KATLİAMARDAN ÖTÜRÜ SURİYE İLE PROBLEMİMİZ VAR

"Diyalog, silahsızlanma, bölgesel ve küresel güvenlik" başlığıyla Adile Sultan Sarayı'nda düzenlenen 60. Pugwash Bilim ve Uluslararası Konferansları'nın açılışında konuşan Davutoğlu, savaşların yıkıcılığının gün geçtikçe arttığını söyledi.
 
Davutoğlu, hava saldırılarından insanların da etkilendiğini ifade ederek, nükleer silahların etkilerinin daha büyük olduğunu kaydetti.
 
Hiroşima ve Nagazaki'ye yapılan saldırılardan tek bir neslin etkilenmediğine işaret eden Davutoğlu, onlarca yıl sonra doğanların bile savaşın etkilerinden muzdarip şekilde hayatlarına devam ettiğini anlattı.
 
Davutoğlu, kitle imha silahlarının bertaraf edilmesi gerektiğinin altını çizerek, bu silahları kim kullanırsa kullansın insanlığa karşı suç işlemiş olacağını belirtti.
 
Bakan Davutoğlu, Saddam'ın kimyasal silah kullandığını, şimdi de Suriye'de aynısının yapıldığını dile getirerek, Bosna'da, Ruanda'da, Srebrenitsa'da yapılanların tüm dünyaya karşı işlenmiş suç olduğunu söyledi.
 
"Kim yaparsa yapsın, net bir şekilde dur dememiz gerekiyor" diyen Davutoğlu, diyalog ve silahsızlanmadan bahsediliyorsa yeni bir kavrama ihtiyaç olduğunu dile getirdi. Davutoğlu, devlet içinde bir güvenlik tehdidi varsa bununla nasıl başa çıkılacağına ilişkin de yeni kavramların geliştirilmesi gerektiğini kaydetti.
 
"Katliamardan ötürü Suriye ile problemimiz var"
 
Davutoğlu, Suriye ile eskiden iyi ilişkiler içinde olunduğunu hatırlatarak, ülkede kullanılan kimyasal silahlarla insanların öldüğünü, bu silahların kullanılmaması noktasında kararlı olduklarını anlattı.
 
Ülkelerin komşularındaki sıkıntılardan etkilendiğini aktaran Davutoğlu, "Ahşap evde yaşadığınızı düşünün. Sizin evinizde çıkan yangın, komşunuza da sıçrayacaktır. Komşularımızla sıfır sorun ve aktif dış politika... Yunanistan, Bulgaristan, Rusya ile 2. Dünya Savaşı sonrasında ciddi sıkıntılarımız vardı ama artık yok. İran, Irak, Gürcistan ile iyi ilişkilerimiz var. Ancak bu katliamlardan ötürü Suriye ile problemlerimiz var. Komşular birbirini anlamalıdır. İran ve Türkiye birbirini anlıyor. 1639 yılından bu yana sınırlarımız hiç değişmedi. Türkiye ile İran çok iyi komşularız" diye konuştu.
 
Bölgeler arasındaki ilişkileri vurgulamak istediğini, yeni bir bölgesel farkındalığın tespit edilmesi gerektiğini söyleyen Davutoğlu, şöyle devam etti:
 
"Orta Doğu'da bir kimyasal silah çıktığında Latin Amerika bunu tehdit olarak algılamaz. Ancak doğrudan tehdit bu coğrafyada yaşayan bütün ülkelere yansımaktadır. Bölgesel güvenlik bağlamı çok önemli. Çok kültürlü ve çok uluslu uyum, mezhepsel ve etnik çatışmaların önüne geçmek açısından çok önemli. Bölgemizdeki en büyük tehdit bu ve benzer istikamette gerçekleşen gerginlikler ve ihtilaflardır. Orta Doğu'nun nükleer silahlardan arındırılmış bölge haline getirilmesi çok önemli. Bütün bölge ülkeleri bu kavramı benimsemeli ve artık geciktirmemeli. Bizler radyoaktif, kimyasal, nükleer silahların bu bögede yer almasını istemiyoruz. Hiçbir şekilde Orta Doğu'da kimyasal silahların varlığına göz yummamalıyız."
 
Davutoğlu, bu konuları bölgede sonsuza kadar çözüme kavuşturmak için ellerinden gelini yapmaya hazır olduklarını belirterek, bir ülkenin barışçıl amaçlarla nükleer enerjiyi ve teknolojiyi kullanmasına dönük bir kısıtlama yapılmaması gerektiğini sözlerine ekledi.