Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 28-03-2012 16:58   Güncelleme : 28-03-2012 16:58

Kadınları Koruma (aileyi yıkma) Yasası

Uzun süredir ulusal ve uluslararası meselelerde kalem oynattık

Kadınları Koruma (aileyi yıkma) Yasası
Uzun süredir ulusal ve uluslararası meselelerde kalem oynattık. Kişileri, fikirleri ve mevzuları makalelerimize konu olarak seçtik. Özellikle son birkaç aydır şahsi, ülke ve dünya gündemi o kadar hızlı değişti ki yazılarımızla gündemin, birey olarak da sıkıntılarımızın peşinde koşmaktan yorulduk.
 
Şu sıralar rölantide (sakin, normal hızında) seyreden gündemin izin verdiği ölçüde “bizim yazmaya, sizlerinde okumaya alışık olmadığınız önemli konularda” birkaç kelam edelim dedik.
 
Fakat ele aldığımız konular farklı olsa da şimdiye kadar doğruluğuna iman ettiğimiz düşüncelerimizde olduğu gibi bu konu ve sonrasında da fikirlerimizi dürüstçe ve doğrucu Davut üslubumuzdan taviz vermeden savunacağımızdan şüpheniz olmasın.
 
Takipçilerimiz geçen hafta bu sitede bize ayrılan köşeyi konusunda uzman bir hanımefendiye ayırdığımızı hatırlayacaklardır. Utanarak ifade ediyorum ki yakın zamana kadar saygıdeğer Sema Maraşlı hanımefendinin kendi alanında (çocuk-aile) yaptığı çok faydalı çalışmaları fark edemeyenlerden biriside bendim.
 
Bu eksikliğimizi (birazcık da olsa) telafi edebilmek adına, sizinde dikkatinizi ve ilginizi çekmeyi düşündüğümüz bu konuda geçmişte ( yasa çıkmadan önce) Sema hanıma veremediğimiz desteği şimdi “Türk aile yapısına uymayan bu yasanın en kısa sürede değiştirilmesi” için verebiliriz diye düşündük ve yazmaya koyulduk.
 
Sürçülisan edersek şimdiden afola.
 
Hayırlı işlere vesile olmalarını geçtik kendilerine hayrı olmayan çoğu femin, komin, kapital ve makyavel, …ist olan kadın derneklerinin gazıyla Cengâver bakanımız Fatma Şahin’in meclisten geçirdiği sözüm ona “ kadınları şiddetten koruma kanunu” ile Müslüman Türk ailesinin (laikleri çoktan kaybettik zaten) köküne kibrit suyu ekmesine üzülerek şahit olduk.
 
Sayın “bakan” çeşitli ekonomik, kültürel, ailesel, sosyolojik, psikolojik vb sebeplerle ilişkileri son 30 yıldır zaten bıçak sırtı olan “karı-koca” arasında ki soğuk savaşı çıkartılan bu yasa ile sıcak savaşa çevirdiğinin farkında bile değil.
 
Mecliste ki varlığını genel başkanına itaat ve biat etmeye endekslemiş ve bundan başka hiçbir şeyi dikkate almamaya yemin etmiş İktidar ve muhalefet milletvekilleri de vicdanlarının kabul etmediği, karşı çıktığı, ama cüzdanlarında ki “Milletvekili” yazan kartvizitin hatırına
 
“Bu iş aklıma yatmadı ama… ben yine de yasaya destek olayımda adım kadın düşmanına çıkmasın, yoksa bir daha ki seçimde halim nice olur”
 
Şarkısıyla Müslüman Türk ailesine devlet eliyle yapılan bu zulme ortak oldu. Adım gibi eminim bu yasaya evet oyu veren vekillerin birçoğunun kanunun içeriğinden haberi, çıkan bu kanun sonrası yaşanacak aile felaketlerine dair en küçük bir fikri yok.
 
AKP bir taraftan 4X4 çeker eğitim yasası ile gündemi meşgul ederken diğer taraftan da çoğu karı kocanın, önden çeken büyüklerin zoruyla, arkadan iten çocuklarının hatırına zaten zar zor yürüttüğü evlilik arabasını dibi görünmeyen uçurumdan yuvarlamak üzere.
 
