Müslümanlar’ın ilk kıblesi Mescid-i Aksa’yı bundan yüzyıllar önce boynu bükük bırakmayan İslam ordusu, Hazreti Ömer’in emriyle (ra) 638 yılında Kudüs’ün feryadına koştu.
Şehri savunmaya çalışan Hıristiyanlar’ın, bu iman ordusu önünde duracak gücü yoktu ve Halife’nin bizzat gelmesi şartıyla şehri teslim etmeyi kabul etti. Hz. Ömer (ra), Kudüs'e görkemli bir merasimle değil tevazu ile girdi, şehirde ilk olarak Mescid-i Aksa'yı ziyaret edip Hz. Davud'un mihrabında dua etti.
Hz. Peygamber'in (sas) vefatından sonra bir daha ezan okumayan Bilal-i Habeşi, Halife’nin hatrı ve Kudüs'ün fethi dolayısıyla bu emri bir defaya mahsus olarak yerine getirince onun okuduğu ezan Halife’yi ve sahabeleri gözyaşlarına gark etti.
ŞEHADETE YÜRÜYÜŞÜ
Kudüs'ün ilk fatihi Hz. Ömer (ra), 1374 yıl önce 3 Kasım günü Hıristiyan bir kölenin sabah namazında saldırısı sonucu şehit oldu. Oysa O (ra) Kudüs’teki üç semavi dine mensup herkese ayrım yapmaksızın hoşgörü ve adaletle hükmetti.
Hz. Ömer (ra), yaralı olarak evine götürülüp yatağına konulduktan sonra, kendisini kimin hançerlediğini sordu. Bir gayrimüslim tarafından hançerlendiğini öğrenince gözlerinde memnuniyet ışığı parıldadı ve bir Müslüman tarafından vurulmadığı için Allah’a (cc) şükretti.
“Kenâr-ı Dicle'de bir kurt aşırsa bir koyunu,
Gelir de adl-i İlâhî sorar Ömer'den onu!
Bir ihtiyar karı bî-kes kalır, Ömer mes'ûl!
Yetîmi, girye-i hüsrân alır, Ömer mes'ûl!
Bir âşiyân-ı sefâlet bakılmayıp göçse:
Ömer kalır yine altında, hiç değil kimse!”
DİRİLİŞ POSTASI
