Röportaj
Giriş Tarihi : 10-10-2016 12:16   Güncelleme : 10-10-2016 12:16

Mehmet Hanifi Tosun: Okuyan, Eli Kalem Tutan, Fikri ve Zikri Olan Bir Gençlik Hayalimiz Var!

Sude Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Hanifi Tosun ile yayın dünyamıza yeni bir soluk olan, Sude Yayınları’nın hedeflerini ve kitap çalışmalarını konuştuk.

Mehmet Hanifi Tosun: Okuyan, Eli Kalem Tutan, Fikri ve Zikri Olan Bir Gençlik Hayalimiz Var!

Tosun, çalışmalarıyla ilgili çok çarpıcı bilgiler verdi. Mehmet Hanifi Tosun; “Yeni dönemin fark oluşturacak insanları, fikri ve zikri olan kişiler olacak. Bunun da tek yolu okumak ve iyi düşünmekten geçiyor.” dedi.

Sude Yayınları ne zaman kuruldu, kuruluş gayesi hakkında bilgi verir misiniz?

Zihnimizdeki kurulum süreci daha öncelere dayanan Sude Yayınları resmi olarak 2015’in Ekim ayında kuruldu. Genellikle arkadaşlarımızla oturup hasbihal ettiğimizde hep bir şeylerden yakınıp şöyle olsa daha güzel olur, dediğimiz konulardan biridir bu süreç. Artık yeni yazarlar – şairler çıkmalı, genç kalemlere fırsat verilmeli, sesleri duyurulmalı ve bu konuda teşvik edilmeli diye düşündüğümüz ve ne yapabileceğimizi konuştuğumuz bir dönemde yayınevi fikri ortaya çıktı ve bizde Bismillah dedik.

Geçmişleri yıllara dayanan ve piyasanın duayenleri olan ayın evlerimiz daha çok kıdemli yazarlarla ve piyasa yapacak kalemlerle çalışmayı yeğler durumdaydı. Elbette hayatta kalmak için ekonomik çarkın dönmesi önemli bir husustur. Mesele, kitap yayıncılığı ise bu husus bir kat daha önem arzeder durumdadır. Bu döngünün sağlanması için de Pazar değeri olan kitapların basılması önceliklidir. Yayınevleri daha çok bu sebeplerden dolayı kalemi oturmuş yazarlarla çalışmayı yeğlerler. Profesyonel yayıncılık yapmayı tercih ederler. Oysa okuyan, yazan ve yazdıklarının mücadelesini veren bir neslin inşası için daha çok yeni kalemlerin devreye girmesi gerekiyordu. Bu konular çay sohbetlerimizin, arkadaş muhabbetlerimizin ana konusu olurdu. “Konuş konuş nereye kadar?” dedik ve bir grup arkadaşla yeni kalemleri sahaya kazandırıp yeni bir geleneğin inşası adına böyle bir yola girdik.

TEVHİD, ADALET VE ÖZGÜRLÜK TEMELİNDE YENİDEN İNŞA EDECEK BİR NESİL OLMA HAYALİMİZ VAR

Sude Yayınları’nın misyonu ve vizyonu nedir?

Bizimkine misyon ve vizyon değil de kurduğumuz bir hayal diyelim. Biz bir şeylerin hayalini kurduk. Yeniden okuyan, eli kalem tutan, fikri ve zikri olan ve bunları da bulundukları her ortamda ifade edebilen bir gençlik bizim hayalimizdeki. Aslında bu herkesin ortak hayalidir, herkes bu konuda çalışmalar, projeler yapıyor biz de bu konuda fikri olan, eli kalem tutan yeni yazarların önünü açabilmek ve ulaştırabildiğimiz kadar insana ulaştırmak için bu konuda faaliyet göstermeye karar verdik.

Bizim, dünyayı yeniden bir okumaya tabi tutup yaşanabilir bir dünya için çağın paradigmasını tevhid, adalet ve özgürlük temelinde yeniden inşa edecek bir nesil olma hayalimiz var! Sude Yayınları olarak imkânlarımızın son raddesine kadar bu hayalimizin peşinde koşmaya ahdettik.

İNSANA TEMAS EDEN, DİNİ HASSASİYETLERİMİZİN DIŞINA ÇIKMAYAN HER FİKRİN PAYLAŞILABİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ

Sude Yayınları’nda ne tür kitaplar basılmakta?

Yayınevi olarak tarz sınırımız yok ama tabiî ki içerik konusu bizim için çok önemli. Fikir, edebiyat, tarih, felsefe… İnsana temas eden, dini hassasiyetlerimizin dışına çıkmayan her fikrin paylaşılabileceğini düşünüyoruz.

İnsanlık olarak kaybettiğimiz yitiğimiz olan hikmeti ortaya çıkaracak her tür yayınlar ilgi alanımızdadır. Medeniyet inşası hayalimizin gerçekleşmesi düşünce, edebiyat, felsefe, sanat, mimari, spor vb. alanlarda üretilecek fikriyatla mümkün olabilecek. Bizi bu hedefe taşıyacak her tür yayıncılık kabulümüzdür.

