Kültür
Giriş Tarihi : 10-08-2018 08:29   Güncelleme : 10-08-2018 08:29

Mesnevi’den Seçmeler

Arabın Köpeği

Mesnevi’den Seçmeler

Bir Arabın köpeği ölmek üzereydi. Arap, köpeğini öyle çok seviyordu ki, yağmur gibi gözyaşı döküyor;

- Başıma ne dertler geldi! diye ağlayıp duruyordu.

Bu sırada oradan bir dilenci geçiyordu. Araba şöyle ki:

- Hayır ola? Ne ağlıyorsun? Kimin için böyle feryat figan ediyorsun?

Arap, adama şöyle karşılık verdi:

- Bir köpeğim vardı. Pek iyi huyluydu. İşte şuracıkta, yol üstünde ölüyor. Gündüz avcım, gece bekçimdi. Gözü pekti. Avını asla kaçırmaz, hemen yakalardı. Hırsızı da derhal kovardı. Feryadım onun içindir.

Dilenci, bu cevap üzerine ona şöyle sordu:

- Peki, köpeğin derdi nedir? Yaralandı mı?.

Arap;

- Hayır, yaralanmadı. Açlık, onu bu hâle getirdi, diye cevap verdi.

Dilenci, adama;

- Bu derde sabret. Allah, sabredenlere verir, dedi.

Sonra gözü Arabın yanındaki torbaya takıldı.

- Peki elindeki şu torbada ne var? diye sordu.

Arap;

- Dün akşamdan artan ekmeğim, azığım. Bedenimi kuvvetlendirmek için hep yanımda taşırım, dedi.

Dilenci, meraklanmıştı. Araba bu sefer şöyle sordu:

- Öyleyse neden ekmeğin olduğu halde köpeğine verip karnını doyurmadın da şimdi ağlayıp sızlıyorsun?

Arap;

- O kadar merhametim yok. Yolda parasız ekmek ele geçmez; ama gözyaşı bedava, diye cevap verdi.

Dilenci, Arabın bu cevabına çok kızdı.

- Toprak başına! Demek ki sence ekmek, gözyaşından daha iyi ha! Öyleyse sen ağlamaya devam et, dedi ve bu merhametsiz adamın yanından uzaklaşıp gitti.

adminadmin