Siyaset
Giriş Tarihi : 12-04-2017 11:00   Güncelleme : 12-04-2017 11:00

Mehmet Uçum: Meclis’in Feshi İddiası Asrın Palavrası!

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, “Hayırcı” cephenin ezber tekrarı olan “Meclis feshedilecek” iddialarına sert çıkıştı.

Mehmet Uçum: Meclis’in Feshi İddiası Asrın Palavrası!

Mehmet Uçum, yeni sistemde seçimleri yenileme hakkının bulunduğunu, bu hakkı hem cumhurbaşkanı hem de Meclis’in kullanabileceğine dikkat çekti. Uçum, cumhurbaşkanının hem yıl kaybı hem de seçilememe riski nedeniyle yenileme kararını kullanmasının zor olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin anlatılması konusunda Türkiye’nin en önde gelen isimlerinden Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum ile mülakatımızın 2. bölümünde de “Hayırcıların” sisteme yönelik itirazlarını ve kafalardaki soru işaretlerini konuştuk. Uçum, 18 yaşındaki vekillerin hemen emekli olacağı kaygıları, Meclis’in fesih iddiaları, Avrupa Konseyi’ne bağlı komisyonların sisteme ilişkin raporları değerlendirdi. Uçum, Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ndeki kriz yönetimini de detaylı olarak ele aldı.  

20 yaşında kimse emekli olmayacak

Uçum, 15 Temmuz’da vatanı kurtaran gençlere seçilme hakkının verilmesine karşı çıkan, aynı zaman bu gençlerin 2 yıl sonra emekli olacağı ve hayat boyu maaş alacağı algısının yanlışlığına dikkat çekti. Uçum, 2 yıllık vekillikle emekli olunmayacağını, 65 yaşına kadar prim ödenmesi gerektiğine dikkat çeker, sürecin işleyişini şöyle anlattı:

“Milletvekili statüsünde emekli olabilmek için ya “emekli olarak milletvekili olmak’’ lazım ya da “milletvekili iken emekli olmak’’ lazım. Bu da yetmez; en az iki yıl milletvekilliği yapmak lazım. Ayrıca bugün 33 yaşından küçük gençlerin emeklilik yaşı erkeklerde 60, kadınlarda ise 58’dir ve bunlar 2048 yılında da eşitlenip 65 olacaktır. Dolayısıyla 33 yaşından küçük bir insanın milletvekili olması halinde, milletvekilliği emekliliği için en az 2 yıl milletvekilliği yapacak. 65 yaşına gelecek, en az 20 en çok 25 yıl pirim ödeyecek. Bu koşulları tamamladığı tarihte milletvekilliği emeklilik statüsü de mesela 20 yaşındaki bir genç için 2019’da milletvekili olduğundan 2074 yılında emekli olacağından o tarihte halen geçerliyse milletvekili statüsünden emekli olabilecek.”

Yenilemede eşitlik var

Uçum, cumhurbaşkanının tek başına, Meclis’in ise 5’te 3 çoğunlukla seçimleri yenileme kararına yönelik itirazlara da açıklık getirdi. Cumhurbaşkanının en az yüzde 50+1 oy ile işbaşına geldiğini ifade eden Mehmet Uçum, “Meclis de Cumhurbaşkanı da doğrudan halk tarafından seçiliyor. Yani doğrudan meşruiyet açısından ikisi de eşit. Meclis’ten 360 üyeye, cumhurbaşkanına tek başına yetki verilmesi sayısal meşrutiyet açısından da denkliğin olduğunu gösteriyor. Çünkü cumhurbaşkanı yüzde 50+1 ile seçilirken; Meclis’te de yüzde 50 üzerinde oy alan her parti aşağı yukarı 300’ün üzerinde üyeye ulaşır” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı risk almaz