ÖZGÜN FİKİRLERE VE CÜMLELERE SAHİP ÇALIŞMALAR OLMASI BİZİM İÇİN ÖNEMLİ

Yayınevi olarak, sizde bir kitabın yayınlanma süreci nasıl işliyor?

Öncelikle gelen projeyi inceliyoruz. Özgün fikirlere ve cümlelere sahip çalışmalar olması bizim için önemli. Gelen dosyaları inceleyen güçlü bir kadromuz var. Dil ve içerik yönünde dosyayı inceleyip rapor hazırlıyorlar. Bu raporlar doğrultusunda eserin yayınlanması süreci başlıyor.

Eserin yayınlanma sürecinde yazarla irtibatlı bir şekilde eser adım adım yayına hazırlıyoruz. Öncelikle eserin ilk okumasını redakte için yapıyoruz. Varsa düzeltilecek hususlar yazarın onayına sunuyoruz. Gerekli düzenlemelerden sonra çalışmayı grafikere gönderiyoruz. Grafiker, kitabın mizanpajını yaptıktan sonra eserin tekrardan kâğıt çıktısını alıp eserin son okumasını yapıyoruz. Bu aşamada kitabın kapak çalışması da grafiker tarafından hazırlanır. Teknik (kültür bakanlığı, bandrol vs.) olarak da alt yapısı oluşturulduktan sonra kitabı matbaaya gönderip basımını gerçekleştiriyoruz.  

Yeni kalemlerin sahaya kazandırılması tam da eserin tashih-redakte aşamasında gerçekleşmektedir. Gelen dosyaya büyük bir emek harcayıp yazarın bir sonraki çalışmasında daha yetkin bir konuma gelmesini hedefliyoruz. Bunun için eserin her aşamasını yazarla birlikte gerçekleştiriyoruz. Telefon, mail, sosyal medya vb. yollardan rahatlıkla bu iletişimi gerçekleştiriyoruz.

SUÇA TEŞVİK EDEN, CİNSEL İÇERİĞE SAHİP KİTAPLARINDA BİZİM YAYINEVİMİZDE YERİ YOK

Kitap Yayımlama konusunda ne gibi kriterleriniz var, kısaca kırmızıçizgileriniz nelerdir biraz bize bundan söz eder misiniz?

İnsanların her konuda düşüncesi veya fikri olabileceğini biliyoruz. Ancak bunların ortaya çıkacağı zeminlerin de birbirinden farklı olduğunu düşünüyoruz. Bizim öncelikli kırmızı çizgimiz tabiî ki inancımız. Dini değerlerimize aykırı ve inancımızın belirlediği kırmızı çizgiler bizim yayınevimiz için de geçerli. Ayrıca yayınevi olarak hakaret ve itham içeren yayınlara yer vermiyoruz. Suça teşvik eden, cinsel içeriğe sahip kitaplarında bizim yayınevimizde yeri yok.

KİTABIN EN ÖNEMLİ AYAĞI, KİTABIN OKUYUCUYA PİYASADA SON OKUYUCU İLE BULUŞMASINI SAĞLAMAKTIR

Birçok yayınevi kitap basımı için yazarlardan kitabın parasını alarak basmaktadır. Sude Yayınları’nda da bu kural geçerli mi, Yazarlara bu konuda bir mesajınız var mı?

Biz açıkçası ticari kaygılardan uzak bir hayal kurduk. Bu oluşumun içerisinde bulunan arkadaşlarımızın zaten hâlihazırda devam ettirdikleri, çalıştıkları işleri var hamdolsun. Bu nedenle dayanabildiğimiz yere kadar değerli olan her çalışmayı herhangi bir bedel karşılığında basmıyoruz. Ancak yayınevinin devam edebilmesi için de kitapların satılıp yine belirli bir döngüye kavuşması gerekiyor. Bu konuda bizim kadar yazarların da, camiaların da elini bir nebze taşın altına koyması gerekiyor bence. Kitaplarının satılması konusunda gerekli gayreti sarf etmesi gerektiğini düşünüyorum. Daha ilk kitapla beraber yazar egosuna bürünmeden fikirlerinin ulaşabildiği her yere ulaşması için en az bizim kadar gayret göstermeli.

Kitabın en önemli ayağı, kitabın okuyucuya piyasada son okuyucu ile buluşmasını sağlamaktır. Tanınmış, popüler yazarların dışında kalan yazarların kitapları okuyucu ile buluşma şansı zayıf olan eserlerdir. Bu bağlamda yayının okuyucu ile buluşması, yayınevinin dağıtım ağı ve yazarın ekstra çabasına bağlıdır. Yayınevleri bu saiklerden hareketle maliyeti yazarla paylaşma yolunu tercih ederler.

