Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 10-07-2012 16:13   Güncelleme : 10-07-2012 16:13

Kriz Masası Şokta

Meteoroloji işini yapmış olmanın rahatlığıyla, “Uyarıyı yaptım; Yağış, sele dönüşebilir!” diyorGündüz saatlerinden itibaren yağışların şiddetini arttırarak devam ettiği gün kriz masasından eser yok

Kriz Masası Şokta
Meteoroloji işini yapmış olmanın rahatlığıyla, “Uyarıyı yaptım; Yağış, sele dönüşebilir!” diyorGündüz saatlerinden itibaren yağışların şiddetini arttırarak devam ettiği gün kriz masasından eser yok.. Ertesi sabahın erken saatlerinde Valilik Kriz masası DMO masalarından oluşturuldu.. Kimse ne yapacağını, nasıl yapacağını bilmeden masaları beklemeye başladı.. Sel bölgesiyle iletişim bile kimsenin aklına gelemedi. AFAD -  Afet Acil Durum Müdürlüğü diye bir kurum var. Başbakanlığa bağlı.. İç İşleri Bakanlığı’na bağlı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü, Bayındırlık Bakanlığına bağlı Afet İşleri Genel müdürlüğü ve Başbakanlığa bağlı Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü birleşerek Afet Acil Durum Yönetimi Başkanlığı adını aldı.. İllerde İl Afet Acil Durum Müdürlüğü olarak Valiliğe bağlı çalışıyor daha doğrusu ise çalışmaya çalışıyor.. Fakat AFAD’ın o kadar bakanlık bütçesi ve bir o kadar kadrosu varken mesela Samsun gibi bir Karadeniz şehrinde muhtemel sele karşı Afet Durum Senaryosu ve de bir ilin karşılaşabileceği yıkıcı felaketlere karşı hazırlık planı yok.. Depremin sürekli gündem olduğu ilimizde ‘Sel Yeri’ isimli bir mevkii var ama sele karşı simülasyon hazırlığı yok.. Her kurumun afetlerde rol ve sorumlulukları kağıt üzerinde varken, bir durum karşısında bu kağıtlar çıkarılıp değerlendirme yapılamıyor, neden, çünkü hepsi göstermelik ve yasak savma kabilinden hazırlanmış.. Canik Bölgesindeki sel afeti bütün bu kurumları şok ederek hareket edemez hale getirdi. Valilik ve Canik Kaymakamlığı da dahil olmak üzere hiçbir kurum gerekeni yapamadı.. Canik Kaymakamlığı’nın Sosyal Yardımlaşma Vakfının bir aracı afet bölgesine içi bomboş bir şekilde bekletildi.. Neden,” varız, buradayız” görüntüsü vermek için.. Yapabildikleri en güzel şey insanı yaşatmaya yönelik değil de öldükten sonra cenazeleri kaldırmaya, çevreyi yeniden eski makyajlı hale getirmeye yönelik.. Kimse burada bir afet olduğunu anlamasın.. İçeride neler yaşanıyor, kim aç, kim açık kimsenin umurunda değil.. Yüz yılın afeti diyorlar; normal olarak 300 metreküp saniye olan yağış, 700'ün üzerine çıkmış… Demek ki yüzyılın felaketi değil en fazla 2,3 katı.. Sorgulanması gereken davranış psikolojimiz.. Neden hala esmer vatandaşlarımızın bulunduğu alanlara yardım eli uzanmıyor.. Neden resmi kişi ve kurumlar sadece hasar tespiti ile uğraşıyor, kim aç, kim açık ilgilenmiyor.. Devletin soğuk yüzü dağıtılan parada saklı gibi.. Adamın evi çamur içinde Bin TL ile bu çamurları mı temizleyecek, mümkün değil.. Üstü başı çamur içinde nerede yatıp nerede kalkacak.. Ne yapacak bu parayla.. Devletin bakanları bakıp bakıp gittiler yağmuru bahane ederek.. Clinton’un deprem bölgesinde bir bebeği sevmesini hatırlayarak bir çocuğu kucağına almak da kimsenin aklına gelmedi. Rol bile çalamadılar.. Üstümüz çamur olur, yapamadık.. “Yağmur geliyor, hadi gidelim” Hani boş olan yurtlar, pansiyonlar, okullar neden açılamadı geçici kullanım için.. Doğaçlama yaşıyoruz vesselam.. AFAD’a bir ev ödevi; Samsun’da sivil toplum olarak gönüllü yardım kuruluşları var, Kızılay gibi, DOST – DER gibi, Kimse Yok Mu gibi, SİYAH gibi.. Bunlar ile koordinasyon kurarak bu STK’ları afetlerde hangi vazifeler için değerlendireceğinin senaryosunu hazırlamalıdır. Birisi giyinme, birisi barınma, birisi gıda, diğerleri arama kurtarma, şu bu… Bir diğer afetler için daha koordineli ve daha hazır olmak temennisiyle..
adminadmin