Kültür
Giriş Tarihi : 21-02-2018 10:09   Güncelleme : 21-02-2018 10:09

Malcolm x’i şahadetinin 53. Yıl dönümünde rahmetle anıyoruz

Bir İslam şehidi: MALCOLM X

Malcolm x’i şahadetinin 53. Yıl dönümünde rahmetle anıyoruz

Sessiz kalabalıkların sesi ve İslam çatısı altında kendisi gibi toplumda ikinci sınıf insan muamelesi görenleri özgürlükle buluşturan Malcolm X’i, şahadetinin 53. yıl dönümünde anlamak ve anlatmak...

Amerika’nın siyahîlere uyguladığı baskı ve zulüm yıllarında sessiz kalabalıkların sesi olarak ortaya çıkan ve İslam çatısı altında kendisi gibi toplumda ikinci sınıf insan muamelesi görenleri özgürlükle buluşturan Malcolm X’i, şahadetinin 53. yıl dönümünde anlamak ve anlatmak...

21. yüzyılda Batı’nın demokrasi ve özgürlük nutukları attığı dönemde Amerika’da siyahîler akla hayale gelmeyen aşağılayıcı yaptırımlara maruz kalıyordu. 1955’e kadar otobüs, tramvay, lokanta, otel, tiyatro, kütüphane, kilise hatta asansörlerde siyahların beyazlardan ayrı durmasını öngören “Jim Crow” benzeri sonuna kadar ayrımcılık gözeten ve ötekileştiren yasalar uygulanıyordu. Ülkedeki siyahîlere uygulanan bu ırkçı yaklaşım toplum hayatının içinde onları ikinci sınıf insan konumuna itiyordu. Sözgelimi üniversite okuyup doktor, avukat veya mühendis olma hayalleri onlar için lüks sayılıyor ve siyahîler bir tek uyuşturucu, gasp ve fuhuş yuvasına dönüşmüş varoşlardaki amiyane tabirle “sürüngen” bir hayat şekli reva görülüyordu.

“Kimse sana özgürlüğünü vermez. 
Kimse sana eşitliği, adaleti ve başka hiçbir şeyi vermez. 
Eğer gerçekten adamsan, bunları kendin alırsın!”

ACILARIN İÇİNE DOĞDU

İşte böylesine bir ortamda 19 Mayıs 1965’te ABD’nin Nebraska eyaletinde gözlerini dünyaya açan Malcolm Little (ilk adı) kendini acı ve gözyaşıyla dolu bir kâbusun içinde buldu. 4 yaşında ırkçı bir örgüt tarafından evlerin yakıldığını gören Malcolm, bu olaydan iki yıl sonra ise faili meçhul bir cinayete kurban giden babası Reverend Earl Little’ı kaybeder.

Bütün bir yaşamı boyunca içinde Afrika’ya dönme ideali taşıyan babası ölümü üzerine Malcolm ve altı kardeşi çeşitli ailelerin yanına, annesi ise akıl hastanesine yerleştirilir.

NEDEN MARANGOZ OLMUYORSUN?

Böylesine zorluklarla başlayan hayat hikâyesi içinde Malcolm’un beyazlarla ilgili düşüncelerinin ilk tohumları bu yıllarda atıldı. Malcolm, zeki ve oldukça başarılı bir öğrenciydi. Bir gün öğretmenine hayalini söyledi. Öğretmeninin verdiği cevap ise, ondaki beyazların üstten bakmacı tavırlarına karşı içten içe bir düşmanlığın fitilini ateşledi.

“Beyaz adam savaştı, biz öldük.”

Zira öğretmen ona: Neden marangoz olmuyorsun? Siyahîler için daha gerçekçi bir hayal…

Bu cümlenin kendisindeki tesirini yıllar sonra şöyle anlatacaktı:

“Beyaz dünyada yeteneği ne olursa olsun kariyer hedefleyen bir siyahî için yer olmadığını düşündüm.”

GENÇLİK YILLARI

Islahevinden çıktıktan sonra kanı deli kan bir genç olarak atıldı hayata ve işe garsonlukla başladı. İçini kaplayan “beyaz” baskısına karşı duyduğu nefretle boğuştuğu o dönemler Harlem yıllarıydı. Hakikatten, sorgulamadan, düşünmekten uzak günler cezaevine girmesiyle son buldu. 8 yıl hüküm giymişti.

“Irkçılık ideolojik bir düşünce değil, aksine psikolojik bir hastalıktır.”

SOYADI ARTIK (X)

Hapishane günleri iki ayrı cezaevinde Charlestown ve Concord adlı cezaevlerinde geçen Malcolm, zenci milliyetçiliğini savunan Elijah Muhammed’le tanıştı. 7 Ağustos 1952’de hapisten çıktı. Çıkar çıkmaz Elijah’ın örgütü ‘Nation of İslam’a katıldı. Bu kararında içinde saklı tuttuğu öfke etkili oldu. Gerçek bir aydınlanış olmasa da içinde bulunduğu gafletten bir parça sıyrıldığını hissediyordu. ‘Little’ olan soy ismini ‘X’ olarak değiştirdi. Bu, artık gönül verdiği ‘dava’nın isimsiz bir savunucusu olmasının bir sembolüydü. Kısa sürede dikkatleri üstüne topladı. Çünkü Malcolm X, son derece enerjik, teşkilatçı, hareketli bir yapıya sahip olduğu kadar sağlam bir hitipti ve kitlelerin önünde konuştuğunda bir tek cümlesiyle adeta fırtınalar estirebiliyordu.

