Fikir
Giriş Tarihi : 05-02-2017 12:20   Güncelleme : 05-02-2017 12:20

Mesel'e Kelâm

Yıllar önce üniversitede İskender Hoca'nın (Pala) ufak bir atölyesi olmuştu. Ki kendisi bir edebiyatçı olarak tiyatro sanatına da oldukça faydalıdır.

Mesel'e Kelâm

                                                                       Zar peşinde kumarbaz meçhul zevkinde abes

                                                                                                                 Kelimenin üstünde

                                                                                                                    Cümlenin altında

                                                                                                            Benim büyük meselem!

                                                                                                                   Salih Mirzabeyoğlu

 

 

 ''İki Dirhem Bir Çekirdek'' adlı eserini yine üniversitede şan hocamın tavsiyesi ile almıştım. Kitap geçmişten günümüze kadar ulaşmış vecizelerin ve atasözlerinin hikayelerini olduğu gibi bizlere anlatıyor. Benim en fazla dikkat ettiğim kısmı ise ; Lâf-Söz ve Kelâm. Sıralama aynen bu şekilde. En düşüğü Lâf hatta Lâf-ı güzaf sonra söz ve en üstünü kelâm.

 Bizlere şöyle izah etmişti İskender Bey ; Söz dediğimiz şey sıfır numara gözlük gibidir. İçerisinde sanat ve edebiyat yoktur.  Söz’ün alt ve üst dereceleri vardır.  Söz’ün bir üst derecesi atasözüdür. Herhangi bir sözden daha farklıdır. Atalar söylediği içinde yaşaması daha kolaydır ve bizi medeniyet haline getirir.  Toplum hayatını düzenleyen sözlerdir. Söz’ü bir derece daha yükselten ise şiirdir.  Şiir içinde sanat olan, kafiye olan söz biçimidir. Atalarımız şiirle konuşur, şiirle yazarlardı. Bize şiir biçiminde tarih anlatılırdı. Yabancı dil öğretmek için bile sözlük şiirden oluşurdu. Şiir akılda kalıcıdır, unutulmaz. Şiir sözün gök kubbe içersinde yaşamasını sağlar. Divân şiiri dediğimiz şiir de tüm geleneğimiz, dinimiz, törelerimizdi. Biz ilkokulda şiirleri, ezberlediğimiz şiirleri olduğu gibi hatırlarız ama düz yazı şeklinde öğrendiğimiz şeyleri iki gün sonra unuturuz.  Söz’ün bir üst seviyesi de hadistir. Peygamberimizin sözlerinin hadis olabilmesi içinde, insanlığa ve insana bir tavır biçmesi gerekir. Hadis şiirlerden daha önemlidir.  Hadislerin bir üst katmanı ise Kelâm’dır. Kelâm ruh demektir, kelâm kitap demektir, Kelâm Allah (c.c) katındaki söz demektir.

Ve sese ağzımızda boğup bükerek bir nevî şekillendirmeye vâsıta dil, hâl ifadesi,sembol,yerinde mevzu, yerinde tefekkür,yerinde düşünce sistemi,yerinde araç, yerinde mahiyet.Kelâm taayyün ve belirmek mânâsındadır ve Allah insana kendi nefesinden üflediğini bildirdiği ruhun isimlerinden biri de kelme-i ehemdir; öne alınmış söz. Yani her şeyden önce kelâm vardı hikmeti bulunuyor. Sesimizi değil sözümüzü yükseltme marifeti bize görev oluyor. Sözün üst katmanlarından ziyade alt katmanlarında vakit harcıyor, tabîr-i câizse ''laflıyoruz''.  Günde almış olduğumuz 8800 litre nefesi nereye harcıyoruz buyrun,düşünün.

 Hazreti Mevlana'nın; Parlak ve açık söz, gönle ferahlık verir sözü.

Geçenlerde üniversitede görevli bir hocamızla sohbet etmekteydik. Mimar Sinan'dan Itrî'ye oradan büyük muallim Necip Fazıl'a uzanan sohbetimizin ahengi şu ses ile bölündü.

''Sanatın dini, imanı olmaz''

Nasıl olmaz? Neden olmaz ?  Karar mercii kim ? Ağabey başladı anlatmaya; mimariden örneklerle bezeli konulmasını uzun uzun dinledim. En sonunda '' hala ilk sözünüzün fikri temelini izâh etmediniz'' dedim. ''Yahu işte Mimar Sinan'da Ayasofya'dan esinlenerek yapmış o kubbeleri''dedi. ''Bunda hemfikiriz örnek olarak alınabilir ki dinimiz bu konuda gayet açık, ayrıca küfre karşı sürekli bir imtihan karşısında ve küfrü mimaride yenmenin devamlı borcu altında yaşayan Koca Sinan galibiyetini kubbelerin hacminde taçlandırmıştır. Herkes kendi alanında Koca Sinan'ın mimaride yaptığı gibi galibiyetimizi kendi alanlarımızda taçlandırmamız gerektiği fikrindeyim, Üstâdım da ''Hitabeler'' adlı eserinde uzun uzun Koca Sinan'a değinmiştir'' dedim. ''Yahu o da damlalardan biridir biz dünyaya şablonlardan bakmıyoruz''dedi. 

Çok şükür biz dünyaya fikir ve aksiyon ile bakmaya çalışanlardanız. İman kalptedir; fakat onu sözle ifade etmezsen faydası olmaz. Camii ile kervansarayla şiirle bunu anlatmaya çalışırsın. Namaz da fiildir; eğer Kur'ân okumazsan o namazın sahih olmaz.  Sen şimdi ''sözün itibarı yoktur'' ''sözü'' şablona indirmekle, bu sözle, aksini söylemiş oluyorsun. Çünkü mademki sözün değeri yoktu, biz ''bu söz muteber değildir!'' sözünü duyduğumuz zaman, sen bunu da sözle söylemiyor musun?
Ruh'un kaynağıdır dil.

Söz ola kese savaşı söz ola bitire başı

Söz ola ağılı aşı bal ile yağ ede bir söz

                                 YUNUS EMRE

adminadmin