Genel
Giriş Tarihi : 01-07-2016 10:43   Güncelleme : 01-07-2016 10:43

İstanbul Yeniden Dünya Başkenti Oluyor

Napolyon; “dünya bir tek ülke olsaydı başkenti İstanbul olurdu” demiş

İstanbul Yeniden Dünya Başkenti Oluyor
Napolyon; “dünya bir tek ülke olsaydı başkenti İstanbul olurdu” demiş.  Alphonse de Lamartine'n  ise “dünyaya bir kez bakma imkanın olacaksa sadece İstanbul'dan bak” ve  Gyllius'un ifadesiyle “tüm şehirler ölümlüdür İstanbul hariç” denilmiştir. Bu sözler size abartılı gelmiş olabilir lakin Alemlerin Sultanı Fahri-i Kainat Hazreti Muhammed (asm) ise “Kostantiniyye mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur[1].” diyerek bu şehrin önemini vurgulamıştır.   İstanbul şehrine bu ismi Doğu Roma İmparatoru Konstantin vermiştir. “Konstantin Şehri” anlamına gelen Kostantinapolis, uzun bir isim olduğu için zamanla baştan, ortadan ve sondan kısaltılarak önce İstinpol sonra da İstanbul halini almıştır. Bu şehre Peygamber Efendimiz Kostantiniyye dedikten sonra bize başka bir şey düşmez zaten. 30 Haziran 2016 tarihinde İstanbul’u Bursa-İzmir’e bağlayan Osman Gazi Köprüsünün açılışı yapılacak. Kısa bir zaman sonra Yavuz Sultan Selim Köprüsü bu sefer boğazı üçüncü kez birleştirecek. Yetmedi boğazın altından geçen Marmaray’a ilaveten tekerlekli araçların geçeceği ikinci tünel dahi bu sene açılacak. Şu anda ihale süreci devam eden üçüncü ve üç katlı tünel ise birkaç yıl içinde hizmete açılacak. Hükümetimiz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın izinde devasa eserlere hızla devam ediyor. Dünyanın en büyük havaalanı inşa ediliyor, Çamlıcadaki muhteşem camii ve külliye İstanbul’un bir İslam başkenti olduğunu dost ve düşman herkese ilan ediyor. Hava ve karayolları merkezi olma yolundaki bu büyük projelerden başka İstanbul’un deniz üssü olmasına yol açacak olan Kanal İstanbul’da ise 2016 yılı içinde ilk kazma vurulacak. İşte bütün bu gelişmeler aradan geçen 300 yıldan sonra İstanbul’un yeniden parlamasına ve dünyanın en önemli merkezi olmasına yol açacaktır. Çevremizde meydana gelen gelişmeler bu sürecin çok daha hızlı bir şekilde olacağını gösteriyor. Örneğin İngiltere’nin Avrupa Birliğinden ayrılması Londra’yı ekonomik merkez olmaktan çıkarıp İstanbul’un bu konuda da gelişmesine yol açacak. Rusya ve İsrail ile yapılan anlaşmalar İstanbul’u her yönden destekleyen ve dünyanın başkenti olmasına yarayan gelişmeler. Elbette bundan rahatsızlık duyan çevreler de olacak. Daha şimdiden “İstanbul’u terör ile anmak” için her türlü gayret gösteriliyor. Yecüc ve Mecüc olarak Kuran’da ifade edilen ve insanlığın düşmanı olan teröristler, kimbilir daha kaç yerde daha fenalıklarını gösterecekler. Lakin Cennet adam istediği gibi Cehennem’de adam ister. Bu gözü dönmüş alçaklar Kuran’ın “bir masum insanı öldürmek bütün insanları öldürmek gibidir” ayetinin tehdidinden korkmuyorlar ise o çok yakında olan Cehennem azabı kendilerine çok kısa zamanda ulaşacaktır. İşte o zaman “yaleyteni küntü türaba-keşke toprak olaydık” diyecekler. Zarara kendi rızası ile girenin lehinde bakılmaz. Bu zavallı cehennem odunlarını bir kenara bırakıp hükümetimize milyonların talebi olan çok önemli bir hadiseyi tekrarlayarak sözüme nihayet vereyim. Evet Ayasofya hüzünlü ve bekleyiştedir. Fatih Sultan Mehmet han’ın bedduası ve laneti bu camiyi başka maksatlarla kullananların üzerinedir. Bu bedduadan kurtulmanın yegane çaresi Ayasofya’yı feth etmek yani yeniden cami olarak açmaktır. Geçen gün teravih namazını Ayasofya’nın içinde yani kıble tarafında cami olarak kullanılan yerde kıldım. İşte bu yeri daha da genişleterek Caminin merkezini de içine alacak şekilde bir yönetmelik çıkarmak hiç olmazsa yapılması gereken acil bir iştir. Bayram namazını burada kıldığımız vakit hem İstanbul şehri hemde bütün dünya ikinci bir bayram daha yaparak bu mutlu günü kutlayacaktır. Hem neden korkuyoruz ki bu salaklaşmış Avrupa veya Trump gibi tuzağa düşmüş Amerikalılardan mı korkuyorsunuz? (Trap tuzak demektir Trump’da adı üstünde ABD için bir tuzaktır) Veya Rus-Putin’in Rusyasından mı çekiniyorsunuz. Yoksa iki yakası bir araya gelmeyen zavallı Yunanlılardan mı? Ama ben biliyorum sizin asıl korkunuz Lozan’da imzalanan ve gizli maddelerden biri olan Ayasofya yüzünden çekiniyorsunuz. Yahu bu vakitten sonra kim takar Lozan kaymakamını… [1] Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 335; Buharî, et-Tarihu’l-Kebir, I, 81; et-Tarihu’s-Sağîr, I, 306; el-Bezzâr, el-Müsned, el-Müsned, c. II, s. 308; Taberani, el-Mu’cemu’l-Kebir, II, 38; Hakim, Müstedrek, IV, 422; Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, VI, 219.
adminadmin