Kültür
Giriş Tarihi : 23-12-2018 08:00   Güncelleme : 23-12-2018 08:00

Necip Fazıl Ödülleri Sahiplerini Buldu

Necip Fazıl Ödülleri Sahiplerini Buldu

Milli iradenin sesi Star Gazetesi Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in manevi ve kültürel mirasını yaşatmak için düzenlediği Necip Fazıl Ödülleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın teşrifleriyle sahiplerini buldu. Star Gazetesinin ev sahipliğinde Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleriyle düzenlenen gecede Üstad şiiriyle, davasıyla, çilesiyle yad edildi.

Star Gazetesi tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen Necip Fazıl Ödülleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla sahiplerini buldu. Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen törene devlet erkanının yanı sıra kültür ve sanat camiasından çok sayıda isim katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Üstad kalemşorlerin hedefi olmuştur

 "Sultanü'ş Şuara" Üstat Necip Fazıl Kısakürek'i bir kez daha minnetle, özlemle ve hasretle yad ediyorum. Üstat 'ben söylemezsem kimse söylemez, ben olmazsam kimse olmaz, ben yapmazsam kimse yapmaz, ben yazmazsam kimse yazmaz' inancıyla ömrünü son nefesine kadar kutlu bir davaya adamıştı." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm hayatını "fikir Mehmetçikleri" yetiştirme mücadelesiyle geçiren Üstada Allah'tan rahmet niyaz ettiğini dile getirerek, Star Medya Yayıncılık'ın tüm mensuplarına da Üstadın mirasına ve aziz hatırasına sahip çıktıkları için teşekkürlerini sunduğunu vurguladı.

Necip Fazıl gibi büyük dava, fikir ve edebiyat adamlarının hatıralarını yaşatma misyonunun sadece bir kesimin, bir grubun, bir kurumun sınırları içine hapsedilemeyeceğine inandığını dile getiren Erdoğan, "Böylesine abide isimlerin fikri mirasları ne kadar mecrada yaşatılır ve yükseltilirse ülkemiz ve milletimiz için olduğu kadar onların ömürlerini vakfettikleri davaları için de o derece büyük bir kazanç ortaya çıkar" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2014 yılında büyük umutlarla başlatılan Necip Fazıl Ödülleri'nin adına ve ağırlığına mütenasip bir şekilde kültür ve edebiyat dünyasındaki saygın yerini gün geçtikçe daha da pekiştirmesinden memnuniyet duyduğunu vurgulayarak, bu başarıda Star Medya'nın meseleye sahip çıkmasının, bu ödülleri hak ettiği konuma taşıma cehdinin çok büyük payının bulunduğunu söyledi.

Her yıl bir kuyumcu titizliğinde ülkenin yetiştirdiği değerleri kelam ve kalem erbabını hakkaniyetli bir şekilde tespit eden ödül jürisinin emeklerinin de takdire şayan olduğunu belirten Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın da güçlü desteğiyle Necip Fazıl Ödüllerinin kendi sahasında bir mihenk taşına dönüştüğünü kaydetti.

"Kaymağını yedikleri bu ülkeye asalak gibi yapışan elitler..."

Erdoğan, bunların hepsinin önemli ve değerli olduğuna dikkati çekerek şöyle konuştu:

