Türkiye
Giriş Tarihi : 18-02-2013 11:06   Güncelleme : 18-02-2013 11:06

MHP-BDP

Ahmet Taşgetiren Yazısı Kamuoyu bu iki partiyi "etnik siyaset" itibariyle birbirinin antidotu (Bir zehri etkisiz kılmak için verilen bir madde) zıt kutbu gibi görür.

MHP-BDP

 
Bu durumun iki partiye de siyasi bir getiri sağladığı söylenebilir.
 
Ama bu durumun, BDP için anlamlı bir siyaset olduğu, buna mukabil MHP için gayeye aykırı bir durum oluşturduğu da kabul edilmelidir.
 
Bunu izah etmeye çalışalım:
 
Her iki partinin "etnik siyaset"te buluştuğu, siyasi tabanının bu duyarlılık etrafında oluştuğu bir vakıa.
 
Böyle bir vakıa, Kürtler'de etnik bilinç oluşturmayı hedeflemiş bir siyasi hareket için, evet anlamlıdır. BDP, "ayrılıkçı" damgalaması kabul edilmese bile, siyasetini "etnik bilinç"in derinleşmesi etrafında örüyor. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti'nin, asimilasyonist, yani "Türkleştirici", yani "Kürtlük" etnik bilincini köreltici bir politika izlediğini varsayıyor. Cumhuriyet politikalarında "Türklük" bir etnik aidiyet değil, "Çatı değer" gibi sunulmaya çalışılsa da, sonuçta bunun ancak diğer etnik aidiyet duygularının gerilemesi, "Türklük" bilincinin derinleşmesi ile mümkün olacağı muhakkak.
 
Bu durumda Kürtlük etrafında bir siyaset oluşması için, etnik farklılaşma üzerine vurgu yapmak kaçınılmaz olur, BDP ya da PKK hareketi de bunu yapıyor.
 
Böyle bir siyasetin, Kürtlük bilincini besleyecek her karşıt fikri, tutumu, davranışı kullanması beklenmelidir.
 
BDP-PKK hareketinin, Cumhuriyet döneminde Türklük etrafında, Kürtlüğe yönelik "inkar, asimilasyon" gibi temaların varlığını gündemde tutması, tüm Türklük vurgularını "İşte bakın" diye Kürtler'in önüne koyması bunun içindir.
 
Türkçü siyaset doğru mu?
 
Peki böyle bir denklemde Türklük adına etnik siyaset yapmak MHP için doğru mudur?
 
Bence değil.
 
Şunun için değil ki, eğer siz, yürüttüğünüz siyasetle, tam karşıt kutuptaki bir siyasete malzeme taşıyorsanız, bu siyaset size belirli bir siyasi rant sağlıyor olsa bile, toplam muhasebede kayıptasınız demektir.
 
MHP, BDP-PKK hareketi gibi bir etnik aidiyet üzerinde ayrıştırıcı politika yapamaz. Bu çok açık ki Türklüğü, sadece bir "etnik aidiyet" değil, "Çatı değer" olarak gördüğünüzde de böyledir.
 
Osmanlı'nın çözülüş süreci içinde bütün ayrılıkçı hareketler, Osmanlı-Türklük-Müslümanlık bütünü içinden bir farklılaşma oluşturarak gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Osmanlı'yı çözmeye yönelik dış hesaplar da, bu alanı "yumuşak karın" gibi görüp, onun üzerinde çalışmışlardır.
 
Kürt etnisitesinin vurgulanması, bu sürecin o zamandan bu zamana kadar uzanan versiyonudur. Kürtler kalp itibariyle daha dayanıklı çıkmıştır ya da bin yıllık kaynaşmışlık, Kürt kalbini çözmenin önünde bir direnç oluşturmuştur.
 
MHP için en hayati soru
 
MHP ne yapıyor?
 
Yoğun Türklük vurgusu ile Kürtçü etnik siyasete malzeme sunuyor.
 
Türkler'de etnik bilinç yoğunlaşması yapmak, dolayısıyla, "Biz Kürtler'den ayrıyız" duygusu oluşturmak Türkler'e ne kazandırır?
 
"Türkler'in ayrılıkçılığı" diye bir şey ya da mesela "Türkler için özerk bölge" diye bir şeyin anlamı var mıdır?
 
Ben "Kürtler için özerk bölge" iddialarını eleştirirken, bu talebin anlamsızlığını anlatabilmek için, "Ülkenin diğer yanları kim için özerk bölge olacak" sorusunu soruyorum. MHP çizgisi ise, sanki farklılaşma zeminini ısrarla beslemeye çalışıyor.
 
Evet bu, MHP'ye yüzde 12 oy temin ediyor ama acaba Türkiye bütünlüğünden neyi alıp götürüyor? Bence bu soru MHP'nin en hayati sorusudur.
Ahmet Taşgetiren - BUGÜN
adminadmin