonu yetkililerinden Daryuş Mustafa tarafından açıklanmıştır. FIFA’nın bu defa yalnızca millî maçlarla sınırlı kalmamak ve birinci lig maçlarını da kapsamak kaydıyla kadınların stadyumda maç izlemesinin önünün açılmasını talep etmesi oldukça dikkat çekicidir. Çünkü FIFA’nın kuralları Uluslararası Futbol Federasyonu Birliğine üye bütün ülkeler açısından bağlayıcıdır ve cinsiyet ayrımcılığını ele alan hukuki metinlerde, millî veyahut ulusal lig ayrımlarına gidilmediği uzmanlarca belirtilmektedir. Bu sebeple İran’ın sınırlarını zorlayacak bu talebi karşılamak adına muhafazakâr kesimi ikna etmek kolay olmayacaktır.

FIFA yetkilileri her ne kadar durumu muhatap olarak başta İran Gençlik ve Spor Bakanlığı ve İran Futbol Federasyonu yetkililerine iletse de konunun çözümünün Bakanlık ve Federasyon yetkililerini aştığı açıktır. Kaldı ki spor bürokrasisi yetkilileri de bunu açıkça dile getirmekten çekinmemektedir. Ne var ki İranlı yetkililerin uluslararası ölçekte gerekli altyapı olmadığı gerekçesiyle bir süreden beri göz ardı ettiği bu dosyanın bir karara bağlanmasının zamanının geldiği anlaşılmaktadır. Aksi takdirde İran’ın FIFA tarafından uluslararası müsabakalardan men edilmesi söz konusu olacaktır. Ekonomik ve siyasi bir kuşatma altında olan İran’a FIFA tarafından yaptırım uygulanması ülke futboluna zarar verecektir ki böyle bir durumun hâlihazırda Amerika’nın ekonomik yaptırımlarıyla boğuşan İran toplumunun memnuniyetsizliğini arttıracağı açıktır.

İran’da stadyumlarda topluma tanınan denetimli serbestlik bir yandan toplumun futbol vasıtasıyla deşarj olmasını sağlamakta diğer yandan siyasi konjonktürün pek de parlak olmadığı bir süreçte İran sokaklarını herhangi bir bahaneyle hareketlenmekten alıkoymaktadır. Diğer bir ifadeyle İran’da zaman zaman siyasallaştığı da görülen tribünler, toplumun enerji ve kızgınlığını boşalttığı bir platform mahiyetindedir. Özellikle millî maçlardaki galibiyet hatta 2014 Dünya Kupası’nda görüldüğü üzere Arjantin karşısında alınan mağlubiyet dahi ekonomik ve siyasi açmazda bunalan insanlar için sevinç vesilesi olabilmektedir. Bu sebeple İran’ın, kadınların stadyumlara giremeyişi sebebiyle uluslararası müsabakalardan men edilmesinin en başta ülkedeki erkeklerin çözüm mercilerine tepki göstermesine sebep olacağını tahmin etmek güç değildir.

Süreç yakından incelendiğinde hükûmetin, kadınların stadyumda maç izlemesine ilişkin taleplerini önce millî maç ve akabinde lig maçlarını kapsayacak şekilde aşamalı bir çözümle karşılamak istediği anlaşılmaktadır. Bu doğrultuda stadyumlarda kadınlar için özel girişlerin oluşturulması, etkinliklerde kadın polislerin görevlendirilmesi, kadınlara mahsus tribün ve lavaboların tahsis edilmesi ve kadın görevlilerin tribünde yer alması şeklinde bir eylem planının oluşturulduğu görülmektedir. Bu kapsamda 30 Temmuz 2019 tarihinde Gençlik ve Spor Bakanı Mesud Sultanifer, İran Parlamentosu Kadın Fraksiyonu’yla gerçekleştirdiği toplantıda kadınların stadyumlarda maç izleyebilmesi için gerekli gerekli altyapının tamamının ülkedeki stadyumlarda hazır olduğunu bildirerek bir nevi bu sorumluluğu bakanlığın dolayısıyla da hükûmetin üzerinden atmıştır. Bazı devlet adamları, kadınların stadyumun bir köşesinde futbol maçlarını seyretmesinin toplumsal ahlaka ve müesses nizamın ilkelerine ters düşmeyeceğini düşünürken, bazıları bu uygulamanın ileri safhada kadınlarla erkeklerin yan yana maç izlemesine ilişkin taleplere kapı aralayacağından endişelenmektedir. Bilindiği üzere İran’da sinema, devlet daireleri, üniversiteler gibi kamusal mekânlarda kadınların erkeklerle yan yana bulunmasından hareketle stadyumlarda da kadınlarla erkeklerin birlikte maç seyredebilmesi hâlihazırda da kadın hakları savunucuları tarafından dillendirilmektedir.

Kadınların stadyumlara girişinin, birinci ligin yaklaşık bir ay gecikmeyle başladığı bu günlerde açıklığa kavuşması beklenmemektedir. Son olarak İran Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Mehdi Daverzeni millî maçlarda kadınların stadyumlarda yer alabileceğine ilişkin bir açıklamada bulunmuştur. Bakanlık tarafından kadın seyirci kotasının %10 olarak tasarlandığı bilinmektedir. Ancak bakanlığın bu kararının uygulanıp uygulanamayacağı da belirsizdir. Zira kadınların stadyumlarda yer almasının şeri açıdan uygun olmadığına yönelik din adamları arasında bir mutabakat var gibidir. Son günlerde tartışmanın yeniden alevlenmesi üzerine ülkenin önde gelen din adamlarından Ayetullah Mekarim Şirazi, kadınların stadyuma girişinin gerekli olmadığını ifade etmiştir. Bu konuyu dinî boyutuyla ele alan kapsamlı araştırma raporlarına dahi rastlamak mümkündür. Bu sebeple hükûmetin istese bile bu konuya kalıcı bir çözüm getirmesi zor görünmektedir. Anlaşılan o ki Devrim Rehberi Ali Hamenei’nin soruna ilişkin kanaati önümüzdeki süreçte belirleyici olacaktır. Ancak şu ana kadar konuya ilişkin Hamenei’nin kamuoyu önünde bir açıklamada bulunmayışı manidardır. Her ne kadar Devrim Rehberi’nin eski Cumhurbaşkanı Ahmedinejad döneminde kadınların stadyumlara girişine olumsuz baktığına dair Cumhurbaşkanı’na hitaben bir mektup kaleme aldığı bazı haber sitelerinde yer alsa da mektubun gerçek olmadığı ileri sürülmektedir. Ancak yargı erki, Devrim Muhafızları ve ulemanın kadınların stadyumlara girişine soğuk bakması göz önüne alındığında bütün toplumsal taleplere rağmen meselenin kısa ve orta vadede çözülmeyeceği görülmektedir. Bu nedenle, İran’ın ilerleyen günlerde yurt içinde olmasa bile yurt dışında bu mesele nedeniyle sorun yaşayacağı aşikârdır.

iramcenter.org - Umut Başar - Kıdemli Uzman, Kültür ve Toplum

adminadmin