Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 06-06-2017 08:56   Güncelleme : 06-06-2017 08:56

Müttefike bak müttefike!

Rakka operasyonu başladı. Rakka, Suriye’nin kuzeydoğusunda bir şehir. Türkiye NATO’da ABD ile müttefik.

Müttefike bak müttefike!

 NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) dünyanın farklı bölgelerinden 28 ülkenin içerisinde bulunduğu 1949 yılının Nisan ayında imzalanmış bir antlaşmadır.

Kurulduğu dönemde 12 üyesi bulunan örgüt, sonradan 28 üyeye ulaşmıştır. NATO'nun en önemli özelliği, antlaşma metinlerinde geçen, üye ülkelerden herhangi birine yapılan saldırının, tüm üye ülkelere yapılmış olarak kabul edilmesidir. Türkiye bu örgüte 1952 yılında katıldı.

Başbakan Binali Yıldırım gazete ve televizyonların genel yayın yönetmenlerine Çankaya Köşkü’nde verdiği iftarda Rakka'ya cuma gecesi operasyonun başladığını açıkladı.

Başbakan Yıldırım, Rakka operasyonunda Türkiye'nin, ABD'nin uyguladığı yönetimi tasvip etmediğini vurguladı.

"Bu konuda her düzeyde rahatsızlığımızı ifade ettik ancak onlar bize, 'Bunun bir mecburiyet olduğunu ve bu operasyon sonrası PYD/YPG ile ilişkilerin uzun süreli devam ettirilmeyeceğini, ifade ettiler ve bize gereken güvenceleri verdiler.” dedi.  

Düşünebiliyor musunuz, müttefikiniz ABD DEAŞ’a karşı Rakka operasyonu için, sizinle operasyona girmeyi reddediyor. Sizin sınırlarınızda, sizi devamlı rahatsız eden bir terör örgütüyle işbirliği yapıyor ve onunla operasyona giriyor. Müttefiki dururken, bir terör örgütüne karşı başka bir terör örgütüyle işbirliği yapıyor.

Ne müttefikmiş be!

ABD terörist devletlerin en önünde gittiğini bir kez daha göstermiş oldu.

Konya ve İncirlik’ten kalkan NATO uçakları DEAŞ’e karşı topladığı istihbarat bilgilerini ABD’ye ve PYD terör örgütüne veriyor.

ABD'nin, Suriye'de terör örgütü PYD/PKK’ya DEAŞ'la mücadele gerekçesiyle gönderilen askeri yardımları devam ediyor. Yaklaşık 3 haftada toplam 218 tır, Rakka'nın kuzeyindeki örgütlere gönderildi.

Edinilen bilgilere göre, Suriye'de PYD/PKK'nın da içinde olduğu gruplara verilecek silahlar listesinde, zırhlı Hummer araçlar, 12 bin adet kalaşnikof tüfek, 6 bin adet makineli tüfek, 3 bin 500 adet ağır makineli tüfek, 3 bin adet Amerikan yapımı RPG-7, bin adet tanksavar yer aldı. Ayrıca, 235 adet havan topu, 100 adet keskin nişancı tüfeği, 450 adet gece görüş dürbünü ve 150 adet kızılötesi lazer aydınlatıcı dürbünün yer alacağı belirtiliyordu.

Hatırlayınız! ABD'nin terör örgütü PYD/PKK'yı silahlandırmasını Başkan Donald Trump resmi politikası haline getirdi.

Oh ne âlâ.

Ne denir buna? Buna ne denir?

ABD, YPG/PYD’ye verilen silahların Türkiye’ye karşı kullanılmayacağını söylemiş. Hep aynı terane, dalga mı geçiyor?

YPG/PYD’nin silahlandırılması demek, sahadaki bütün terör örgütlerinin silahlandırılması demektir. Bu silahların birçoğu zamanla bunların eline geçeceğinden şüphe yok.

Haliyle Türkiye’nin sınırlarında PYD/PKK tehdit algısı güçlendi. Sınırda teyakkuz durumuna geçildi.

Ayrıca Donald Trump’ın Suriye üzerinde politikası ne olacak? Ortadoğu’da ne yapmak istiyor. Türkiye nasıl etkilenecek?

DEAŞ’ın rolü Rakka’da ne olacak.

Rusya bu işe ses çıkarmadı. Bu ne manaya geliyor?

Bütün bunları açıklığa kavuşturulması gereken sorular olarak masanın üzerinde duruyor.

Donald Trump böyle yapmayla,  eylemlerinin ve planlarının arkasında bazı gizli niyetleri olduğunun açık göstergesi demek.

Ama biz biliyoruz ki hedefleri, büyük şeytan ABD’nin ve diğer küresel eşkıyaların, çetelerin ve çıyanların oluşturacağı Ortadoğu’nun sınırlarının yeniden çizilmesi, dolayısıyla “Yeni Dünya Düzeni”nin kurulmasıdır. Aynı zamanda buna direnen Türkiye’nin direncini kırmak, pasifize etmek ve çökertmektir.

Bunun için de kurgular, tehditler ve oyunlar içerisinde oyunlar, bütün canlılığı ile devam etmektedir.

Fatih ORUÇ

adminadmin