"Ancak Necip Fazıl Ödüllerinin esas başarısı fikir ve sanat dünyamızın özgürleşmesine, zenginleşmesine, çeşitlenmesine yaptığı katkıdır. Bu ödüller asıl büyük değişimi, asıl büyük inkılabı burada gerçekleştirmiştir. Çünkü Türkiye'nin düşünce ve yazı hayatı çok uzun yıllar, her türlü keyfiliğin, her türlü bağnazlığın sergilendiği bir alan olmuştur. Eserin özgünlüğünden ziyade ideolojisine bakan, yazarın kimliğini eserinin önüne koyan bir kesim, tekellerine aldığı bu alanda kendi hizipleri, kendi küçük grupları dışında hiç kimseye hayat hakkı tanımamıştır. Bu kesimin senelerce baş tacı ettiği, ödüle boğduğu birçok ismin tek alameti farikası, fikirlerin orijinalliğinden, eserlerinin kalitesinden, oyunculuklarının gücünden ziyade kendileriyle aynı marjinal ideolojik kabileye mensubiyetleridir. Millete tepeden bakan, kendi insanını hor, hakir gören, kaymağını yedikleri bu ülkeye adeta asalak gibi yapışan elitler, Türkiye'nin kültür hayatının çoraklaşmasının da başlıca müsebbipleridir."

Bu akşamın kendisi için farklı olduğunu, kendisini tarihe, üniversite yıllarına götürdüğünü dile getiren Erdoğan, "Milli Türk Talebe Birliği'nin Milli Gençlik Gecelerini düzenlediği günlere, gecelere götürüyor. O zaman tabii Cemal Reşit Rey yoktu, burası spor, sergi sarayıydı ve bu sarayda Milli Gençlik Gecesini yapıyor ve burada Üstadı dinliyorduk ve bu fakire de Üstadı takdim etme görevi verilmişti. Ben de kendisini burada takdim etmiştim. O gece bir başka geceydi ve gittiğimiz her Milli Gençlik Geceleri zaten oradaki spor salonlarını tıklım tıktım dolduruyordu, İstanbul böyle, İzmir öyle, Ankara öyle. Böyle bir yolculukta devam eden bu süreç, fakire spor sergi sarayını da Habitat 1 toplantısı için bu hale dönüştürmesi görevini vermişti ve burayı yıktık, bu hale getirdik, Habitat 2 Zirvesi burada yapıldı. Belediye başkanlığımın birinci yılıydı, şimdi de burada Üstadı anıyoruz, elhamdülillah." ifadelerini kullandı.

"Belli çevrelerin karakter suikastine maruz kalmıştır"

"Üstat Necip Fazıl son nefesini verinceye kadar statüko ve kalemşorlarının hedefi olmuştur" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Tam 8 kez hapse giren Üstat, 79 yaşında darı bekaya, yine ardında bir mahkumiyet kararı bırakarak göçmüştür. Fakat Üstat, yılmamıştır ve bir keresinde hakim efendi 'artık bıktık senden sürekli buraya geliyorsun, gidiyorsun.' Üstadın cevabı çok ilginçtir, 'Siz burada hancı, ben bu davada yolcu oldukça ben bu hana daha çok uğrarım' diyordu. Mesele bu, davaya inanmak bu, bu yolda yolculuk bu. Üstat, sırf milletin değerleriyle, tarihiyle, kutsallarıyla barışık kimliğinden dolayı sürekli belli çevrelerin karakter suikastine maruz kalmıştır. Şiirinin gücüne, eserlerini kalibresine rağmen sırf baskılara boyun eğmediği için takunyalı, gerici, süper mürşit denilerek tahfif edilmiştir. O dönemin kimi gazetelerine baktığınızda, Üstadın yazılarından dolayı her mahkemeye çıkışını müjde edasıyla veren manşetler görürsünüz. Aynı dönemin köşe yazarlarına baktığınızda fikirle kalemle kelamla bileğini bükemedikleri Necip Fazıl'ı hakaretlerle alt etmeye çabalayan zavallıları görürsünüz. Yine o dönemi incelediğinizde Necip Fazıl'ı susturmaya yönelik her baskıyı, her yargı kararını, her hukuksuz teşebbüsü sevinç naralarıyla karşılayan işporta aydınları görürsünüz. Tabii bir de ilim ve fikir yoksunu çapulcuların egemenliğine girmeyi reddeden bir Necip Fazıl Kısakürek'i görürsünüz. "

Tüm bu saldırılar ve hoyratlıklar karşısında şiirleriyle kitaplarıyla konferanslarıyla dinleyenlerin yüreğine mızrak gibi saplanan sözleriyle abideleşen bir Necip Fazıl olduğunu belirten Erdoğan, "'İslamiyet denilince burnuma çorap kokusu gelir' diyen din ve millet düşmanlarını, 'O koku sizin ciğerinizdeki ufunetin kokusu, ciğerinizden geliyor' diyerek susturan bir Necip Fazıl vardır." dedi.

