Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 28-06-2012 16:02   Güncelleme : 28-06-2012 16:02

Mısır’da kazanan kim?

Hiçbir şey olmasa bile Tahrir Meydanı keşfedilmiştir

Mısır’da kazanan kim?
Hiçbir şey olmasa bile Tahrir Meydanı keşfedilmiştir.
 
Mısır’da “25 Ocak Hareketi” olarak bilinen, Tahrir meydanı ile sembolleşen isyanın kahramanı olan Mısırlı gençlerin devirdiği, yaklaşık 30 yıl ülkeyi, sureta demokratik ama gerçekte monarşiyle (tek adam) yöneten Hüsnü Mubarek, gelen haberlere göre hayatını yaşam ünitelerine bağlı olarak devam ettirebiliyor.
 
Aradan geçen bir buçuk yıllık zaman diliminde gelişen olaylar neticesinde varılan eşik, isyanın başlangıcında elde edilmek istenen hedeflerin çok uzağında.
 
Özgür, demokratik ve insanca yaşanabilen bir Mısır’ı inşa edecek kadroların demokratik usullerle belirlenmesi için yapılan parlamento seçimleri sonucunda Selefi ve İhvan ağırlıklı isimlerin oluşturduğu meclisin, yönetimi elinde bulunduran askerlerce feshi;
 
Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonucunda oyların çoğunluğunu alan ve Mısırın yaklaşık 60 yıl sonra seçilmiş ilk sivil cumhurbaşkanı olma olasılığını elinde bulunduran Muhammed Mursi’nin cumhurbaşkanlığını kazansa dahi yetkilerinin budanmış olması ile anayasa yapma yetkisini askerlerin kendi uhdesine alması ve özel durumlarda askeri müdahale hakkını saklı tutması ile iplerin askerlerin elinde olması
 
Mısır’da, Mubarek dönemine fiili olarak son verilip verilmediği sorusunu gündeme aldı.
 
Askerin konumu:
 
Aslında Mısır yakın tarihine göz atıldığında, Mubarek’le özdeşleşen yönetim şekline cumhuriyet denmekle beraber, Mısır askerler tarafından yönetilmekte idi.
 
Hüsnü Mubarek dâhil kendisinden önce Mısırı yöneten Enver Sedat ve Cemal Abdunnasır askerdi.
 
Mısır’ın yönetiminde askeri gelenek oldukça eskilere dayanır ve sosyal yaşamın her kademesine kök salmıştır.
 
Aslında askerler, Mubarek’in gidişine onay vererek kendi müessis düzenlerini devam ettirmek istemişlerdir.
 
Cumhurbaşkanlığı sürecine kadar, süreci her an kontrollerinde tutarak ve gerekli müdahaleleri yaparak sistemi ayakta tutmuşlardı.
 
Seçim öncesi, cumhurbaşkanı adaylarından birtakım isimlerin adaylıklarının YSK kanalıyla engellenmesi (İhvanın adayı Hayrat Şatır gibi) süreci her merhalede kontrol altına alma gayesini gütmekte idi.
 
Son tura kalan adaylardan Ahmet Şefik (ki o da askerdir ve Muberek’in son başbakanı idi) ve İhvan destekli Muhammed Mursi’den hangisi cumhurbaşkanı olursa olsun seçimin galibi askerler, yani eski düzen olacaktır.
 
Burada kolaylıkla söylenecek gibi duran “mısırda devrim başka bahara” anlamındaki sair cümleler çok doğru değildir.
 
Tahrir meydanında toplanan gençler hedeflerine ulaşmışlardır.
 
60 yıllık düzeni değiştirmek için hiçbir zaman olmadığı kadar cesur ve kahramanca davranmışlar ve  asırlık bir korkuyu yenmişlerdir.
 
Düzen bugün itibariyle değişmedi gibi görünse de, ciddi manada sarsılmış ve artık uzun süre sürdürülebilir olmadığı anlaşılmıştır.
 
Hiçbir şey olmasa bile Tahrir Meydanı keşfedilmiştir. Bu tek başına büyük bir kazanımdır.
 
İhvanın tarihi sorumluluğu:
 
İhvan Hareketi şüphesiz Mısırda en köklü ve şu an itibariyle en güçlü örgütlenmiş yapı ve müessis nizamın dikkate aldığı tek muhalif yapısıdır. Bunu seçimlerin sonucu açıkça doğruluyor.
 
Mısır’da olaylar başladığında İhvan meydanlarda yoktu.
 
Bunun gerekçelerine uzun uzadıya girmeden, bu çekimserliğin sebebini “ülkede o ana kadar olan en ufak muhalif ve düzene başkaldırı kokusu olan hareketin faturasının bu harekete kesilmiş olması” şeklinde belirtmekle yetinelim.
 
Ancak gençlerin seçim sandığına kadar getirdikleri sürecin devamını Hareketin iyi yönettiğini söylemek mümkün değil.
 
Askerin seçim öncesi hamlelerine, tahrir ruhuna uygun karşı hamleler yapamadığını gördük.
 
Burada İhvanın, “nasıl olsa süreç bize doğru işliyor” faydacılığı ve yerleşik düzenle mücadele edemeyeceğini görmüş olması muhtemel.
 
İşte tam da bu yaklaşım İhvanın askerlerle anlaşmasını, ortalığın biraz sükûnete ve karmaşadan bıkmış halkın biraz nefes almasını sağlayan bir sürece doğru işletiyor zamanı.
 
Aynı zamanda amaçlanan dönüşümün ertelenmesine sebep olacak, şimdi olma ihtimali olan, askerin direnmesi sebebiyle, ihvanın direnmemesiyle gecikebilecek.
 
Artık Mısırın, bu noktadan sonra tek şansı, başta Tahrirde olmayan İhvanın seçim sonucu ne olursa olsun, askerlerin yapacağı her müdahaleye, Tahrirde cevap vermesi olmalıdır.
adminadmin