Siyaset sohbetlerinin hemen hemen hepsinde geçen ezber bir laf vardır. Çocukluğumdan beri duyarım bu cümleyi, çok iğrençtir ve üstelik içine gizlenmiş hasis bir aşağılama bile vardır ama insanlar nedense çok sever, şu cümleyi kurmayı: “Vatan, millet tamam abi ama bir yere kadar, insanların cebine dokunursan iş değişir.” Bilmiş tavırlarla şu korkunç ezberi tekrar eden herkes millete nasıl hakaret ettiğinin farkında değildir inşallah.
Yazar, analist, üniversite bilmem nesi, aydın, sanatçı geçinen madrabaz tayfanın bilmediği ve öğrenmeyip cahil kalmak için ısrar ettikleri bir hakikat şu; Milletin her şeyin farkında olduğunun farkında değilsiniz.
Türkiye, “Nükleer santral yapacağız” dediğinde bunun ne anlama geldiğini millet en ufak ayrıntısına kadar biliyor. Millet, gazeteciler, profesörler, sanatçılar ve bilmem ne odaları denilen örgüt üyelerinin hiçbir şey bilmediğini de biliyor, ideolojik kafeslerinden zırvalayan hapsedilmiş köleler olduklarını da. Mahmutpaşa’da takım elbise satan 69 yaşındaki esnaf Ali Rıza bey, cahil sürüsü aydınların niye zırvaladığını ve bugün yaşananlarının ne demek olduğunu şöyle izah ediyor. “Ben takım elbiseciyim. 17 yaşında babama çırak olarak başladım bu işe. Batı oturmuş, Türkiye’ye bu kadar enerji satarım paramı kazanırım diye hesap yapmış, yatırım yapmış, rüşvet dağıtmış, tezgâh kurmuş yani. Sonra sen diyorsun ki: ‘Ben Nükleer santral yapacağım, hatta bir yetmez iki tane yapacağım.’ Bu olmaz ama senin yaptığın ayıp. Adamın bütün hesabını bozdun, cari hesaplarını altüst ettin. Ya başkaları da seni görüp yaparsa? Ben olsam ben de saldırım sana”
Şimdi bu düşmanlığı gören, bu ölüm kalım savaşını yaşayan ve doğrudan gaza niyetiyle taraf olan bir millet için sen diyorsun ki; “bunların parasına dokunursan işler değişir”
Türkiye Batı’nın varlığını tehdit etmeye başladı. Nüfus varlığını, ekonomik varlığını, kültürel varlığını ve biliyorlar ki bir gün fiziki varlığını tehdit etmeye başlayacak… Düşman da bunun farkında millet de.
Erem Şentürk / Diriliş Postası