Üstad'ın dizeleri notalarla buluştu

Necip Fazıl Ödülleri töreninde, Besteci Yücel Arzen ve ekibi Üstad'ın ''Sakarya Türküsü'' ve ''Şarkımız Bizim'' şiirlerini notalarla buluşturdu.

'Çilesiz dava olmaz' adlı kısa film, izleyenlere hem duygu dolu anlar yaşattı, hem de gururlandırdı.

Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy: O ''kaldırımların şairi''

Necip Fazıl Ödülleri programında bir konuşma yapan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, bu konuşmasında Üstad Necip Fazıl'ın hayatından anektodlara yer verdi. Üstad Necip Fazıl'ın kültürel ve manevi mirasını yaşatmak için 2014 yılınd hayat bulan organizasyonda emeği geçen herkesi kutlayan Bakan Ersoy, özellikle Star Gazetesi'ne teşekkür etti. Necip Fazıl Ödülleri'nin bu yılki sahiplerini kutlayan Bakan Ersoy, "Eminim ki bu akşam aldıkları ödül, özgeçmişlerinde önemli bir yer bulacaktır." diye konuştu.

Bakan Ersoy konuşmasının devamında, ''Üstad Necip Fazıl Kısarkürek, bir fikir ve sanat adamı olarak taşları yerinden oynattı, entellektüel mirasımıza önemli katkılarda bulundu, yayıncılık dünyasında bir döneme damgasını vuran çalışmalarıyla büyük kalabalıklar karşısındaki muhteşem hatipliği ile siyasi ve kültürel belleklerimize kazındı. Ama ne olursa olsun o, herkes için her daim ''kaldırımların şairi'' oldu.'' dedi.

Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Albayrak: Çilesiz dava olmayacağı gerçeğinin canlı örneğiydi

Kaan Yakuphan'ın sunduğu programın açılış konuşmasını Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak yaptı. Albayrak, ''Ömrünü davasına adayan Üstad Necip Fazıl, çilesiz dava olmayacağı gerçeğinin canlı örneğiydi. Zira onun için ''Çile'' sadece şiirinin adı değil, ideallari uğruna yokuşlar tırmanmakla geçen ömrünün anlamıydı. Kendisini saygıyla anıyor, şükranlarımızı arz ediyoruz.

Albayrak konuşmasına şöyle devam etti:

''Üstad'ın çektiği çileler boşa gitmedi. Milletimizin büyük Türkiye yolculuğu, o zor günlerde o mihmandarlar sayesinde yoluna devam edebildi. Sayın Erdoğan'ın liderliğindeki finalde ise milletimiz örnek bir demokrasi devrimi ile kendi iradesini vesayetin hipoteğinden kurtardı. Ama ne yazık ki, o canavar hala pusuda bekliyor, bulduğu her delikten başını uzatıyor. ''Öz yurdumuzda garip, öz vatanımızda parya'' olmak istemiyorsak teyakkuzda kalmak ve 

bütünlüğümüzü korumak zorundayız.''

BEŞİNCİ NECİP FAZIL ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNİ BULDU

ŞİİR ÖDÜLÜ: ARİF AY

1970'lerden günümüze şiire getirdiği yerli duyarlılık ve yönettiği edebiyat dergilerindeki poetik bakış açısıyla Türk şiirinin gelişmesine katkı sunan, öte yandan mazlumların ve mağdurların öfkeli sesi olan Arif Ay Necip Fazıl Şiir Ödülüne layık görüldü. Ay ödülünü Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'un elinden aldı.