Uçum, korku psikolojisi yaratılıp seçmeni “Hayır” tercihine yönlendirmek için dilden dile dolaşan “Meclis feshedilecek” tezini de çürüttü. Seçimleri yenilemenin olağanüstü krizlerin aşılması için geliştirilmiş bir yol olduğunu vurgulayan Mehmet Uçum, bu kararın cumhurbaşkanı için çok büyük bir risk taşıdığını aktararak, “Cumhurbaşkanı açısından seçimleri yenileme yetkisi istisnai bir yetki iken; Meclis açısından olağan bir yetkidir. Yani iki dönemle sınırlı görev yapan bir cumhurbaşkanı, seçimleri yenileme yetkisini en fazla 2 defa yapabilir. Eğer cumhurbaşkanı 1. döneminde bu yetkiyi kullanırsa 2 sonucu oluyor. Birincisi; siyasi bedel ödüyor. İkincisi; siyasi riske giriyor. Siyasi bedeli kalan süresinden feragat ederek; yani dönemini tamamlamayarak ödüyor. Seçime girerek de bir daha seçilememe riski alıyor. Eğer cumhurbaşkanı seçimleri yenileme yetkisini 2. döneminde kullanırsa; hem kalan döneminden feragat etmiş oluyor ve hem de bir daha aday olamıyor. Bu açıdan bakıldığında cumhurbaşkanına verilmiş bu yetki olağan koşullarda kullanılacak bir yetki değildir. Her rasyonel siyasetçi ancak sistem bir kriz içine girerse ya da bir kriz eşiğine gelinirse böyle bir yetkiyi kullanabilir” dedi ve sözlerini şöyle sündürdü:

Meclis’in tuzu kuru

“Meclis açısından ise milletvekillerinin dönem kısıtı yok ve milletvekilleri aday olup seçildikleri sürece isterlerse 10 dönem milletvekilliği yapabilirler. Eğer siz sınırsız yetki verdiğiniz bu Meclis’in seçimleri yenilemesi için oranı düşük tutarsanız, bu yetki hükümeti tasfiye etmek için rahatlıkla kullanılabilir. Dolayısıyla Meclis açısından güçlü nitelikli çoğunluk değil de; ilk derece nitelikli çoğunluğun yani 360 üyenin kararının aranmasının sebebi de budur. Buna rağmen Meclis, cumhurbaşkanının 2. döneminde seçimlerin yenilenmesine karar verirse cumhurbaşkanı son kez aday olabilir. Ama bu adaylık veya seçilme hali dönem sayısını yeniden başlatma sonucu asla doğurma.”

45 gün sonra seçim olur

ABD’deki başkanlık sistemi ile Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ni karşılaştıran Uçum, cumhurbaşkanın hastalığı veya ölümü durumunda izlenecek yolu en ince ayrıntısına kadar anlattı. ABD’de başkan ve yardımcısının birlikte seçildiğini, Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nde ise bizzat cumhurbaşkanının oy aldığını dile getiren Uçum, vekâletin söz konusu olmadığına dikkat çekerek, “Bizim önerdiğimiz modelde, Cumhurbaşkanlığı koltuğu boşaldığında yardımcısı cumhurbaşkanı olmuyor. Kalan süreyi tamamlamıyor ve yardımcı sadece vekil statüsünde rutin işleri yapıyor. O vekâlet süresi de sadece 45 gün. Bu süre içinde seçim yapılıp yeni Cumhurbaşkanı seçiliyor. Hastalık sebebiyle boş kalma süresi 45 günü geçtiğinde bu Cumhurbaşkanı’nın sağlık raporuyla görev yapamaz hale geldiği tespit edilirse boşalma şartları gerçekleşmiş sayılır.

Kanun kararnameden üstün

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun en uçuk iddialarının dayanağı olan kararnameleri de can alıcı şekilde anlattı. Lokantaların, muhtarlıkların kapatılamayacağını söyleyen Uçum, Meclis’in yasasının cumhurbaşkanının kararnamesinden üstün olduğunu kaydederek, “Bizim önerdiğimiz modelde kararname kanunun altındadır. Hak ve özgürlükler alanında kararname çıkarılamaz. Kanuna aykırı kararname çıkarılamaz. Kanunda düzenlenmiş alanda kararname çıkarılamaz. Anayasa’da kanunla düzenlenir denilen 80’e yakın konuda kararname çıkarılamaz. Meclis her zaman kanun çıkarıp kararnameyi yürürlükten kaldırabilir. Kararnameler türlerine göre Anayasa, Danıştay veya İdare Mahkemesi’nin denetimine tabidir. Somut norm denetimi ile de kararnameler her zaman AYM’ye götürülebilir. Kanunla kararname hükümleri çelişirse kanun uygulanır.”

