Mecnun’un sevdası, önde bulunan Leylâ’ya kavuşmaktı. Devenin sevdası ise geri dönüp yavrusuna ulaşmaktı.
Mecnun, Leylâ’ya kavuşmak sevdasıyla devesine bindi. Epey bir yol gitti. Mecnun, bir an yorulup uykuya dalsa; deve hemen geri döner, geldikleri yolu geri giderdi.
Mecnun, uyanınca deveyi geri çevirirdi; ama deve, bir fırsatını bulunca, yularını gevşek hissetti mi Mecnun’un daldığını anlar, geri döner; yavrusunun bulunduğu tarafa doğru gitmeye başlardı. Mecnun, kendisine gelince önce bulundukları yerden metrelerce geriye gittiklerini görürdü.
Üç gün boyunca böyle yol aldılar. Mecnun, ileriye doğru gidip Leylâ’ya ulaşmak istedikçe; deve, geriye gidip yavrusuna kavuşmaya çalışırdı.
Sonunda Mecnun, daha fazla dayanamadı. Deveye;
- A deve! İkimiz de âşığız. Ama birbirimize aykırıyız. Arkadaşlığa lâyık değiliz. Sen, kendi sevdiğine ben kendi sevdiğime kavuşayım, dedi ve devenin yularını saldı.