Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 31-03-2020 10:01   Güncelleme : 31-03-2020 10:01

Kâinattaki Teceddüt Ve Tegayyür (1)

Kâinattaki Teceddüt Ve Tegayyür (1)

Eski Çevre Bakanımız Sayın Rıza Akçalı beyle birlikte, Vakıf Heyeti olarak Manisa İlim ve Kültür Vakfı’nın mimarî planlarını yapan rahmetlik Mimar Hakkı İplikçi Beyin bürosuna ziyarete gitmiştik. Binamızın demir döşenmesi sırasında işin ustaları, “Çok fazla demir konmuş. Hesaplarda yanlışlık olmalı. Kalıpların içine betonun gireceği yer kalmamış. Bilgisayarlar hesaplamada çok fazla demir çıkarmış, kesinlikle yanlışlık var.” demişlerdi. Bunu oradaki mühendislere aktardık. Onlar “Artık elle çalışılmıyor, çizimler de, demir hesaplamaları da bilgisayarlarda yapılıyor; hata ihtimali çok düşük. Hem buranın hesaplarını 2-3 defa kontrolden geçirdik. Binanın üst salonlarında 200-250 kişilik toplantılar yapılacak dendiği için, bütün statik hesaplar da bu rakamlara göre yapıldı. Çok dikkatli çalıştık. Yanlışlık yok.” dediler.

Ortadaki büyük masanın üzerinde (adını sonradan öğrendiğim) bir Siklamen çiçeği vardı. Bozulmaması için bu pahalı ve nazlı çiçeğin üzerine şeffaf ince bir torba takmışlardı. Kendisi de inşaat mühendisi olan Rıza bey “Hakkı’cığım, vakıf binasının işleri kolay, biz bu çiçeğin ve benzerlerinin mimari ve statik hesaplarını yaptırmak istiyoruz.” deyince Mimar olan Hakkı İplikçi bey, (Yeni Asya Yayınlarının İlim Teknik Serisinin tamamını alıp okumuş imanlı birisi olarak) “Kusura bakmayın, bunu yapamayız. Dünyanın bütün binalarını yapabiliriz. Her türlü inşaatın planlarını ustalıkla ve eksiksiz çizer, hesaplarını hatasız hallederiz. Ancak bu çiçeğinki gibileri yapmaktan aciziz.” dedikten sonra Hakkı ve Rıza beyle birlikte neden yapılamayacağını orada uzun bir sohbetle birbirimize ve oradaki kalabalık mühendis grubuna anlattık. Herkesin çok hoşuna gitmişti.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Recep YAZGANRecep YAZGAN