Kent Kültürü
Giriş Tarihi : 03-10-2013 09:23   Güncelleme : 03-10-2013 09:23

KAMUOYUNA YANSIMAYAN MÜDAHALE GİRİŞİMLERİ VAR

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, kamuoyuna yansımayan darbe girişimleri bulunduğunu da belirtti.

KAMUOYUNA YANSIMAYAN MÜDAHALE GİRİŞİMLERİ VAR
Ergin, Stratejik Düşünce Enstitüsünde düzenlenen Demokratikleşme Paketi ve Türkiye'de Demokrasinin Konsolidasyonu Paneli'nin açılışında konuştu.
 
Türkiye'nin bu konuyla ilgili çok önemli aşamalardan geçtiğini, çok önemli badireler atlattığını belirten Ergin, bugün önemli kavşaklardan birinde olduğunu söyledi.
 
Bunun daha iyi anlaşılabilmesi için Osmanlı'ya bakılması gerektiğini ifade eden Ergin, Osmanlı'nın 600 yıl hüküm sürdüğü coğrafyada bugün 50 devlet kurulduğunu, bu ülkelerde çok farklı sosyal katmanlar, farklı ırklar, farklı renkler, farklı dinlerin yaşadığını vurguladı.
 
Bu kadar farklılığı barış, huzur ve kardeşlik coğrafyasında yaşatan anlayış ve yöntemlerin incelenmesi, derinlemesine tetkik edilmesi gerektiğini dile getiren Ergin, "Cumhuriyet'in 90. yılını idrak ediyoruz. Bu 90 yılda genç Cumhuriyet'in başına gelenler, yaşadığımız sıkıntıları sıralayalım. Neler yaşandı? Hangi isyanlar, hangi sıkıntılar, hangi müdahaleler, müdahale girişimleri... Bunları alt alta koyduğmuzda 624 yıl çok daha komplike, çok daha kozmopolit toplulukları bir arada yaşatan anlayış, yönetme biçimi, gerçekten bizim bugün geleceğe güvenle yürümemiz açısından derinlemesine tetkik edilmesi gereken süreç" diye konuştu.
 
Çok partili siyasi hayata geçilmesinin ardından Demokrat Parti'nin milletle barışık olduğu bir dönem yaşandığını ancak o güne kadar ülkeye şekil veren vesayet organlarının, sandık sonucuyla yönetimin değişmeyeceği endişesine kapılıp darbeye zemin hazırladığını anlatan Ergin, 1960 darbesinin ardından "evet biz de yapabiliriz" duygusunun aynı kadroların diğer mensuplarına sirayet ettiğini kaydetti. Ergin, sonraki darbe girişimlerinin bundan kaynaklandığını dile getirdi.
 
"Kamuoyuna yansımayan müdahale girişimleri var"
 
Kamuoyuna yansımayan darbe girişimleri bulunduğunu da belirten Ergin, "Gerçekte müdahale girişimlerinin sayısı bu bilinenlerden çok fazla ama siyasetçiler bu müdahale girişimlerini kamuoyuyla paylaşmaktan imtina etmişler ve açıklamamışlar. Gerçekte bu saydıklarımın ötesinde müdahale girişimleri de var. Siyasetçi vatandaşa gidiyor, kendi düşüncesini, partisinin felsefesini seçmenle paylaşıyor, vatandaş oyunu veriyor ama Ankara'ya geldiğinde aynı siyasetçi vatandaşa söz verdiği icraatları yapamıyordu. Vatandaşa taahhüt ettiği şeyleri yapmaya kalksa bireysel olarak başına sıkıntı geliyor ya da partisini kapattırıyordu" ifadelerini kullandı.
 
Avrupa'da son 60 yılda 3 siyasi parti kapatılırken aynı dönemde Türkiye'de 25-26 siyasi parti kapatıldığını anımsatan Ergin, bunun Türkiye'de siyasetin hangi şartlarda yapıldığının görülmesi bakımından çok önemli olduğunu vurguladı.
 
