Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 14-12-2017 10:06   Güncelleme : 14-12-2017 10:06

Kültür kuvvetleri komutanlığına atandım!

Yakında birazdan bahsedeceğim gelişmeyi bizzat cumhurbaşkanımız / reisimiz kamuoyu ile paylaşacak. Hele şu Araplar Kudüs ile ilgili geldikleri toplantıda ümmete yaraşır bir tavır sergilesinler...

Kültür kuvvetleri komutanlığına atandım!

Ben yine de ön bilgi vermek için bir açıklamada bulunacağım. Lütfen bu okuduklarınız aramızda kalsın. Kimseyle paylaşmayın. En yakınınıza bile bahsetmeyin.
Bahsedeceğim husus biraz uzun olabilir. Dişinizi sıkın sonuna kadar okuyun. Belki hayatınızda okuduğunuz en uzun yazı olabilir ama inanın okumanızın sonunda başınıza bir şey gelmeyecek. Ölmeyeceksiniz, kansere yakalanmayacaksınız. Bir sigara içimi süresince anlatacağım.
Geçen hafta Recep Tayyip Erdoğan aradı beni. "Fehmi, güzel kardeşim benim... Hakkını helal et. Şunca yıl seni görmezden geldik. Söylediklerini ciddiye almadık. Hani bir mektup göndermiştin ya... Orada söylediklerin bir karar almamıza sebep oldu. Genel Kurmay Başkanlığıyla görüştük ve ittifakla ülkenin Kültür Kuvvetleri Komutanı olmanı istiyoruz. "
İşte benim Kültür Kuvvetleri olarak görevlendirilmeme sebep olan mektuptan kısa bir bölüm paylaşmak istiyorum:
" Markalar; batının işgalci kolluk kuvvetleridir Sayın Reis'im!
Yalnızca bir gencimizin gündelik yaşantısına bir göz gezdirelim. Artık gençlerimiz kulağında mp3 player, Rihanna'nın "Where have you been"ini dinliyor ve bir yandan da Christmas için süslenen sokaklara bakıyorlar. Birkaç adam daha şimdiden Aziz Nicholas'ı temsil eden kıyafetler içine girmiş durumda. Yine hemen her vitrin kırmızı külahlar, kırmızı mumlar, kızak çeken geyikler, hediye çorapları; mumlar, minik çanlar, yeşil çamlar ve Noel Baba maskotlarıyla yeniden düzenlenmişti...
Acıkmıştı. Canı Mc Donalds'da bir Big mac çekti ama içerisi çok kalabalıktı. Sokağın karşısına geçti. Önce Burger King'de whopper, sonra üzerine double fruit waffle yedi. Karnı iyice doymuştu ve şimdi Starbucks'da espresso içiyordu...
Eve geldi. Orijinal kâğıt olarak hole tabandan tavana kadar Eiffel Tower döşenmişti. Köşede bir Özgürlük Anıtı heykeli vardı ve havaya Enrique Iglesias'dan soft bir slow yayılıyordu... Ugg botlarını çıkardı, Tommy montunu portmantoya astı. East Pack'in çantasını pufa bıraktı. Sonra da üzerindeki Polo kazak ile Quicksilver'larından rahat birini değiştirdi.
Duvarlarda Justin Bieber, Madonna ve David Beckham'ın seçilmiş posterleri vardı. En eski oyuncakları Barbie ve erkek arkadaşı Ken ise, işte hâlâ odasında durmaktaydılar.
Salona geçti. Çocukluğundan beri Tom and Jerry, Heidi, Pinokyo, Casper, Spider Man, İron Man ve Walt Disney'in Micky Mouse'dan başlayarak bütün serilerini ezberlemişti... Şimdilerdeyse favorisi South Park'tı... İzlediği dizilerin başında; How I Met Your Mother, Big Bang Theory, Revolution... Ve Ellen DeGeneres Show geliyordu...
Twilight, New Moon, Eclipse'yi okumuştu. Serinin dördüncüsü Breaking Down ise sehpanın üzerindeydi ve arasında bir yerlerde ayıraç duruyordu.
Koltuğa oturup arkasına yaslandı...
"Ben Müslüman Türk'üm. Türkiye'de yaşıyorum. Hani bizim kahramanlarımız? Nerede bizim markalarımız" diye düşünmek aklına bile gelmedi! Bir de anlam veremedi, Kudüs için bir kısım insanların kendilerini parçalamalarına..."
Aslında mektubu şu şekilde bitirmiştim:
"Siz konutlanın cennetten köşk bekleyen insanlar! Dünyalık binalarına gavurca kelimelerle isimler seçen gafillerim... Hem ki onlar yazarlarsa duvarlarına Türken raus elbet biz de yazacaktık kotlarımıza livays, kursaklarımıza mc donald's... gibisi yok!
ATEŞ SİZİ ÇAĞIRIYOR! KİME GAM KARDEŞİM?! NASILSA SÜLEYMAN SOYLUYDU, NUMAN İSE KURTULMUŞTU! BEN ALDIĞIM İHALEYE BAKARIM GARDAŞ! EY YEŞİL SARIKLI HOCALAR, NİYE SUSTUNUZ? RENKLİLER, BEYAZLAR, RENKSİZLER; NERDESİNİZ? HEM NEYİMİZE YETMİYOR Kİ ÇAMLICAYA YAPILICAK CAMİ? AYASOFYA MÜZE KARDEŞİM, MÜZE! KUTLU OLSUN, MARMARAY! HEM Kİ; WALT DİSNEY'İN MİCKEY MAUSE’U KEMİRMEKTE HAYATIMIZI!
DÜN ÜÇ KITA'NIN EFENDİSİ ŞİMDİLERDE YÜZÜKLERİN EFENDİSİ!"
Reise bana önerilen Kültür Kuvvetleri Komutanlığı görevini şerefle kabul ettiğimi belirttim.
Ön bir toplantı yaptık. Orada bir sunum yaptım. Müsaadenizle orada yaptığım sunumu da sizlerle paylaşayım:

