Kültür
Giriş Tarihi : 19-11-2017 15:00   Güncelleme : 19-11-2017 15:00

Küreselizme direnen 2,5 lider Erdoğan, Putin Ve Yarım Olanı Trump

Sondan başlayalım, yani Trump'ın neden yarım olduğundan. Çünkü henüz ülkesinde iktidarı eline geçiremedi. Ülkesindeki küreselcilerle mücadele halinde şu anda. İktidara geldiğinde işe hızlı başladı. Mesela küreselcilerin amentüsü sayılan LGBT'ye dokundu. Trans bireylerin, artık orduda yeri yoktur dedi ki, bu konu küreselciler için çok önemliydi. İlk cıngar burada koptu.

Küreselizme direnen 2,5 lider Erdoğan, Putin Ve Yarım Olanı Trump

Bu ve buna benzer adımlarına da küreselcilerden tepki gelmekte gecikmedi. Küreselciler, başta ulusal güvenlik danışmanı Michael Flynn olmak üzere Trump'ın etrafını birer birer boşaltmaya başladı. Bu nedenle Trump'ın küreselcilerle mücadelesinin hızı kesildi. Küreselcilerin atölyesi sayılan Çin'den gelen mallara yüksek vergi koyacağına dair sözlerini yerine getirme cesaretini göstermeye bile kalkışamadı. Bu bağlamda Türkiye'yle ilişkilerini de eski sürecinden çıkaramadı ya da çıkarmadı.

Diğer iki liderden biri Erdoğan ise, küreselcilerle mücadelede epey yol aldı. Rusya ile ilişkilerini yeniden düzelterek Almanya ve Avusturya üzerinden akacak Rus doğal gazını yeniden Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaştırma üzerine resmi anlaşmaları bile imzaladı. Mezopotamya gaz ve petrolünü kendi Güneyinden Akdeniz'e ulaştırmayı amaçlayan terör koridoru kurma projesini FIRAT-KALKANI operasyonu ile en azından şimdilik kesintiye uğrattı. Bu amaçla Rusya ve İran'la yapılan anlaşma ile İdlib'e girdi. Şu an buradan terör yatağı Afrin'e müdahaleye hazırlanmakta. Bunun için de daha önce nispeten müsait olan ve belli ölçüde sıkıntıya girdiği anlaşılan durumu düzeltmek için de Putin'in daveti üzerine onunla görüşmek üzere 13 Kasım 2017 Pazartesi Soçi'ye gitti. Bu görüşmede Afrin'e müdahale önündeki engelleri kaldırmış olarak dönmesi kuvvetle muhtemel.

Bir diğer lider olan Putin de küreselcilerin hamlelerine ilk karşılık olarak Kırım'ı ilhak etti. Bu ilhak sonuç itibariyle Türkiye'nin hiç hoşuna gitmedi ama bu noktada Türkiye'nin yapacak hiçbir şeyi yoktu. Putin, Kırım'ı ilhak hamlesini, burada renkli devrim yaptıran Almanya'nın, Ukrayna'yı yutmasını önlemek için yaptı. Çünkü Ukrayna'yı kazasız belasız yutmak isteyen Almanya, aslında bu hamlesiyle Rusya'nın Karadeniz'deki sahil genişliğini sınırlandırılmayı amaçlıyordu. Bunu çok iyi bilen Rusya Kırım'ı ilhak ederek Karadeniz'deki sahil uzunluğunun azaltılmasına mani oldu.

Bundan başka Suriye'deki çatışmalara müdahil olarak Suriye'de bulunan Tartus ve Lazkiye'deki üstlerini muhafaza etti ve küreselci hamlenin kendisini Akdeniz'den uzaklaştırmasını önledi.

Şimdi de Türkiye ve İran'la birlikte Suriye'de kalıcı çözüm arayışına girerek ABD'nin küreselci tarafı ve AB'yi Mezopotamya'dan büsbütün uzaklaştırma amacındalar.

Tabi, İran, Rusya ve Türkiye arasında bu işbirliği devam ederken bu işbirliğini sekteye uğratıcı adımlar atılmıyor değil. Uçak motoru ihtiyacı için Ukrayna'ya giden Erdoğan'a ders olsun diye ve ayrıca Türkiye'nin Afrin'e girmesine gönülsüz olan Rusya, Türkiye'nin adeta can düşmanı PKK'nın Suriye kolu olan PYD'yi Rusya'ya davet etti. Böylece Türkiye'ye adeta "gözüm üstünde" uyarısında bulundu. Öte yandan ABD ile Suriye'nin güneyinde yeni çatışmasızlık bölgeleri kurma konusunda bir anlaşmaya varıldığını ilan etti. Doğal olarak bu gelişmelere karşı Türkiye, bu iki durumun kabul edilemez olduğunu açıkladı. Bunun üzerine Rusya da PYD'yi çağırmaktan vazgeçti ama her an çağırabilecek durumda olduğu imzasını içten içe taşımayı da bırakmadı.

Rusya'nın, Türkiye'ye karşı kullandığı PYD'yi kullanma tehdidi asla kalıcı olamaz. Çünkü Rusya, Erdoğan'sız bir Türkiye'nin, küreselcilere direnemeyeceğini çok iyi biliyor.

Küreselcilere direnemeyecek bir liderin ilk kaptıracağı yer de Çanakkale ve İstanbul Boğazları olacak ki savaş gemileri geçişlerinin çok kolay olacağı Boğazların bu durumu en fazla Rusya'nın güvenliğini tehdit edecektir. Bu nedenle Boğazlardan geçişlere direnecek lider olan Erdoğan'ın Türkiye'nin yönetiminde kalması Putin için son derece hayati öneme sahiptir. Bu nedenlerle her iki lider de birbiri için çok önemlidir. Bu iki liderin varlığı da Napolyon Savaşlarından beri dünyayı istediği gibi sürükleyen küreselcilerin, dünyayı yeni serüvenlere sokmasına mani olacaktır.

Napolyon Savaşları ile Fransa'yı, I. ve II. Dünya Savaşları ile Osmanlı Devleti, Almanya ve Avusturya'yı ABD ve Rusya'ya parçalatan Küreselciler şimdi de ABD'yi Çin'e parçalatma planı üzerindeler.

Bundan sonra da bütün büyük ülkeleri parçalatma hamleleri bir gün Çin'e dayanacak şekilde devam edecektir.

İşte Putin ve Erdoğan'ın birliktelikleri küreselcilerin Dünyayı yeni parçalanmalara sürükleyecek saldırılarına son verebilecektir.

Ebubekir Sofuoğlu / Fikriyat

adminadmin