Genel
Giriş Tarihi : 20-07-2020 15:41   Güncelleme : 20-07-2020 15:41

Kadını Savunmak Bunlara Mı Kaldı!

Allah’ın; korumak, kollamak için erkeğe emanet ettiği kadını, İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı kanun gibi beşeri tezgahlarla koruduğunu savunan, hatta ekranlardan sosyal mesajlar verip, Meclis’te kadın lehine önerge sunanların, sabaha kadar eşlerine dayak attığı ortaya çıktı. Manzara, kadını sömüren, aileyi dağıtmak isteyen zihniyetin riyakârlığını gözler önüne serdi.

Kadını Savunmak Bunlara Mı Kaldı!

Kadına şiddet hadiselerini aile yıkım aracı olarak kullananların maskeleri düşmeye devam ediyor. Önce Fox TV spikeri İsmail Küçükkaya, eşi Eda Demirci’ye sistematik şiddet uyguladı, dayağın üzerini örtmek için avukat ordusu tuttu. Ardından laik cenahın bir diğer gözdesi oyuncu Ozan Güven, nikahsız birliktelik yaşadığı kız arkadaşı Eda Bulutsuz’u darp ederek gözünü morarttı. Bir skandal da TBMM’de “kadına şiddet” istismarı yapan milletvekilinden geldi. 10 ay önce TBMM’de kadın cinayetlerinin araştırılması için önerge veren HDP Muş Milletvekili Mensur Işık’ın eşini sabaha kadar darp ettiği tespit edildi.

 

ÖĞRETMEN EŞE ŞİDDET

Dikmen’de öğretmen eşi Ebru Işık ile tartışan Mensur’un tartışma sırasında eşinin gözüne yumruk attığı bildirildi. Işık, şiddet uyguladığı eşinin hastaneye gitmesine izin vermeyerek, kimseyle iletişim kurmaması için cep telefonunu sakladığı ifade edildi. Sabaha karşı ağrıları artması üzerine eşini hastaneye götürmek zorunda kalan Mensur Işık, olayın ortaya çıkması riskine karşı yakındaki bir hastane yerine, 20 kilometre uzaklıkta bulunan Etimesgut’ta özel hastaneye gitti. Ebru Işık, kendisini muayene eden doktordan yardım isteyince durum polise bildirildi ve skandal patlak verdi.

 

MASKELERİ DÜŞTÜ

TBMM’de kadına şiddet önergesi veren HDP’li Işık’ın eşini sabaha kadar darp ettiğinin ortaya çıkması, kadını sömürüp aileyi dağıtmak isteyen kafaların gerçek yüzünü gösterdi. Uzmanlar, kadın haklarından bahsedip, Türkiye toplumunun yapısını bozmak isteyen zihniyetin her alanda kadın bedenini istismar ettiğini ve şiddet uygulamaktan çekinmediğini söyledi.

 

Akit’e konuşan Aile Danışmanı Dr. Uğur Balin, “Bunların derdinin kadın veya çocuk veya aile olmadığını net biçimde görüyoruz” dedi. Balin, şunları dile getirdi: “Kadına şiddet söylemini dilinden düşürmeyenlerin yaptıklarıyla söylemlerinin ciddi çelişki içinde olduğu sürekli gün yüzüne çıkıyor. Bu zihniyetin derdi ne ülkedir, ne vatandır ne de kadındır. Kadına şiddet konusunda Meclis’te önerge veren insanların müthiş çelişki içerisinde olduğunu en net Mensur Işık’ın vakası ortaya koymuştur. Bunların hiçbir şekilde niyetleri kadını korumak değildir. Eylemleri yanlış olduğu gibi söylemleri de yanlış çünkü. Halk sağlığı sorunu olan şiddeti sadece erkekten kadına yönelik olduğu yönünde gündem yapanların hakiki yüzü görülmelidir.

 

İNSANI KORUYALIM

“Hukuka cinsiyet giydirmek, ‘kadına pozitif ayrımcılık’ diyerek toplumsal hukuk dengesini bozmaktan vazgeçilmelidir. Velayet gibi, kadının beyanını esas alarak yuvaları hasara uğratmak gibi tüm uygulamalar gözden geçirilmelidir. Korunması gereken insandır. Korunması gereken ailedir. En başta da çocuklarımızı korumalıyız.”

 

İSTİSMARI DA YAPIYORLAR

Türkiye Aile Meclisi Başkanı Adem Çevik de şunları ifade etti: “Metalaştırmak istedikleri kadını reklam ürünü yapanlar, haz malzemesi olarak görenler, cinsel obje seviyesine indirenler, onlara soyunmayı özgürlük olarak lanse edenler gerçekte kadına her türlü şiddeti yapan tiplerdir. İstismarı da onlar yapıyor şiddeti de. HDP’li vekil bunu bir kez daha ispat etmiştir. Şiddet gerçeğini sadece kadına indirgeyip cinsiyet ayrımcılığı yapanlar ve kadınları eşlerine düşman edenler de yine bunlar. Aileyi çökertmek için kadına şiddet argümanını kullananların, uydurma olaylarla babaları evinden attıranların gerçekte kadınlara nasıl ağır biçimde şiddet uyguladığını teker teker görüyoruz.

 

BU KAFA DEĞİŞMELİ

“Şiddetten beslenenlerin şiddet konusunda söz sahibi olup kanun yapıcı olma seviyesinde olması ülkemiz adına utançtır. Bir avuç feministin desteğini de alan bu zihniyetin, delilsiz şahitsiz erkeğin evinden atıldığı 6284 sayılı kanunun gündeme geldiği mevcut süreçte açığa çıkması manidardır. HDP-CHP projesi olan 6284 sayılı kanun ve İstanbul Sözleşmesi’nde bu şiddet kafalı zihniyete değil de millete kulak verilmesinin zamanı gelmiştir. Yarın Fatih Camii’nden Saraçhane’ye yürüyüş yapacağız. Sadece kadına değil tüm canlılara şiddeti kınayacak ve ‘önce aile’ diyeceğiz. Herkesi bekliyoruz.”

Kaynak: YeniAkit

Recep YAZGANRecep YAZGAN