"Bu coğrafya farklı müdahalelere muhatap olmuştur"
 
Türkiye'nin bulunduğu coğrafyanın da bu konuya etkisi olduğunu dile getiren Ergin, "Jeopolitik öneme sahip ülkenin kendi başına bırakılması, dünya üzerindeki güç odaklarının menfaatlerine her zaman hizmet etmeyeceği için farklı müdahalelere de muhatap olmuştur bu coğrafya" dedi.
 
AK Parti İktidarının Türkiye'de akla gelebilecek her noktada çok önemli değişikliklere imza attığını ifade eden Ergin, "AK Parti'nin bu 11 yıl içinde bu ülkeye yapmış olduğu en büyük hizmet bugünkü tartışmanın konusu olan demokrasinin konsolide edilmesidir. Bu büyük icraat, bu ülkede demokrasinin kesintiye uğramadan sürdürülebilir kılınması sonucu AK Parti'nin hizmet döneminin en önemli eseri olarak inşallah Türkiye'ye armağan olacaktır" diye konuştu.
 
Partisinin 2002-2013'te yaşadıklarının, Türkiye siyaset tarihinin bir muhassalası olduğunu söyleyen Bakan Ergin, geçmiş dönemlerden farklı olarak statükonun dayatmalarına teslim olmadıklarını ve ülkenin her alanda dönüştürülmesi için çok güçlü bir mücadele verdiklerini kaydetti.
 
AK Parti'nin bu mücadeleyi verirken halkı dışında destekçisi olmadığını ifade eden Ergin, bu mücadeleyi halkla barışık olarak gerçekleştirdiğini ve gerçekleştirmeye devam ettiğini bildirdi.
 
"Türkiye'de o kadar kökleri derine inmiş bir vesayet anlayışı ve o kadar kökleşmiş bir yapı vardı ki gerçekten siyasetçilerin işi çok zordu" diyen Ergin, "Sorumluluk, mesuliyet siyasette ama yetki siyaset dışı organlardaydı. Böyle bir ülkede siyaset yaptık, yapmaya gayret ettik. Bu paradigmayı kıran ana noktalardan biri 27 Nisan bildirisinden sonra Hükümetin yaptığı açıklamadır. 28 Nisan'da siyasi tarihimizde bir ilk yaşanmıştır. 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' diyordu Hükümet. O egemenliği milletimiz sandıkta bu dönem için AK Parti'ye tevdi etmiştir" ifadelerini kullandı.
 
Bunun Türk siyaset tarihinde bir ilk, Türk siyasetinde süregelen bu geleneği kıran, buna son veren bir çıkış olduğunu vurgulayan Ergin, "Belli riskleri barındırıyordu ama bu böyle gidemezdi" dedi.
 
Ergin, 28 Nisan'da ilk çıkışın yaşandığını arkasından, Türkiye'de gerçekten demokrasinin sürdürülebilir kılınması adına bir takım reformlara ihtiyaç olduğu gerçeğinden hareketle adımlar atılmaya başlandığını söyledi.
 
AK Parti'nin 2002'de Hükümeti kurmasının ardından bütün göstergeler iyiye giderken, bir milletvekilinin kendisine, "2003 Mart ayında seçim var" dediğini aktaran Ergin, "Nasıl olur, her şey iyi gidiyor" diye karşı çıktığında, "Senin bilmediğin çok önemli şeyler var" karşılığını aldığını anlattı. Ergin, "2 aylık Hükümet... O süreçte bile psikolojik operasyonlara başlanmıştı" dedi.
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı demokratikleşme paketinin, ne ilk ne de son olduğunu belirterek, 2002'den bu yana önce Kopenhag siyasi kriterlerini karşıladığını, arkasından bunu güçlendirecek adımlar attığını ve demokratik standartları sürekli daha ileriye taşıma çabasını sürdürdüğünü vurguladı.
 
Ergin, "Bu bir süreçtir, bu süreçte durma lüksümüz yok. Suyun içerisindesiniz, suyun üzerinde kalabilmek için mutlaka hareket etmek zorundayız ve sürekli hedefi daha yukarı taşımak zorundayız" diye konuştu.
 
