Kültür
Giriş Tarihi : 08-03-2019 08:56   Güncelleme : 08-03-2019 08:56

Mesnevi’den Seçmeler

Sultan Mahmut

Mesnevi’den Seçmeler

Bir gece Sultan Mahmut, yalnız başına şehri dolaşırken bir bölük hırsıza rastladı. Hırsızlar, sultanı tanımıyorlardı. Ona;

- Ey vefalı adam! Sen kimsin? diye sordular.

Sultan Mahmut;

- Ben de sizlerden biriyim, diye cevap verdi.

Bu cevap üzerine hırsızlar bir şey demediler. İçlerinden biri, arkadaşlarına şöyle dedi:

- Ey devamlı hileye, düzene başvuranlar! Hadi bakalım; her biriniz, hünerini göstersin. Ne hüneri varsa arkadaşlarına anlatsın.

Bir hırsız;

- Benim kulaklarımın bir özelliği vardır ki köpek havladı mı ne dediğini hemen anlarım, dedi.

Diğerleri;

- Bu, iki paralık; ucuz bir hünerdir, dediler.

Bir diğeri;

- Benim bütün hünerim, gözümdedir. Geceleyin, karanlıkta kimi görsem hiç şüphe yok, onu gündüz tanırım, dedi.

Başka biri;

- Benim hünerim, kolumdadır. Kolumun kuvvetiyle duvarları delerim, dedi.

Başka biri de şöyle dedi:

- Benim marifetim, burnumda. İşim, toprakları koklamaktır. Ben, toprağın bedeninde ne kadar para var, ne madeni gizli anlarım.

Bir başkası söze şöyle girdi:

- Benim hünerim, elimdedir. Dağ tepesine kadar kement atarım.

Nihayet sıra bu hırsızların arasına karışmış olan Sultan Mahmut’a geldi. Ona;

- Sen de söyle bakalım; hünerin ne, marifetin ne? dediler.

Bunun üzerine Sultan Mahmut, onlara şöyle dedi:

- Benim hünerim, sakalımdadır. Onunla suçluları cezadan, eziyetten kurtarırım. Suçlular cellatlara verildi mi, sakalım oynayınca onlar kurtuluverirler.

Hırsızlar, bu sözleri duyunca;

- Doğrusu en hünerlimiz sensin. Zor günde kurtuluşumuz, senden olacak, dediler.

Sonra hep birlikte yola koyuldular. Padişahın köşküne doğru yürüyorlardı. Bu sırada sağ taraftan bir köpek havlaması duyuldu. Köpek sesinden anlayan hırsız, arkadaşlarına;

- Köpek; “Padişah sizinle beraber.” diyor, dedi.

Kokudan anlayan hırsız, yerdeki toprağı kokladı ve o da arkadaşlarına;

- Bu, bir dul kadının odasının toprağı, dedi.

Kement atan, kemendini attı. Yüksek bir duvara ulaştılar. Delik delen, duvarı deldi; hazineye girdiler. Her biri, bir şeyler aldı. Bir hayli altın, altın sırmalarla bezenmiş kumaş, ağır mücevherler alıp hemen gizlendiler.

Sultan Mahmut; konakladıkları yeri, şekillerini, adlarını, yollarını iyice öğrendi. Onlardan habersiz geri döndü.

Sabahleyin divan toplantısında akşam olanları anlattı. Hemen yiğit çavuşlar yolladı. Çavuşlar, hırsızları tutup bağladılar. Hepsini eli bağlı olarak divana, sultanın huzuruna getirdiler. Hepsi, can korkusuyla tir tir titriyordu.

Padişahın huzurunda durdular. Geceleyin kimi görse gündüz tanıyan hırsız, padişahı görünce, arkadaşlarına şöyle dedi:

- Bu adam, geceleyin bizimle arkadaşlık eden adamdır, dedi. Sakalında o kadar hüner ve marifet vardı ya işte bu yakalanmamız da yine ondan oldu.

adminadmin