HİKAYE-ROMAN ÖDÜLÜ: AYKUT ERTUĞRUL

Yönettiği dergilerle gençlere alan açan, kitaplaşan hikayelerinde dil, üslup, teknik ustalık ve özgünlük niteliğiyle öne çıkan Aykut Ertuğrul, Necip Fazıl Hikaye-Roman ödülüne layık görüldü. Ertuğrul'un ödülünü Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank takdim etti.

FİKİR-ARAŞTIRMA ÖDÜLÜ: PROF. DR. AHMET YAŞAR OCAK

Anadolu coğrafyasının inanç tarihi ve Babailer, kalenderiler, vefailer gibi çok az bilinen heteredoks yapılar üzerine yaptığı yetkin akademik çalışmalar ve yetiştirdiği öğrencilerle kültürümüze, arih çalışmalarına önemli katkılar sağlayan Prof. Ahmet Yaşar Ocak Necip Fazıl Fikir Araştırma Ödülüne layık görüldü. Ocak'a ödülünü ödülünü Sağlık Bakanı Fahrettin Koca takdim etti.

İLK ESERLER ÖDÜLÜ: YASEMİN KARAHÜSEYİN

Yayınlanan üç romanında da yenilikçi arayışları, kalıcı karakterleri ve romandaki farklı sesiyle, hayal ve gerçek çatışmasını, insanın özünü arama çabalarını, ayrılan ve kesişen kaderleri derinlikli biçimde irdelemesiyle Yasemin Karahüseyin Necip Fazıl İlk Eserler Ödülüne layık görüldü. Karahüseyin ödülünü, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'dan aldı.

İLK ESERLER ÖDÜLÜ: FATİH BAHA AYDIN

Dil özeni, çarpıcı kurgusu ve derinlikli göndermeleriyle bir kültür romanı olan Bihaber'de ironinin gücünü ustalıkla kullanması, olayları, insanları didaktik olmaktan uzak sahici bir dünyaya yerleştirmesiyle, Necip Fazıl İlk Eserler Ödülüne layık görülen Fatih Baha Aydın ödülünü Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy'un elinden aldı.

ULUSLARARASI KÜLTÜR SANAT ÖDÜLÜ: PROF. DR. MUHAMMED HARB

Mısır'ın yetiştirdiği önemli yazarlardan biri olan Muhammed Harb, Türkiye'de İstanbul Üniversitesinde Tarih doktorasını yaptı. Mısır ve Suudi Arabistan'ın çeşitli üniversitelerinde ve Mısır'da Ortadoğu Araştırmaları Merkezinde öğretim üyesi ve araştırmacı olarak görev aldı. 

Muhammed Harb, Osmanlı tarihi, Necip Fazıl, Ömer Seyfettin, Mehmed Akif gibi edebiyatçılar üzerine yaptığı çalışmalar ve öğrencilerini Türk kültür ve edebiyatını öğrenmeye teşviki dolayısıyla Necip Fazıl Uluslararası Kültür Sanat ödülüne layık görüldü. Harb'e ödülünü Eenerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak takdim etti.

SAYGI ÖDÜLÜ: PROF. DR. NEVZAT ATLIĞ

Nevzat Atlığ, Türk musikinin yaşama savaşı verdiği yıllarda, üniversite korosundan başlayarak bütün oluşum ve kurumlarda görev almış, İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu ve İTÜ Türk Müziği Konservatuarı'nın kuruluşunda öncü rol üstlenmiştir. Öte yandan devletin Türk musikisi politikasının belirlenmesine katkı sağlayan, Türk müziğinin gelecek kuşaklara aktarılması için ömrünü adayan kültür ve sanat adamı olarak Nevzat Atlığ, Necip Fazıl Saygı Ödülüne layık görüldü. Atlığ ödülünü Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın elinden aldı.

Star

adminadmin