Demokratikleşme paketinin referanslarına ilişkin tartışmalara değinen Ergin, şöyle devam etti:
 
"Muhalefet partisi, bu paketi de istiskal etmek için maalesef geçmişte kullandığı yöntemleri kullanmaya başladı. Bu paketin referansı AK Parti kurulurken ortaya koyduğu parti programıdır. Bu paketin referansı hükümetimiz kurulurken ortaya konulan hükümet programıdır, bu paketin referansı bundan bir yıl önce yapılmış son AK Parti kongresinde kamuoyuyla paylaşılmış 63 maddelik 2023 vizyon hedeflerimizdir. Biz bugüne kadar bu millete ne söz verdiysek o verdiğimiz sözlerin içerisindeki adımları atıyoruz.
 
'Efendim, bu paket falancanın, filancanın talebiyle oluşturulmuş bir pakettir' Neye dayanarak söylüyorsun bunu? Çözüm süreci. Çözüm süreci başlamadan öcne biz kongremizi yapmıştık 30 Eylül 2012'de. AK Parti, 63  maddelik bir liste yayınladı. 2023'e kadar bu 63 maddeyi hayata geçireceğiz dedi AK Parti söz verdi sizlere. Çözüm süreci yoktu ortada. Geçen seneden bu seneye tam bir sene olmuş, bu 63 maddenin tam 18 tanesi yerine gelmiş. Bir kısmı yerine geldi, bir kısmı açıkladığımız paketle yerine geliyor. 2023 neresi biz daha 2013'teyiz. Bir senede 18 maddesini karşılıyoruz."
 
"Çok önemli adımlar var"
 
Söz konusu düzenlemeleri paylaşan Bakan Ergin, bunların tamamının AK Parti'nin daha önce sözünü verdiği düzenlemeler olduğunu vurguladı.
 
Pakette siyasi hakların genişletilmesi başlığı altında çok önemli adımlar olduğunu belirten Ergin, seçim barajının düşürülmesi, temsilde adaleti sağlayacak yöntemlerin tartışmaya açılması, siyasi partilere devlet yardımının kapsamının genişletilmesi, teşkilatlanmanın, siyasi partilere üyeliğin kolaylaştırılması, propaganda, eş başkanlık sistemi gibi düzenlemeler ve öneriler bulunduğunu anımsattı. 4. yargı paketinin yürürlüğe girdiğini, nefret suçuyla ilgili düzenlemenin bu pakette açıklandığını anlatan Ergin, alınan önlemlerle tutuklu yargılama oranlarının AB ortalamasının altına indiğini vurguladı.
 
AK Parti'nin 30 Eylül 2012'deki kongresinde verdiği ve yerine getirdiği sözleri paylaşan Ergin, "Sayın Başbakanımızın açıklamış olduğu paketin referansları AK Parti'nin kuruluşundan bu yana parti programıdır, hükümet programlarıdır, en son geçen sene yapmış olduğumuz kongredeki Türkiye'ye verdiğimiz sözlerdir. O 63 madde orada yazılı duruyor" dedi.
 
Ana dilde savunmanın sorun olmaktan çıkarılmasını da söz konusu kongrede taahhüt ettiklerini belirten Ergin, bunu da yerine getirdiklerini söyledi. Ergin, "Memleket falan da bölünmedi. Sorun olmaktan da çıktı. 6 aydır da uygulanıyor bu ülkede" diye konuştu.
 
"Referans arayanlara referanslarımızı sayıyorum"
 
"Referans arayanlara medyamız aracılığıyla referanslarımızı sayıyorum" diyen Ergin, kişisel verilerin korunmasına yönelik yasal düzenleme, darbelerin dayanağı olan mevzuatın ayıklanmasını da yine 2012 Eylül ayındaki kongrelerinde taahhüt ettiklerini kaydetti.
 
Bakan Ergin, şunları söyledi:
 
"Bu paket açıklanırken bizi hareket ettiren saik, bize bu adımları attıran duygu, AK Parti'nin kuruluş felsefesidir, milletine verdiği sözlerdir, Türkiye'nin reel ihtiyaçlarıdır. 'Efendim çözüm süreciyle de bağlantısı yok mu' Eğer bu ülkede demokrasi isteyenlerin talepleriyle örtüşüyorsa bu yapılanlar bundan memnuniyiet duyarız. Biz bu ülkede demokrasinin tam ve eksiksiz olarak inşaasını, bir daha inkıtaya uğratılamayacak şekilde sürdürülebilir kılınmasını sağlamaya çalışıyoruz. Allah'ın izniyle önemli mesafe attık, herşey bitmiş değil, yapacağımız daha çok iş var. İnşallah önümüzdeki süreçte bu adımlar da gelmeye devam edecek."
 
