Dünya
Giriş Tarihi : 03-12-2016 08:59   Güncelleme : 03-12-2016 08:59

Mavi Marmara Davasında Gerginlik

Gazze'ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara gemisine yönelik 31 Mayıs 2010 tarihinde İsrail askerlerinin gerçekleştirdiği ve 10 vatandaşımızın hayatını kaybettiği saldırıya ilişkin görülen davanın bugünkü duruşmasında savcı, Türkiye ile İsrail arasında imzalanan anlaşmayı gerekçe göstererek davanın düşürülmesini istedi.

Mavi Marmara Davasında Gerginlik

Türkiye ile İsrail arasındaki anlaşmaya tepki gösteren müştekilerden Çiğdem Topçuoğlu duruşma salonunda fenalaştı. Salondan çıkarılan Topçuoğlu, çağrılan ambulansa bindirilerek hastaneye kaldırıldı.
Bu sırada duruşma salonunda bulunan müştekiler ve izleyiciler tekbir getirerek sloganlar attı. Çevik kuvvet polisleri duruşma salonuna girdi, mahkeme heyeti duruşmaya kısa bir ara verdikten sonra, “Bu ortamda sağlıklı yargılama yapılamaz" gerekçesi ile duruşmayı gelecek hafta Cuma gününe erteledi.
Gazze'ye insanı yardım götüren Mavi Marmara gemisine yönelik saldırıyı gerçekleştirerek 10 vatandaşımızın ölümüne, 490 vatandaşımızın da yaralanmasına neden oldukları gerekçesi ile dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, İstihbarat Başkanı Amos Yadlin ve Hava Kuvvetleri Komutanı Avishay Levvi hakkında açılan davanın 21 duruşması yapıldı. 

İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya firari sanıklar katılmazken, çok sayıda müşteki ve avukatı hazır bulundu. 

Mahkeme Başkanı Maksut Karakulak, bir önceki celse müşteki avukatları tarafından yapılan reddi hakim talebinin de İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildiğini belirtti.

Mahkeme Başkanı Maksut Karakulak, bir önceki celse istenen Türkiye ve İsrail arasındaki anlaşmanın geldiğini belirterek, gelen evrağa göre bu anlaşmanın 9 Eylül 2016 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdiğini söylerek, imzalanan anlaşmanın gönderilen Türkçe metnini okudu.
SAVCI DAVANIN DÜŞÜRÜLMESİNİ İSTEDİ

İsrail Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında yapılan bu anlaşmanın 9 Eylül 2016 tarihinde yürürlüğe girmesi Türkiye'nin yargılama hakkından vazgeçtiğini söyleyen duruşma savcısı Hüseyin Aslan, “Anlaşmanın 4. maddesi bizim için yargılama koşuludur. Bundan sonra davanın devam etmesi mümkün değildir" diyerek davanın düşürülmesini istedi.

MÜŞTEKİ AVUKATLARI ANLAŞMANIN YOK SAYILMASINI İSTEDİ

Söz alan müşteki avukatı Selçuk Kar, anlaşmanın maddelerinin incelenmesi halinde verilen tazminatın himmet tazminatı olmadığını, bir lütuf tazminatı olduğunu, yok sayılması gerektiğini söylediler. Müşteki avukatı Kaya Kartal, anlaşmanın bir af niteliği taşıdığını öne sürerek, “Af niteliğinde olursa bu davayı düşürebilir. Bu nedenle mahkemenizin bu anlaşmayı iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne götürmesini istiyoruz. Bu anlaşma ile hak arama hürriyeti ihlal edilmektedir. Yaşam hakkı, işkence görmeme hakkı gibi temel insan hakları normlarını çiğneyen bu anlaşmanın yok sayılarak davaya devam edilmesini istiyoruz" dediler. 

Mahkeme, anlaşmanın TBMM'de kabul edilerek yürürlüğe girdiğini belirterek, bu anlaşmanın iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesi talebini reddetti.

Öğleden sonra yapılan oturumunda esas hakkındaki mütalaasını açıklayan duruşma savcısı Hüseyin Aslan, Türkiye ile İrsail arasındaki anlaşmayı gerekçe göstererek davanın düşürülmesi talebini yeniledi.

Müşteki avukatlarının hazırladığı 26 sayfalık esas hakkındaki savunmayı Avukat Kaya Kartal, özetleyerek okudu. Türkiye ile İsrail arasındaki anlaşmanın bu davayı düşürmeye yetmeyeceğini belirten Avukat Kartal, “Kovuşturma mecburiyeti nedeniyle yargılamaya devam edilmelidir. Kamu davasını düşüren sebepler, TCK'da ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nda ayrıntılı olarak ve tahdidi olarak sayılmış ve bunu genişletmek mümkün olmadığından, yargılanmaya devam edilmelidir" dedi.

DURUŞMADA GERGİN ANLAR

Müşteki avukatları, taleplerinin yerine getirilmediğini gerekçe göstererek reddi hakim talebinde bulundu. Mahkeme heyeti reddi hakim talebinin duruşmayı uzatmaya matuf olduğunu gerekçe göstererek oy birliği ile reddetti. 

Bu sırada duruşma salonunda gergin anlar yaşanmaya başlandı. Türkiye ve İsrail arasında imzalanan anlaşmaya tepki gösteren müştekiler ve izleyicilerin, tekbir getirerek sloganlar attıkları görüldü. Bu sırada Mavi Marmara şehit olan Çetin Topçuoğlu'nun eşi Çiğdem Topçuoğlu fenalık geçirdi. Müştekilerin ve izleyicilerin, “Mavi Marmara onurumuzdur", “Kahrolsun İsrail" şeklinde sloganlar atmaya devam etmesi üzerine mahkeme heyeti duruşmaya ara verdi. Gerginliğin sürmesi üzerine çevik kuvvet polisleri salona girerek önlem aldı. Fenalaşan Çiğdem Topçuoğlu, müştekiler ve izleyiciler tarafından salondan çıkarılarak çağrılan ambulans ile hastaneye kaldırıldı.

MAHKEME GERGİNLİĞİ GEREKÇE GÖSTEREREK DURUŞMAYI BİR HAFTA SÜREYLE ERTELEDİ

Ortalığın yatışması üzerine tekrar duruşma salonuna gelen mahkeme heyeti, duruşmanın sabah saat 10.30'da başladığını, yaklaşık 12 saat sürdüğünü, sloganlar atıldığını, gerginlik olduğunu, bu şartlar altında sağlıklı bir yargılama yapılamayacağını gerekçe göstererek duruşmayı haftaya Cuma gününe erteledi.

İSTENEN CEZALAR

31 Mayıs 2010 tarihinde meydana gelen ve 10 vatandaşımızın ölümü, 490 vatandaşımızın da yaralanması ile sonuçlanan olay sonrası İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma sonucu hazırlanan iddianamede, dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, İstihbarat Başkanı Amos Yadlin ve Hava Kuvvetleri Komutanı Avishay Levvi hakkında, “Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme suçuna azmettirmek" suçundan 9 kez ağırlaştırılmış müebbet isteniyor. Aynı kişiler hakkında ayrıca, “Mala zarar vermeye azmettirme", “Yağma suçuna azmettirme", “Eziyet suçuna azmettirme", “Haberleşmenin engellenmesine azmettirme", “Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçuna azmettirme" “Yaralama suçuna azmettirme", “Silahla yaralama suçuna azmettirme" suçlarından da toplam 18 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Yüksel KOÇ-Murat DELİKLİTAŞ- Ali Kerem BENGİ İstanbul DHA

 

adminadmin