Sayın Cumhurbaşkanım, Başbakanım, hükümet üyeleri ve Genel Kurmay başkanım!
Şeytanoğlu BİLİM ile ilmi ayırdı...
Bilim;
" su sıfır derece donar
100 derecede kaynar " gibi somut delillerle konuşur...
İlmi sahada ise, suyun sadece sıfırda donması ile ilgilenilmez,
bu donmanın maddi manevi tezahürleri üzerine de düşünülür..
Bilim soyut ve soğuktur, veriler alır, değerlendirme yapar kesin sonuç adında da sunumlarda bulunur...
Kesin İSPAT a odaklanmış akıl bilim adamı titri almış her elemanın sözlerini artık tartışmasız kabullenir...
Şeytanoğlu, ALLAH inancı yerine BİLİM’i yerleştirmeye çalıştı son 300 yılda...
Sırasıyla RÖNESANS yeniden doğuş AYDINLANMA dönemleriyle bilimsel AKLI ön plana BATI COĞRAFYASINDA VE HEGEMONYASINDA... çıkarttı
MÜSLÜMAN HİNTERLANDINDA BİLE ALLAH'A VE ONUN YARADILIŞ ATLASINDAki imanı bile geri plana itti...
Bunu yaparken şablon resimler kullandı önce herkesin mutlaka tepki koyacağı bir resim koydu :
İMAN denilince resim olarak SKOLASTİZM VE DOGMATİZM... AVAM İÇİNSE ÜFÜRÜKÇÜ resmi koydu...
Münafık olanı VE MÜŞRİĞİ "mümin" gibi tanıtıp aşağıladı... " İşte din bu sayın seyirciler ,bunu mu istersiniz " manipülasyonu yaptı
Bilimsel AKIL denilince = sanayi devrimini koydu... modernİTENİN ÜRÜNLERİNİ; otomobil, apartman, VE ELEKTRONİK ÇÖPLÜĞÜ maddi hayatı kolaylaştıran enstrümanlar olarak koydu...
" İşte bilim bizi böyle yaşatır... Oysa din bunu yapamaz" manipülasyonu yaptı...
" Hey sen ademoğlu! Hangisini tercih edersin... mağara mı apartman mı !? " ikilimine soktu...
Modern yaşamın deccalin-yahudaoğlunun

