Kültür
Giriş Tarihi : 09-09-2018 12:00   Güncelleme : 09-09-2018 12:00

Kilit taşı

Kilit taşı

Sen istersen “ahlak” de o eksik olana, istersen “iman” de, “edep” de, “vicdan” de… Ama eksik…

Et kokarsa tuzlanır, ya tuz kokarsa?

Şöyle bir yazı okudum geçenlerde.

“Bir şeyler eksik. Binlerce cami, her camide vaiz, binlerce hoca, yüzlerce İlahiyat ve İmam Hatip Lisesi, binlerce öğretmen, sayısız dernek ve vakıf ama sokaklar Avrupa, beyinler oryantalist, ahlakımız çukur, haram ucuz, helal zor, Müslümanlar garip. Velhasıl bir şeyler eksik.”

Kimin yazdığını bilmiyorum, biraz baktım, araştırdım ama açıkçası bir şey bulamadım. Belki de öyle dilden dile dolaşan bir sözdür, bilemiyorum. Ama peşinen söyleyeyim ki her kim yazmışsa hakikati yazmış. Pek çok farklı şekilde, pek çok kere ve pek çoğumuzun aslında söylediğini tekrar etmiş. Ama güzel söylemiş be!

Neyse, eksik olan bir şeyler var, çok doğru. Birkaç asır evvel bizi biz yapan, bizi bir yapan bizi tam ve tamam yapan bir şeyler şimdi eksik ve onun eksik olduğundan bunca dağılmışlığımız. Eskiler eksik olduklarını bilirlermiş de ondan tam olurlarmış bence bizse onca eksiğimize rağmen kendimizi tam zannediyor, olduk sanıyoruz. Oysa “oldum” demek olmamaktır. Tam olduğunu, tamam olduğunu sandığımız ama aslında çok fazla eksik olan ve eksiği de sanki bir kilit taşı gibi duran bir şey var.

“Kilit taşı” demişken ne demek olduğunu da söyleyeyim. Mimaride köprü, kubbe ve kemerlerde en ortaya, merkeze konan taşın ismi bu. Ama bir özelliği var. Misal ki kubbede tam merkezde olan taş kilit taşıdır. En son o taş konur ve o çıkarıldığı zaman da bütün yapı çöküverir. Üniversitede sanat tarihi dersinde gördüğüm bir de ayrıntı vardı onu da söylemezsem olmayacak. Genelde kemerlerin en orta yerinde olan ve oradan alındığında çöken bu taşın üzerine eski zaman yapılarında kadın figürünün yerleştirildiği de çok olmuş. Derslerde bu yapıların fotoğraflarını görmüştüm. Tuhaf ama mutlaka sembolik bir manası da var.  Boşuna değil elbette. Zira “kadın düşerse her şey çöker” demek istemişler muhtemelen. Belki de şimdi eksik olan ya da kırılan kilit taşı tam da orasıdır. Bilemiyorum, benimki sadece bir yorum.

Bozulan, eksilen ya da yok olan şey tam olarak nedir bunu açıkçası ve tam olarak söyleyemiyorum. Bulamıyorum ki. Ama şöyle zannediyorum eksik olan tam da işte o taş; kilit taşı ve o taşı aldıklarından ya da düştüğünden köprü ayakta duramıyor. Aslında her birimiz koca bir kubbenin taşları gibiyiz ya da “gibi” değil öyleyiz. Ama bizi bize bağlayan, sağlam ve bir durmamızı sağlayan bir kilit taşı eksik ya da düşmüş, belki düşürülmüş. Ve bu dağılmışlık umurumuzda değil gibi bizim.

Yanlış ya da eksik her yerde ya da her şeyde değil kanaatimce. Yalnızca ve sadece bir tek şeyde. İşte o eksik olduğundan ayar tutmuyor ve o eksik olduğundan tuğla durmuyor. Düşüyor, yıkılıyor… Sen istersen “ahlak” de o eksik olana, istersen “iman” de, “edep” de, “vicdan” de… Ama eksik…

Ya biri çıkacak ve o kilit taşını yerine koyacak ve toplayacak bizi ya da köprü de kubbe de yıkılacak darmadağın olacağız…

Neyse, hayırlı cumalar…

Fatih Duman / Diriliş Postası

adminadmin