“Bütün uyuyanları uyandırmaya bir tek uyanık yeter.”

ELİJAH İLE YOL AYRIMI

Malcolm’ün tabi olduğu Naiton of Islam hareketinin lideri Elijah’a göre beyazlar ‘şeytan’ın ta kendisiydi ve onlardan kurtulmak gerekiyordu. İşte bu düşünce Malcolm X için bazı kabul edemeyeceği yanlışlar ve kendisine karşı uygulanan konuşma yasaklarıyla birleşince bir yol ayrımına dönüştü. Mart 1964’te Elijah Muhammed ve Nation of Islam hareketinden tamamen kopan Malcolm, hac farizasını yerin getirerek Müslüman ülkelerin diplomatlarıyla görüşerek İslamiyet hakkında bilgiler aldı. Bu dönemde el-Hâc Mâlik eş- Şahbaz adını kullanmaya başladı. Kelime karşılığı olarak “Doğan” ve mecazen “yiğit, yüksek görüşlü ve himmet sahibi” anlamına gelen bu yeni isimden sonra Malcolm’un yeni yeri artık zenci yerleşimlerdi.

HAKİKİ MÜSLÜMANLIKLA TANIŞTI

Önce Mısır ve sonar kutsal topraklara gittiği yolculukta 2 CIA ajanı onun peşini bırakmamıştı ama Malcolm X’in içindeki ‘beyaz nefreti’ yerini hakiki Müslümanlığa bırakmıştı.

Beyazların da onunla birlikte ibadet edip aynı Yaradan’a inanıyor olmaları, ona dostça selam vermeleri ve onunla kucaklaşmaları Malcolm X’i o derece şaşırtmıştı ki yaşadıklarını eşine yazdığı mektupta kaleme aldı:

“Betty, Bu sözlerime belki şaşıracaksın. Ama gözleri mavi, saçları sarı, tenleri bembeyaz olan Müslüman kardeşlerimle aynı bardaktan su içtim, aynı kaptan yemek yedim. Biz, hepimiz kardeşiz. Rengimiz ya da ırkımız ne olursa olsun, hepimiz insanız ve Aynı Allah’a inanıyoruz”

ŞEHADETE YÜRÜYÜŞÜ

Eve döndükten sonra ilk iş Nation of Islam hareketinden ayrıldığını açıkladı ve hem kendisi hem ailesi için artık zor günler başlamıştı.

Ocak 1958’de yine aynı örgüte mensup Betty ile evlenmişti ve tam 4 kızı dünyaya gelmişti. Üstelik eşi o günlerde ikiz kızlarına da gebeydi.

CIA ve Elijah tarafından telefonları dinleniyor ve her yeni gün tehditlerin sayısı artıyordu. Artık ölüm tehlikesiyle burun buruna nefes alıyordu.

“İyi siyah veya iyi beyaz olmak gibi bir durum yoktur. İyi veya kötü insanlar vardır.”

Ve o gün… Takvimler 21 Şubat 1965’i gösterdiği gün New York’ta kürsüye çıkan Malcolm X, kendisini dinlemeye gelenlere selam verdi ve konuşmaya başladı. Ancak aniden salon bir birine girdi ve kürsüye doğrultulmuş silahtan çıkan kurşunlarla Malcolm X, can emanetini sahibine teslim ederek Hakka yürüdü. Salondaki karısı ve kızlarının gözleri önünde şehit edilen Malcolm X, Müslüman kimliğiyle sergilediği hakikatli duruşu ve özgürlük mücadelesiyle hem zihinlere hem gönüllere kazındı.

Şehadetinin 53. Yılında hak ve hakikat davası uğrunda şehit olmuş Malcolm X’i rahmetle anıyoruz.

MALCOLM X’İ ANLAMAK

Malcolm X, köleleştirilmiş milyonlarca Afro-Amerikalı’nın arasından çıkmış ve onların efendilerine karşı başlattığı “isyan”ın ateşleyicisi olmuştur.

Malcolm X’i anlamak için herkesin dönüp köklerine bakması gerekir. Tıpkı onun Türkçeye “Köklerimiz” adıyla kazandırılan konuşmalarından oluşan kitapta yer alan şu paragrafta Afro-Amerikalılar’a yaptığı seslenişinde olduğu gibi: “Geçmiş hakkında biraz bilgimiz olmadıkça günümüzü anlamanın veya geleceğe hazırlanmanın da imkânsız olduğu gerçeğini hiçbirimizin inkâr edeceğini sanmıyorum. Biz Afro-Amerikalılar’ın birçoğunu da toplumda kötürüm durumuna düşüren şey bu geçmiş hakkındaki bilgi noksanlığımızdır. Ama geçmişimize dönüp daha önce ne olduğumuzu bulduğumuzda, her zaman bu seviyede olmamış olduğumuzu, bir zamanlar çok yüksek bir durumda bulunduğumuzu, büyük ilerlemeler kaydettiğimizi; topluma, medeniyete ve ilme büyük katkılarda bulunduğumuzu öğreneceğiz. Bunu bir kez yaparsak yeniden yapmaya güvenimiz gelir; daha önce atalarımızın yapmış olduklarının üzerine yeni şeyler katmak için gerekli dürtü, ilham ve enerjiyi otomatik olarak sağlarız.”

Muhammed Şimşek/Analiz

adminadmin