Kültür
Giriş Tarihi : 12-10-2018 08:43   Güncelleme : 12-10-2018 08:43

Mesnevi’den Seçmeler

​Obur öküz

Mesnevi’den Seçmeler

 Bir yerde yemyeşil bir ada vardı. Orada yalnız başına obur bir öküz yaşardı. Akşama kadar bütün çayırları gezer, otlar, doyar, semirip şişerdi.

Gece oldu mu “Yarın ne yiyeceğim?” diye düşünceye dalar; sabaha kadar bu düşüncenin sıkıntısından kıla dönerdi. Sabah olunca çayırları yine yeşermiş, boya kadar otları büyümüş olarak bulurdu.

Öküz, öküz açlığına tutulmuş hâlde, akşama kadar bütün çayırı baştan başa otlar bitirirdi. Yine karnı büyür, semirir, davul gibi şişerdi.

Derken akşam oldu mu yine aç kalacağım korkusuyla titrer; bu korkuyla zayıflardı. Akılsız hayvan, “Yarın yayılma zamanı ne yiyeceğim? Ne edeceğim?” diye düşünür dururdu. Yıllardır o öküz bu hâldeydi işte.

Bunca yıldır çayırlarda otlar dururum. Hiçbir gün yiyeceksiz kalmadım. Bu korku nedir? Bu boşuna sıkıntı nedir? diye sormazdı bile.

Akşam olup gece bastırdı mı bu semiz öküz; “Eyvahlar olsun! Yiyeceğim bitti; aç kalacağım.” diye yine zayıflardı.

İşte ey insanoğlu! Nefis, o öküz; dünya da o çayırlıktır. Nefis, açlık korkusuyla daima zayıflar; “Yarının rızkını nasıl elde edeceğim? Gelecekte ne yiyip ne içeceğim?” diye derde düşer.

Yıllardır yedin yedin, yiyeceğin eksilmedi. Artık gelecek düşüncesini bırak da biraz da geçmişe bak. Yediklerini hatırına getir de geleceğe bakıp da sızlanma.

adminadmin