Kültür
Giriş Tarihi : 21-07-2017 08:36   Güncelleme : 21-07-2017 08:36

Mesnevi’den Seçmeler

Lokman

Mesnevi’den Seçmeler

Bir adamın Lokman adında bir hizmetçisi vardı. Gece gündüz adama hizmet eder, hizmette de en ufak bir gevşeklik göstermezdi.

Buna karşılık adam da Lokman’ı kendi oğlu gibi severdi. Gerçi Lokman, bir hizmetçiydi; ama adam, ona bir evlât gibi davranıyordu.

Mesela adam, tanımadıkları bir yere giderse, Lokman’a elbisesini giydirir, kendisi de Lokman’ın elbiselerini giyer; Lokman’ı efendi yapardı. Sonra da hizmetçisinin ardından yürür, böylece kendisini kimseye tanıtmazdı.

Adama bir yemek getirilince, Lokman’a haber gönderip çağırtırdı. Yemeğe önce Lokman başlar, sonra adam yerdi. Adam, Lokman’ın yediğini âfiyetle yer; yemediğini ise dökerdi.

Günlerden bir gün adama hediye olarak bir karpuz getirdiler. Adam, hizmetçiye;

- Git oğlum, Lokman’ı çağır, dedi.

Lokman gelince adam, karpuzu kesip ona bir dilim verdi. Lokman, karpuz dilimini bal gibi, şeker gibi yedi. Hatta öyle lezzetli yedi ki adam, ikinci dilimi de kesip verdi. Böyle böyle sonunda karpuzun sadece bir dilimi kaldı.

Adam; “Bunu da ben yiyeyim. Her halde çok güzel bir karpuz.” dedi. Çünkü Lokman, öyle iştahla yiyordu ki görenlerin de iştahı kabarıyordu.

Ne var ki adam, o dilimi yer yemez, karpuzun acılığından ağzını adeta bir ateş sardı. Dili uçukladı, boğazı yandı. Bir ara acılığından kendisini kaybedecek oldu.

Biraz kendine gelince, Lokman’a dönerek şöyle sordu:

- A benim canım! Böyle bir zehiri nasıl oldu da tatlı tatlı yedin? Bu ne sabır? Sanki canına kastın var! Niye bir şey söylemedin; “Şimdi yiyemem.” demedin?

Adamın bu sorularını Lokman, şöyle cevaplandırdı:

- Senin nimet bağışlayan elinden o kadar rızıklandım ki elinle sunduğun bir şeye “Bu acıdır.” demeye utandım.

adminadmin