OHAL’de Meclis dediği olur

Uçum ayrıca, sadece hayırcı cephenin değil, onların da üst aklı olan Avrupa’nın da emrindeki teröristleri korumak için itiraz ettiği OHAL’e ilişkin Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile birlikte yapılacak düzenlemeleri de yorumlamayı ihmal etmedi. Mevut sistem Meclis’in OHAL’i kaldıramayacağını, ancak yeni sistem de bu hakka sahip olduğunu ifade eden Uçum, “Yeni sistemde OHAL açısından Meclis çok güçlendirildi. OHAL’deki kararnameler bakımından Meclis’in yetkisi arttı. Mevcutta Bakanlar Kurulu OHAL ilan ettiğinde Meclis’e sunuyor ama Meclis ilan edilen OHAL’i kaldıramıyor sadece süresini değiştirebiliyor. Ama önerdiğimiz modelde Meclis isterse kaldırabilir; isterse süresini değiştirebilir. Ayrıca OHAL’de çıkarılan kararnameler Meclis’e hemen sunuluyor, 3 ay içinde Meclis’te görüşülmemesi halinde yayınlanan KHK yürürlükten kalkıyor. Dolayısıyla Meclis’in gücü ve yetkisi, hem OHAL ilanında hem de OHAL kararnamelerinde artırılmış oluyor” değerlendirmesini yaptı.

Venedik Komisyonu raporu yayınlandı geçtiğimiz günlerde. Özellikle yürütmenin yargıç seçme yetkisinin kuvvetler ayrılığı ilkesini zayıflatacağı öngörülmüş raporda. Siz rapor hakkında ne düşünüyorsunuz?

Venedik Komisyonu ideolojik

Mehmet Uçum, Avrupa Konseyi bünyesinde Venedik Komisyonu’nun Cumhurbaşkanlığı Sistem’inde yargının sivilleşmesi ve milletleşmesine yönelik eleştirilerine de sert çıktı. Venedik Komisyonu’nun ideolojik yaklaşımlarla hareket ettiğini aktaran Uçum, sözlerini şöyle bitirdi: “Venedik Komisyonu ideolojik davranıyor. Komisyon, hatırlarsanız 2010 Anayasa değişikliğinde HSYK seçiminde kürsü seçim usulüne karşı çıkmıştı. O zaman Meclis seçsin eleştirisi yapmıştı. Ama şimdi ki değişiklikte neden kürsü seçimi kaldırılıp Meclis’e veriliyor diye eleştiriler de bulunuyor. Dolayısıyla Venedik Komisyonu ön yargılıdır.”

Kararnameler sınırsız değil

Uçum, sözde muhalefetin “sınırsız yetki” diye tanımladığı kararnamelerin sınırlarını da açıkladı. Uçum, “Kararname hangi alanlarda çıkarılabilir?” sorusuna şöyle cevap verdi: Cumhurbaşkanı’nın kararname çıkaracağı konular 6 tanedir. 1-MGK’yı düzenlemek 2- DDK’yı düzenlemek 3- Hizmet kamu tüzel kişileri kurmak 4- Bakanlık teşkilatlarını düzenlemek 5- Üst düzey yöneticilerin atama ve görevden alma esaslarını düzenlemek 6- Genelkurmay Başkanı’nın statüsünü belirlemek. Bunların dışında Cumhurbaşkanı’nın münhasıran kararname çıkarma yetkisi yoktur.”

Halil Arslan/ Mülakat / Diriliş Postası

 

adminadmin