Biyografi, en etkileyici edebi türlerden biri. Edebiyat türü bir kişinin hayatını anlatıyorsa buna biyografi; kişi, hayatını kendi kaleminden anlatıyorsa, buna da otobiyografi diyoruz.
Peki biyografi bizi neden bu kadar etkiliyor? Çünkü iz bırakmış isimlerin hayatlarını okumak, bize birçok duyguyu bir arada yaşatıyor. Çünkü “Ne hayatlar yaşanıyor!” düşüncesi, insanı her şeyden önce pek çok konuda umutlandırıyor. Her şeyin temelinde nihayetinde insan var ve biyografide her şey yaşıyor. Geçmişte de yaşıyordu, bugün de öyle ve hiç kuşkusuz sonsuza dek de devam edecek…
Biyografi benim için de edebiyat içinde en özel türlerden biri oldu hep. Pek çok biyografi okudum. Şimdi ise, onları yazacak kadar şanslıyım. Bu yazımda da sizinle hafızalardan silinmeyecek 5 biyografi kitabı paylaşmak istiyorum. Bir tane de bonusum var…
SOL AYAĞIM - Christy Brown
Bu kitap bir otobiyografi. Belki de en sarsıcı olanlarından biri. Çünkü yazarı Christy Brown, doğuştan beyin felci geçirmiş; ama yaşama tutunmaktan, mucizelere inanıp, mucizenin ta kendisi olmaktan hiç vazgeçmemiş.
Oysaki, doktorlar doğduğunda fazla yaşamayacağını söylüyormuş. Ama Brown, sadece sol ayağını kurtararak harikalar yaratmış. 1989’da yine aynı isimle sinemaya da uyarlanan Brown’un otobiyografik kitabı, hepsinden önce başarının önünde hiçbir engel olmadığının kanıtı…
O VE BEN - Necip Fazıl Kısakürek
“Bir insan nasıl değişir? Nasıl aydınlanır? Kendi yolunu nasıl bulur?”… Necip Fazıl’ın bu kitabı tam olarak bu soruları cevaplıyor aslında ve bir yandan da onu tanımamızı sağlıyor.
Onun hayatı tam olarak ikiye bölünmüş gibi. İşte kitap da “Ondan Önce” ve “Ondan Sonra” diye iki bölümden oluşuyor.
Abdülhakim Arvasi ile tanışmadan öncesi ve sonrası…
Varlık ve benlik arasında sıkışan ruhunu, korkularından arındırıyor. Necip Fazıl, İslam ile huzuru buluyor; yolunu aydınlatıyor. Kuşkusuz Necip Fazıl, bu otobiyografiyi, pek çok yola ışık olmak için yazmış…
BİR BİLİM ADAMININ ROMANI - Oğuz Atay
Atay, 1975’te yayımladığı bu biyografik eserde, İTÜ İnşaat Fakültesi’nden hocası Mustafa İnan’ı anlatıyor.
Bir halk çocuğunun hangi zorlu yollardan geçerek bir bilim adamı olduğuna tanıklık ediyoruz. Özellikle eğitimcilerin ya da yolunu bir amaca adamak isteyenlerin kalemi bir eser…
ÇOCUKLUĞUM - Maksim Gorki
Bu kitap da yine otobiyografik bir eser. Gorki, hayatını anlatmaya “Çocukluğum” ile başlasa da ardından yazdığı “Ekmeğimi Kazanırken” ve “Benim Üniversitelilerim” ile üç kitaplık bir seriye ulaşmış.
Asıl adı Aleksey Maksimoviç Peşkov olan yazar, Çocukluğum’da, hüzün dolu hayatını öyle gerçek ve sade bir dille anlatır ki, Rusçada “acı” manasına gelen “Gorki” takma adını alışını tam anlamıyla kavrarsınız…
AFRİKALI LEO - Amin Maalouf
Maalouf’un ilk eseri olan Afrikalı Leo, sadece biyografik değil, aynı zamanda tarihi bir roman.
Bir gezgin olan Afrikalı Leo, diğer adıyla Hasan’ın yaşamını, onun gezi notlarından yola çıkarak yazda da, kurgusal detaylara da yer vererek anlatıyor yazar. Yavuz Sultan Selim ile ticaret yapan, kah zindanlara düşüp kah Papanın himayesine giren, yeni diller öğrenip devletler arasında elçilik yapan ve aşık olan Leo’nun hayatı, Maalouf’un engin tarih bilgisiyle insanın adeta gözünde canlanıyor…
Ensonhaber - Damla Karakuş