insanı bencilleştiren,

tüketim kölesi yapan,
tatminsizleştiren,
intihar eğilimlerini arttıran,
gıdayı suyu toprağı havayı zehir eden,
hastalıklarını görmezden geldi!
Kardeşlerim,
Bir defa insanın dünyevi lezzetleri seçme eğilimi nefsin basamakları aşılmamışsa zulmün kapısıdır!...
Gelenek ile modernite arasında seçim yapmak durumunda kalan birey, günümüzde moderniteden yana tavır almadığında doğrudan gerici olmakla suçlanarak aşağılanır...
Bu ENDÜSTRİYEL BİLİM in arkasına saklanan şeytanoğlunun savunma refleksidir; kalesini koruma etkinliğidir...
Kardeşlerim, HATIRLAYIN!
AYa iniş yalanlarını
" Neden sadece bir defa ay a indiniz?
Bugünkü teknoloji 1960’lardan da ileri... Birkaç kere daha gitmiş olmanız gerekmez miydi " diye sorduğumuzda elbet cevap veremediklerinden MARSA araç indirdik, JÜPİTERE uzay gemisi gönderiyoruz şovlarıyla örtmeye çalıştılar...
Şimdi dünyanın tüm NASA sevdalılarına kötü haberimizi buradan öğrenmiş olsunlar...
Kardeşlerim, insan aya çıkamaz niçin insan mars a inemez niçin in cevabını veriyoruz :
Ayın 7. katmer sıcaklığı uzay gemilerini eritiyor, insanı da eritiyor, Mars taki katmer fırtınaları hiç bir yapancı maddeyi kabul etmiyor fırlatıp atıyor!
Peki neden yalana başvuruyorlar ?
Amerika, NASA bu palavralarla ilim üstadı biziz diye duyurup saygı topluyor, sömürgelere egitimini oturtuyor...
Yakında Jüpiter Uranüs yalanı yolda, NASA buralara araç indirecekmiş!
İlim üstadı değil ama yalan üstadı oldukları kesin...
LA FONTAİNE’DEN MASALLAR DİNLEMEYE DEVAM!
SEN KARGAYLA LAKIRTIDAYKEN KUYRUKSUZ KALACAKSIN, KENDİNİ KURNAZ ZANNEDEN TİLKİ!
UNUTMA; AMERİKAN RÜYASI rüyalarla, hayallerle VE TUZAKLARLA beslenir.
Amerika holywood demektir, GÖRÜNTÜLÜ BÜYÜ PERDESİdir yani! HEM DE EN HAYASIZINDAN!
Sokakta homelessleri gizleme örtüsüdür Hollywood...
Uzay yolu macerasıdır...
Geriye dönüş flashbackleriyle insanlık tarihini yeniden yahudaoğlu yararına kafasına göre yazmaktır,
İngiliz dil okullarının prestijli reklam sektörüdür...
Cnbc neden İngilizce yayın yaptı bunca zaman; dünden Amerikalı olmayan razı Hollywood rüyasında binlerce genç beyin göçü için gönüllü gidebilsin diye...
Amerika bilimin beşiği değil; uygulayıcısı da değil! Yalnızca askeri sanayi gelişkin; ÖLÜM VE İMHA MAKİNELERİYLE...
Fakat Amerikan rüyasıyla hipnotize ettiği gençler vasıtasıyla her milletin zenginliğini bünyesine çekiyor...
Gönüllü köleler ordusu kuruyor...
kültür baskısıyla gençlerin bulundukları toplumdan memnun olma ihtimallerini tüketip olmayan bir ülkeye holywoodland e akılları kilitliyor...
Bu bir enerji savaşı...
NASA ise en büyük NÜKLEER TESİS! ENERJİ ÇEKİM MERKEZİ... CAZİBE!
Şimdi bu şovmen ülkeye yeniden diyoruz;
Ey Amerika,
Ey Nasa..
Ayda üs kuracağını ilan edeli 50 yıl geçti... Henüz bir tuğla bile koymadın... Marsta hayat süreceğiz diye insanları uyutuyorsun... Maceralarının ardı arkası ise kesilmiyor; ümmet-i Muhammed'in topraklarında kahpeliklerine ise devam ediyorsun...ve dahi dünyanın bütün mazlum milletlerinin...ve dahi New York’taki kimsesiz ve sokak insanlarının bile!
Biz senden üs müs istemiyoruz!
Bir kere daha aya ayak bas...
Ve bunu canlı yayınla DÜNYA TV LERİNDEN!
Ama bu defa lütfen stüdyo çekim olmasın be Hollywood!
İngiliz dil eğitimine reklam için sergilediğiniz şovlarla anlaşıldı ki imaj hiçbir şeydir; iman ise her şey!
İngiltere bugün USA NIN kültür bastırmasıyla İngiliz diline meraklı gençlere dil eğitimi vererek ayakta duruyor...
Kardeşlerim, İngiltere’ye dil öğrenmeye gitmeyin!
Bu kadar imkan var, turistik yerler var cennet ülkemizde.
Hem tatilinizi yapın, hem de dilediğiniz dili tatil mekanlarında öğrenin İngiliz’in çamurlu göğüne, kapalı havasına pis sokaklarına para dökmeyin!
İngiliz’e-Amerikalıya kuruş yedirmeyin... BBC, Hollywood, İngiltere ve Amerika Türkiye ile uğraşmak neymiş öğrensin!
Konuşmam ayakta alkışlandı.
Bende hani duygusal adamım ya… Etkilendim devletimin bu teveccühünden... Durumu ifade eder mahiyette bir şiir yazdım. Şiir malum artık yazılanda okunulan da bir şey değil!
Komutanlığım bünyesinde ben yakında bir şairler tugayı oluşturacağım. Konuyla ilgilenmek atanmak isteyenler mail adresimden bana ulaşabilirler.