"Size ulaşmayan çok fazla bir şey yok"
 
Konuşmasının ardından katılımcıların sorularını yanıtlayan Ergin, 2002 ve 2013 arasında bilinmeyen kaç tane darbe girişimi olduğu yönündeki soru üzerine, "Bunlardan size ulaşmayan çok fazla bir şey yok AK Parti'nin 11 yıllık süreci önceki dönemlere göre şeffaf olmuştur. Buradan şu anlam çıkmasın, her şeyi kamuoyuyla paylaştık iddiasında değilim. Ama bu müdahalelerin yaşandığı zeminlerde önemli düzenlemeler yapıldı. Geçmişten farklı olarak bu girişimler karşısında söylenenlere boyun eğen ya da şapkasını alıp giden bir siyaset yoktu. Doğru bildiğimiz adımların arkasında sebatla duruldu" dedi.
 
Başörtüsünün serbest olmasına yönelik düzenlemede polis, asker, hakim ve savcıların kapsam dışında tutulmasına ilişkin soruyu da Ergin, şöyle yanıtladı:
 
"Kılık kıyafet serbestisine ilişkin konuyu düzenleyen bir yönetmelik var. O yönetmeliğin 5. maddesindeki kısıtlamalar kaldırılacak denildi açıklamada. 6. maddede ayrı istisna maddesi var o yönetmeliğin. Orada da üniforma gibi resmi kıyafetlerin giyildiği yerler asker ve polis sayılıyordu. Sayın Başbakanımız açıklarken buna hakim ve savcıları da ifade etti. Burada esas itibarıyla şu anda düzenleme ne şekilde gelecek, onu beraberce takip edeceğiz. Önemli ölçüde ilgili kurumlar kendi çatısı altındaki düzenlemeleri kendileri yapacak, öyle bir anlayış var. Onu da askerin, polisin ve yargının yetkili kurulları değerlendirecektir. Gelişmeleri beraber göreceğiz."
 
Daha kolay yapılabilecek bazı şeylerin yapılamadığı yönündeki eleştiri üzerine de Ergin, 63 madde içerisinde önemli taahhütler bulunduğunu belirterek, bunun bir süreç olduğunu ve arkasının geleceğini söyledi.
 
"Yargının çok büyük günahları oldu"
 
Bakan Ergin, "28 Şubat sürecinde hiçbir suçu olmayan, gazete küpürleriyle dedikodularla hapse girenlere yönelik bir çalışma olup olmadığı" yönündeki soru üzerine de şunları kaydetti:
 
"Müdahale kültürünün oluşmasında yaşanmasında geçmişte yargının çok büyük günahları olmuştur. O müdahale anlayışını ve uygulamaları meşrulaştıran, olağanlaştıran kararlarla destek vermiştir süreçlere. Bu destek içerisinde insanların tribünlerden gelen baskıyla yargılanmaları, mahkum edilmeleri de bunun bir sonucudur. Bahsettiğiniz olay da bunlardan bir tanesidir.
 
Bununla ilgili bir çalışma ekibimiz var. Belli bir çalışma yapıldı aslında. Ancak o dönem içerisinde o kadar geniş bir yelpazede yargılamalar yapılmış ki tamamına yargılamanın yenilenmesi yolunu açtığınızda önümüze çıkacak milyonlarca dosya söz konusu olabilecek. Bunun pratiğini nasıl sağlarızın çalışması yapılıyor şu anda. temenni ediyorum ki varsa bir takım yanlışlar, haksızlıklak, zulme varan uygulamalar bunların sonuçlarının ortadan kaldırılması için mesai harcamak da bizim vazifemiz. Ümit ediyorum güzel bir şey çıkar."
adminadmin