Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 15-04-2012 22:05   Güncelleme : 15-04-2012 22:05

Neden Elif ŞAFAK...?

“Elif Şafak; kadının kendine, kadının kadına, kadının erkeğe yabancı olduğu bir topluma indirilmiş kutsal bir kitap gibidir

Neden Elif ŞAFAK...?
“Elif Şafak; kadının kendine, kadının kadına, kadının erkeğe yabancı olduğu bir topluma indirilmiş kutsal bir kitap gibidir.”

Herkesin hayatında önemli yazarlar vardır muhakkak, benim için de E. Şafak’ ın yeri ayrıdır. Hayatımda bir çok kırılmayı onunla yaşamışımdır.

E. Şafak; haftalarca en çok satılanlar arasında yerini alan, okurlarının büyük çoğunluğunu kadınların oluşturduğu ve de genellikle kadın okurların, çevresindeki erkek okurlara tavsiyesiyle oluşan bir okur kitlesine sahiptir. Kadına belirli roller ve çerçeveler çizilmiş bir toplumda; kadın olarak,dünyaya  kadın gözüyle bakarak, bir kadının yaşayacağı içsel sıkıntıları ve hayat karşısındaki yalpalamaları konu alıp, bizlerin yüreğine ve hayatına dokunmayı başarmıştır; bunu da en çok hem mizahi uslubuy hem de açık yüreğiyle  “Siyah Süt” de dile getirmiştir.

                “Sordun mu hiç kendine Bella
                Kaç kişiyim ben diye.” (iyimser bir adam)

Bu soruyu E. Şafak, “Siyah Süt” de kendine sorar, gece onu uyutmayan bir çok küçük kadınla konuşur; Anaç, Kariyerli, Dişi ... kadınlar. Hepsini de tek tek dinler Elif Şafak, başta belki de hepsinin kendinden bir parça olduğunu bilmeyerek; onca sesle mücadele eder KADINCA...

                “Akıllı kadınlar kişiliğini
Kişiliği olmayanlar dişiliğini kullanır
Ve erkekler genelde ikincisini seçer.”

Diye bir şey okumuştu arkadaşım ve sonrasında, hiç de çatışmamıza gerek kalmadan; kendimizi kalburüstü gören bayanlar olarak, kişiliğimizi kullandığımızı ve doğru olanın da bu olduğunu, tek yürek ve tek ağız olarak savunduk ve de erkekleri bir kez daha basitleştirdik, hakettiğimiz değeri alamamanın intikamı olarak. Tabi ki amaç; hayatta bir erkek tarafından beğenilmek, daha da önemlisi, bir kişi tarafından beğenilmek olmamalıydı. Sonrasında durdum ve düşündüm, bizi dişiliğimizden vazgeçirmeye  ve onu basit görmeye iten olgular nelerdi.

Biz kadınları hep bir seçimin ortasında bırakmışlar ve bununda zorunlu olduğu hissini vermişlerdi. “Çocuk mu, kariyer mi?; İş kadını , ev kadını; Dişi kadın, kişilikli kadın...” Böylece kadınlarımız için, her seçim bir vazgeçiş olmuş ve bir tarafı yapmak için diğer tarafı yıkmaları gerekmişti. E. Şafak’ sa bizlere bir seçim yapmak zorunda olmadığımızı gösterdi, en çok da “Siyah Süt” de; tüm isteklerimizin bizden birer parça olduğunu, bunlarla uzlaşıp, bir çatı altında toplayıp, barış imzalayarak, orta yolun bulunabileceğini ve bu yolda zorluklarla karşılaşmamızın da doğal olduğunu gösterdi bizlere.

“Erkeklerin yazıp, Kadınların okuduğu bir toplum”da; erkek yazarlarımız ve okurlarımız, E. Şafak karşısında ne yapacaklarını çok da bilemediler; iyi bir akademik geçmiş, bir çok eser, haftalarca en çok okunanlar listesinde yerini almak, çok konuşulan bir yazar olmak, iki çocuk annesi,bir eş ve hem güzelliğiyle hem de dişiliğiyle barışık bir kadın. Bir çoğunun E. Şafak’ ı eleştirme hakkını kendilerinde bulmalarına rağmen, önemli bir kısmının da; malzemesi kadın olan, kadını kadınca anlatan, kadın yazarımızı okumanın kompleksinden çok da uzaklaşamadılar. Çünkü onlar kadınlarımıza sadece erkek gözüyle  bakmışlar ve onları erkeklerin dünyasında anlamlandırmaya çalışmışlardı.

...biz hep erkekleri anlamaya çalıştık, dünyayı erkeklerin yazdıklarından okuduk, onların içsel sorunlarına ve hayat karşısındaki mücadelelerine ortak olduk. Mutfağımızda kaynayan en güzel yemekleri de onlara verdik, soframızın baş köşesini de  ama şimdi duralım, dünyaya ve kadına bir de kadın gözüyle bakalım diyebileceğimiz bir noktadır ELİF ŞAFAK.
adminadmin