Bu yasa çıkmadan önce başta Sema Hanım olmak üzere perdenin arkasında ki kuklacıların niyetlerini fark eden aklı başında ki insanlar bu yasanın mevcut haliyle yanlış, Müslüman Türk ailesi için gidilen yerin uçurum olduğunu defalarca ifade etti.
 
Fakat (bilerek veya bilmeden) “sürüden ayrılanı kurt kapar “ sözünde ki “sürü” ifadesini (kendilerini toplumun çobanı kabul eden zihniyet tarafından ) kolayca sevk ve idare etmek için bir araya getirilen “hayvanlar” için değil de “hükmetmek” maksadıyla Allah’ın en şerefli yaratığı “insanlar” için kullanıldığını bilmeyen saf yurdum insanı elinde ki bir avuç tuzla bakanımızı ve onu kandıran kadın derneklerinin peşinden koştu.
 
Ne diyelim; Kendi düşen ağlamaz,
 
Cehennem de ki ateşiniz bol olsun.
 
Biz demiyoruz. Resülullah efendimiz (sav) böyle buyuruyor.
 
“Karı koca arasını bozacak söz söyleyen cehennemdedir.”
 
Tamam da kardeşim, bakan dâhil bu kadar millet saf, sadece siz mi akıllısınız?
 
Biz  ülkemizde ki evliliklerde konuyla alakalı bundan sonra neler yaşanacak örnekleriyle size anlatalım. Daha sonra kimin insan, kimin sürüden bir parça, kimin haklı, kimin haksız olduğuna siz karar verirsiniz, olmaz mı?
 
Yeni çıkartılan bu yasadan sonra karı koca arasında yaşanmış kısa bir olayı sizinle paylaşarak konuya giriş yapalım.
 
İşte yasanın sahibi bakan Fatma hanımın sebep olduğu yaşanmış ilk aile faciası.
 
Karı koca on beş yıllık evli ve şimdiye kadar güzel giden bir evlilikleri var. Hatta ikisi de birbirlerini çok seviyor. Erkek bu güne kadar bir kez bile eşine elini kaldırmamış. Fakat geçenlerde kadının suçlu olduğu ciddi bir tartışma yaşıyorlar. Kadın hakaretle karışık ileri geri konuşuyor kocasının yüzüne karşı. Karısının bu sözlerine bir süre sabreden erkek sonunda öfkesine hakim olamayıp sadece karısının boğazını sıkıyor. Kadın bu yasadan aldığı cesaretle kocasını polise şikâyet ediyor. Amacı kocasını cezalandırmak değil, kocasına gözdağı vermek.
Sabah eve polisler geliyor, kadın çantasını hazırlamış, çocuğunu almış, kocası gitmesine engel olmasın diye de polis çağırmış, adamın ağzını açmasına fırsat vermeden kadın polis eşliğinde evi terk ediyor.
Sonrasın da ne mi oluyor?
Aradan bir hafta geçmiş olmasına rağmen kadın hala babasının evinde. Kadın polis çağırdığına bin pişman. Şikâyetinden vazgeçip yuvasına dönmek istiyor. Yeni yasaya göre
“Devlet olmaz, sen vazgeçsen de ben bu işin takipçisi olacağım” diyor
Kadın şikâyetinden vazgeçse de kocası kadını affetmiyor. Oturdukları lojmana ve iş arkadaşlarına rezil olduğunu düşünen, kocası kadına;
"Beni bütün lojmana ve iş arkadaşlarıma rezil ettin, bu evlilik bitti." diyor ve boşanma davasını açıyor.
Normalde en fazla 2 gün sonra yatak odasında sulh ile sonuçlanacak bir olay devletin konuya müdahil olması sonucu boşanmayla sonuçlanacak.
Şimdi bu kadın bu “kadınları şiddetten koruma yasasını” çıkartmayı için çabalayan ve bunda başarılı olan başta aileden sorumlu bakanımız Fatma Şahin olmak üzere mecliste bu yasaya evet oyu veren milletvekillerinin tamamının ceddine rahmet mi okur, yoksa yedi sülalelerine beddua mı eder?
Siz ne dersiniz?
 
adminadmin