Yayın evleri, depolarda biriken kitap stoklarının önüne geçmek için yayınlanacak eserin riskini yazarla paylaşma yolunu seçer. Bu yollardan biri de yazarın eserini basarken eserin maliyetini yazarın karşılamasını istemek şeklinde gerçekleşiyor. Bazı yayınevleri haklı gerekçelerle kitap için bir maliyet hesabı yaparak yazarın bu bedeli ödemesini istiyor. Basılacak kitabın maliyetini ödeyen yazar telifini alarak kitap sahibi olmuş oluyor.

Biz böyle bir yöntemi takip etmiyoruz. Bu konuda yeni bir yöntemle çalışıyoruz. Gelen dosyanın kısmen maliyetini karşılamasını istediğimiz yazara ödediği ücret mukabilinde kitabını takdim ediyoruz. Böylece yazar hem yayınevi ile riski paylaşmış oluyor hem de ödediği maliyeti aldığı kitapları eşine dostuna pazarlayarak karşılamış oluyor.

Sude Yayınları’nda şuana kadar hangi kitaplar basıldı?

İlk olarak 2015 yılının sonunda ilk olarak Gürgün Karaman’ın “Düşünen Bir Toplum İçin Çekiçle Felsefe” ve Ferhat Özbadem’in “Cennetin Anahtarı” kitaplarıyla başladık. Daha sonra 2016 yılı içerisinde Kurtuluş/Karanlıktan Aydınlığa, Sivil İnisiyatifin Liderleri/Ehlibeyt İmamları, Kırk Hadiste Müslüman Şahsiyeti, Dünden Bugüne İslami Hareket, İlk Çağrı Oku/ Kerem Sahibinin Adıyla, Asa ile Felsefe/Bir Direniş Metodolojisi, Maskeler ve Söylemler/İnsan Haksızlıkları Üzerine, Edebiyat Gemisinde Düşünce Adamları, Kalk ve Uyar, Nehirlerin Kıyısında, Hasan el-Benna, Malcolm X, Aliya kitaplarını bastık…

SOSYAL MEDYA BANA GÖRE ŞUANDA SADECE GÖZE VE DUYGULARA HİTAP EDİYOR

Bir yayıncı olarak, sizce sosyal medyanın kitap okumaya bir etkisi oluyor mu?

Sosyal medya, doğru kullanıldığında birçok şeye gösterdiği olumlu etkiyi tabiî ki bu alanda da gösteriyor. Yazdığınız kitabı bir anda milyonlarca insan görebiliyor. Reklam açısından evet çok faydalı. Ancak sosyal medya ne yazık ki okuma alışkanlıklarımız noktasında tam tersine etki gösterdi. 140 karakterli bir okuma alışkanlığı kazanıyor toplum. Kitap okumayı sıkıcı buluyor veya 140 karakteri geçmeyecek aforizmik bir cümle bulabilmek için okuyor. Tabiî ki bunu herkes için söylemek büyük bir haksızlık olur. Kitabı hakkını okuyarak veren, değerlendiren bir kesim var. Sosyal medya bana göre şuanda sadece göze ve duygulara hitap ediyor. Düşünsel, fikirsel konuların ne yazık ki sosyal medyada karşılık bulduğunu düşünmüyorum.

BİRÇOK ÇALIŞMAMIZIN HAZIRLIK SÜRECİ DEVAM EDİYOR

Sude Yayınları’nın mutfağında şuanda ne gibi bir çalışmalar var?

 Şuan da basım aşamasında “Siret-i Nebi/Çölleşen Hayatlara Rahmet Yağmuru” adlı iki ciltlik siyer çalışmamız var. İnşallah yakın zamanda çıkartacağız. Öncülerin İzinde biyografik roman serimizin devamı olan “Seyyid Kutub”, “Mevdudi”, “Muhammed Ali Clay” çalışmalarımız var. “Sarp Yokuşu Tırmanırken”, “Ben Rabbimden Razıyım” adlı çalışmalarımız hazırlık aşamasında. Yine yakın zamanda basmayı düşündüğümüz genç bir kardeşimizin şiir kitabımız var. Ocak ayına doğru “Anlaşılamama ve Kendini Doğru İfade Edebilme” ile ilgili iletişim kitabımız hazırlanıyor. Birçok çalışmamızın hazırlık süreci devam ediyor…

Son olarak okurlara ne gibi mesajlar vermek istiyorsunuz?

Okuyuculara vermek istediğimiz mesajlar aslında kitaplarımızla ulaştırmak istediğimiz mesajlardan bağımsız değil. Ancak şunu söyleyebilirim ki yeni dönemin fark oluşturacak insanları fikri ve zikri olan kişiler olacak. Bunun da tek yolu okumak ve iyi düşünmekten geçiyor.

Röportaj: Ziya Gündüz

 

 

adminadmin