Kültür
Giriş Tarihi : 22-03-2019 09:07   Güncelleme : 22-03-2019 09:07

Mesnevi’den Seçmeler

Atın Güzelliği

Mesnevi’den Seçmeler

Bir Beyin pek güzel bir atı vardı. Padişahın at sürülerinde bile eşi yoktu. Bir gün o ata binip padişahın alayına katıldı. O ülkenin padişahı olan Harzemşah’ın gözü bu ata ilişti.

Atın çalımı, rengi; padişahın gözünü aldı. Dönünceye kadar o attan gözünü ayıramadı. Atın hangi uzvuna baksa, birbirinden güzel görünüyordu.

Harzemşah, gezintiden dönünce saltanat erkânına ve yetkilere sırrını açtı. Çavuşlara derhal o atı alıp getirmelerini emretti. Çavuşlar, ateş gibi koşup atı aldılar. Dağ gibi olan beyin, dertten ve elemden canı ağzına geldi. İmadülmülk’ten başka derdine derman olacak kimseyi göremedi.

Her zulüm gören, dertten ölüm hâline gelen İmadülmülk’e koşardı. Vezirliğe tamahı yoktu. Soyu sopu temizdi ve pek cömertti. Bey, adalet sahibi İmadülmülk’ün yanına baş açık bir hâlde koştu. Başına topraklar serpiyordu. Ona şöyle söyledi:

- Neyim var neyim yoksa alsın. Varımı yoğumu yağma etsin; fakat bu at yok mu? O, benim canımdır. Bu atı benden alırsa ben ölürüm.

Adamın bu hâlini görünce İmadülmülk’ün gözleri yaşardı. Gözlerini silerek perişan bir hâlde padişahın kapısına koştu. Padişahın huzuruna çıktı. Hiç konuşmuyordu; ama içinden Allah’a yalvarıyordu.

O sırada çavuşlar, atı Harzemşah’ın huzuruna getirdiler. Gerçekten de bu gök kubbenin altında o çeşit, o boyda, o renkte bir at yoktu. Rengi, göz alıyordu. Sanki şimşekten, aydan doğmuştu.

Padişah, bir süre ata hayran hayran baktı. Sonra İmadülmülk’e dönüp şöyle dedi:

- Ey büyük adam! Güzel bir at değil mi? Sanki cennetten gelmiş.

İmadülmülk, padişahın bu sözlerine şöyle karşılık verdi:

- Padişahım! Gönlünün akışı, sana şeytanı melek gibi göstermekte. İyice dikkat edersen görürsün. Pek güzel, pek gönül alıcı bir at bu; ama bedenine göre başı kusurlu. Başı, adeta öküz başına benziyor.

Bu söz, Harzemşah’ın gönlüne tesir etti. At, gözünden düştü. Padişah, bir tek bu sözle attan soğudu. Ata, kendi gözüyle değil de İmadülmülk’ün gözüyle baktı. Gerçekte bu, bir bahaneydi. Allah, at sahibinin yalvarmalarını kabul etmişti de padişahın gönlünü attan soğutmuştu. Sonunda attan kalbi soğuyan padişah, çavuşlarına;

- Götürün atı, sahibine geri verin, diye emretti.

adminadmin