Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 04-08-2016 16:46   Güncelleme : 04-08-2016 16:46

Makulu Yitirmek

Küstah, cüretkar, kibirli, "makul" olanı yitirmiş küçük tanrıcıklarla dolu dünyamız.

Makulu Yitirmek

Acziyetini bilmeden şımaran...

Kulluğunu idrak edemeden kibrini önder bilip kendini abartan.

Düştüğünde zelilleşip savrulan

Yükseldiğinde firavunlaşan..

Faniliğinden uzaklaşıp, insan olduğunu hatırlamayan...

İnsanoğlu "makul" olanı yitirip kibrini önder edindiğinde sınırlarının dışına taşarak akılalmaz sonuçlar doğuran zemini kaymış davranışlar gösterebilecek yetenekte bir varlıktır. Vicdan terazisinde masumiyet, makuliyet, ahlak, merhamet, adalet gibi değerli kavramlar hükmünü yitirdiğinde, yerine kin, hırs, öfke, merhametsizlik, sevgisizlik hükmünü kurar. 

Kişinin ekseni kaydığında, zemin insani değer ve amaçlardan uzaklaştığında yapılan ve yapılacak her davranış fail için artık "makuliyet" çizgisindedir. Rahmani ve insani eşik aşılmış, sınırlar kalkmış, soytarı bir kibrin esareti altında Firavuni nefsin saltanatı hükmünü sürmeye başlamıştır. Dibi olmayan bir batakta, aklın ve vicdanın tutulduğu, nefsin azgın bir cinnet halinde saldırganlaştığı günler uzak değildir artık. Böylesi azgınlaşmış bir nefis, ruhunu aydınlatan ışıktan yoksun devasa bir koyu karanlıkta hapsolmaya yazgılı bir "şeytana" dönüşmektedir. 

Kul olarak aczini bildiği ölçüde yükselir insan. 

Nefsini bildiğinde, faniliğini kavradığında ve sonsuz olanın içindeki yankısına kulak verip, Rabb’ine teslim olduğunda "makuliyet" çizgisine ulaşır. 

Hakikate teslim olabilmek, kendini tanıyabilmek, nefsin tuzaklarının ayırdına varabilmek, derin ve anlamlı bir yolculuğu gerektirir. 

Yolun zorlukları, nefsin tuzakları ve yolculuğun ağırlığıdır insanı olgunlaştıran...

Hakikatin özü, acziyetin derin tadı ve teslimiyetin gücüdür "makuliyet" çizgisine zemin hazırlayan. 

İnsanoğlu kendi içine yolculuk etmeden, derunundaki içsel çarpışmaları fark etmeden, nefsiyle olan savaşını kabul etmeden, özüne rahmani bir gözlükle bakmadan, derininde sinsice yatan "şeytan'ıyla" yüzleşemez. 

O halde "makule" ulaşabilmek, nefsin tuzaklarını fark edebilmek için, kendi içine yolculuk vaktidir artık...

Hanife Okutan 

adminadmin