BEN, KÜLTÜR KUVVETLERİ KOMUTANI!
Olağanüstü toplandık!
cumhurun başı, yürütmenin başı,
kara, deniz, hava,
kuvvet komutanları,
milli eğitim,
kültür bakanları,
aileden sorumlu olanı,
diyanet işleri,
ve ben;
kültür kuvvetleri komutanı!
ilim-kültür-sanat ve edebiyat,
kolluk kuvvetleri bir de!
milli güvenlik konseyinde!
gündem maddemiz,
kültür emperyalizmine karşı,
milli mücadelemiz!
informal eğitim,
öncelikli maddemiz!
ben konuştum,
gün boyu herkes sustu,
medyanın dili mapustu!
dedim önce,
çocuklarımızı,
kendi kültür kodlarımızla,
yetiştirmeliyiz!
varsa nasıl batının,
kutsal asası,
Hollywood’u,
sözde sihir vardır diyen,
peygamberin ümmeti,
esas almalı belagati!
tiz kurula,
walt disney gibi bir kurum,
kararı yönelttik üst kurula!
hemen çizgi filmler yapılmalı!
çocuk edebiyatı şahlanmalı!
hedef belirlendi,
önce ahlak ve maneviyat dendi!
...
milli eğitim kendini sorgulamalı,
millilikten ne anlamalı?
ecnebi değil, kültür bakanlığı,
diyanet belamlardan arınmalı,
yerli silah sanayi kadar,
yerli kültür!
yersiz değil yani!
paralel ki caulliouya...
....
günün son sözünü ben aldım,
konuşmalarımda oldukça kararlıydım!
memleketin hastalığına tek tanı
ben, kültür kuvvetleri komutanı,
söyledim dinlediler,
dediler abesle geçti günler!
emrettim milli güvenlik konseyine!
cepheler açmalıyız,
yurdun dört bir yanında,
kütüphaneler,
laboratuarlar kurulmalı!
çizgi film stüdyoları!
...
bakın dedim,
22 çocuk kanalı var memlekette,
var mı bir milli yapım?
sanal kültür kahramanları,
batının işgalci birlikleri,
kemirmekte bebeklerimizi!
...
rol model çok önemli,
evlat yetiştirirken,
farkında mıyız?
bu konu çok ehven!
...
toplantı bitti,
dağıldı konsey!
genel kurmay başkanı,
merdivenlerde koluma girdi!
dedi;
top-tüfek elbette önemli,
lakin,
kağıt-kalem ve mürekkep,
kılıçtan keskin silah!
okumaz isek,
yazmaz isek,
eyvah!
ahvalimiz; merkep!
dedi;
mehmetçiğin eline,
top-tüfek gibi,
kitapta verile!
seferberlik başlatıyorum,
vakit kaybetmek,
nafile!
...
milli,
güvenlik,
konseyinde,
ben; kültür kuvvetleri komutanı!
dedim son söz,
yüreğim ateşten köz!
tanı yaratanı!
ecdadını!
haybeye fırtınalar,
haybeye küfrün saltanatı!

Fehmi Demirbağ

adminadmin