Fikir
Giriş Tarihi : 26-02-2020 11:40   Güncelleme : 27-02-2020 13:25

Muhabbet Oğulları

Tasavvufta muhabbet yakîn makamındadır. Âriflerin, erenlerin vasfıdır. İnsan-ı kâmiller ilâhî muhabbet makamındadırlar. Muhabbet oğulları derler onlara, ehl-i dildirler, muhabbet üzere yaşar, muhabbetle ölürler.

Muhabbet Oğulları

“Muhabbetten Muhammed oldu hâsıl, Muhammedsiz muhabbetten ne hâsıl?”

Muhabbetin menbağı Efendimiz Aleyhissalâtüvesselâmdır. “Muhabbet kitabının zâtı” olarak kalplerde taht kurmuştur. Ashabı muhabbet ashabıydı. Gücünü ve îmanlarını Allah’a ve Efendimiz’e olan muhabbetlerinden alıyorlardı. Bu aşktandır ki ehl-i irfan “muhabbet bâb-ı rahmet”, yâni ilâhî şefkat ve merhamet kapısı diyerek başlarmış sohbete. Ehl-i dil bir şairin gönlünden fışkırıp, bir sultan hanımın mührüne kazılan “Muhabbetten Muhammed oldu hâsıl, Muhammed’siz muhabbetten ne hâsıl?” mısraları muhabbet oğullarından olmanın esaslarındandır.

 

Gül, Efendimiz’e duyulan muhabbetin sembolüdür. Onun içindir ki hazreti insan vasfını haiz olanlar gül muhabbetinden dem vururlar. Şairlerin büyük atası Fuzûlî’nin Aşk’a, Su’ya, yâni Efendimiz’e muhabbeti göklere yükseliyordu: “Vücudum ney gibi delik delik olsa yine ah etmem / Bir kere mahabbet dâvasında bulundum …”

 

Âlimler üç çeşit muhabbet var, diyor. İlki, “Halkın muhabbeti: Sevenin sevdiğini gönlünde tutup ona itaat etmesidir.” İkincisi, “Müminlerin muhabbeti: Şahsî arzu ve heveslerinden arınarak sevdiğinin iradesine teslim olanlar.” Üçüncüsü, “Âriflerin muhabbeti: Allah’a olan muhabbettir. Arkadaşa, akrabaya, komşuya, hayvanata, tabiata muhabbet de erdemdir. İmam Gâzâlî, “Kalplerin Keşfi” kitabında ünsiyet, rıza, şevk, takvâ, şükür, tevazu, cömertlik, merhamet, sabır gibi ahlâkların temelinde muhabbet vardır, muhabbet nihaî makamdır, diyor.

 

Konuşalım mı, muhabbet mi edelim?

Modernler gibi konuşan mı olalım, muhabbet eden mi? Konuşmaya gidelim, muhabbet etmeye mi? Modern tıp doktorlarına ve psikologlara sorun: Muhabbet mi edelim, kişisel gelişim ve yapay zekâ kursları mı alalım? Cevaplarında muhabbet şıkkı yoktur. Çünkü onlar modern zihniyetin gardiyanlarıdır. Modernizme karşı dayanıklı olamadığımız içindir ki muhabbet ehli olamıyoruz. Modern eğitim muhabbet tâlimi değil, kuru akıl ve bilgi veriyor. Sevgisiz ve muhabbetsiz nesillerin müsebbibi muhabbet tâlimi vermeyen mekteplerdir.

 

Muhabbet ehlini bilmek değil, tanımak gerek önce. Tanımak tanışık olmaktır. Tanışıklıktan muhabbet hâsıl olur. Modern insan tanış ve biliş olmak kabiliyetini kaybetti. Hüsn, yâni kalp güzelliği, olgunluk, iyilik muhabbet oğullarının vasfıdır. Modern hayatta hüsn ve muhabbete yer yok. Her tarafından zehir ve kötülük akan, kalpsizliğin ve fesatlığın yayıcısı, hazreti insanın tanış ve biliş olmasını engelleyen modern hayatın kıskacından kurtulmak için Yunus Emre’nin nasihatine ihtiyacımız var: “Gelin tanış olalım / İşi kolay kılalım / Sevelim sevilelim…”

 

İnsana, çiçeğe, suya, tabiata ve Allah’a düşman yetiştiren modern dünyanın ideolojilerine karşı Yunus Emre gibi “Bizim işimiz sevda için / Dostun evi gönüllerdir / Gönüller yapmaya geldik” demenin vakti şimdi.

 

Diriye, ölüye, hastaya, herkese muhabbet gerek

Diriye, ölüye, hastaya, yoksula, zengine, herkese muhabbet lâzım. Yaşarken, ölürken, hastayken, yalnızken, sokaktayken muhabbet gerek bize. Hz. Mevlânâ, Mesnevî’nde (cilt:2, s.117) “Sevginin (muhabbetin) acıyı tatlı, bakırı altın, bulanıklığı duru, derdi devâ, dikeni gül, sirkeyi mey, zindanı gülistan, nârı nur, üzüntüyü neşe, kahrı lütuf, ölüyü diri, kralı kul hâline getiren bir güce sahip” olduğunu söylüyor.

 

Muhabbet irfanımıza ve muhabbet oğullarına savaş açan yıkıcı ve bölücü modern hayatın virüslerine karşı Yunus Emre’nin sözünü dinleme zamanı: “Benlik dâvasını bırak muhabbetten olma ırak / sevgi ile dolsun yürek hoşgörülü olmaya bak...”

 

Modernizme karşı muhabbet

Muhabbeti ve diğerkâmlığı yok eden binbir surat modernizme karşı dirençli olmak istiyorsak muhabbet oğullarından olmalıyız. Muhabbet oğullarının gönlünde muhabbet ateşi yanar Yunus Emre gibi… Her yer muhabbet, diye nida ederler. Tasavvuf ehli muhabbet içmiş, muhabbetle yatmış. Ruhlarından dimağlarına bütün azaları muhabbete kesilmiş. Dillerinden muhabbet nağmesi düşmemiş: “Var git muhabbet mum’un, yâni mâşukun pervânesi ol…” 

 

İnsanlığın kurtuluşu muhabbettedir

Dostsuzluğun ve sevgisizliğin kanser gibi yayıldığı kalpsiz bir çağdayız. Hz. Mevlânâ’nın Şems ile Yunus Emre’nin Sarı Çiçek’le muhabbetini idrak edemiyor modern zaman nesli. Modern-seküler ve ruhsuz mekânlarda yavaş yavaş çürüyoruz. Modern yalnızlığa karşı muhabbetin iksirli gücüne sarılmanın zamanı şimdi. Ne kalkınma indeksleri, ne ithalat, ne ihracat, ne teknoloji, ne de bakımlı yollar, evler, arabalar, doğal ilaçlar kurtaracak bizi. Ruhunu kin, kir, kasvet, yalnızlık ve muhabbetsizliğin kuşattığı modern insanın kurtuluşu tasavvufî dille demlenen gönül muhabbetindedir. “Muhabbet yağmuru düşmeyen yerde / Ne bir ceylan meler, ne bir kuş uçar” diyor şair Bahaettin Karakoç. Muhabbette dostluk, huzur, yârenlik, şefkat, hamiyet vardır.

 

Hacı Bektaş-ı Velî’nin asırlar önce söylediği “Sevgi muhabbet kaynar, yanan ocağımızda” sözü evde, câmide, çarşıda, mekteplerde, resmî kurumlarda hayat bulsun. Her yerde muhabbet olsun, muhabbet oğullarının hâkimiyeti olsun. İnsan-ı kâmillerin kurduğu gibi muhabbet meclisleri, muhabbet dergâhları kuralım yeniden. Devletimiz muhabbet devleti, ülkemiz muhabbet ülkesi, şehirlerimiz muhabbet şehirleri olsun.

 

Muhabbet oğullarına katılmak

Modern hayatın virüslerinden dolayı gönlü ve dimağı hastalanan insanın muhabbet oğullarına katılmaktan başka çâresi kalmadı. Hazreti insanın düşmanı kalpsiz kirli çağda kurtuluş muhabbet oğullarından olmaktır. Muhabbet oğlu olmak için muhabbet türküleri dinlemeli sabah akşam. Ruhsuz ve samimiyetsiz, çıkarcı ve sömürücü modern hayata karşı “Gönül gel seninle muhabbet edelim”  ve “Muhabbet bağında bir gül açıldı” türkülerini kalp kulağımızla dinleyelim…   

 

Kimlerdensin? Muhabbet oğullarındanım

Âfette, depremde, açlıkta, toklukta bile birleştirici, yakınlaştırıcı olan muhabbettir, muhabbet oğullarıdır. Liselerde, üniversitelerde muhabbet dersleri kıraat edilmeli, muhabbet oğullarından şiirler okunmalı, muhabbet oğullarının menkıbeleri anlatılmalı modernliğin mağduru nesiller için. Hâsıl-ı kelâm; Kimlerdesin? diye sorulduğunda muhabbet oğullarındanım, demeliyiz.

Muhabbet! Muhabbet! Daim muhabbet!

Recep YAZGANRecep YAZGAN