Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 12-08-2016 11:11   Güncelleme : 12-08-2016 11:11

Neden penn/silvanya?

Malum Zat-ı muhterem (!) sağlığını bahane ederek Amerika’ya tedavi için gideceğini söylediğinde başta cemaati olmak üzere, birçokları üzüntüden kahrolmuştu.

Neden penn/silvanya?

 Kim bilir himmetine, kerametine(!) yakinen nail olmak bir daha ne zaman nasip olacaktı? Ama olsundu, yeter ki o sağlığına kavuştun iyi olsundu. Himmet dediğin, Keramet dediğin uzak yakın dinlemez yine sevenlerine, sevdiklerine ulaşırdı elbet. Merhamet timsali, imanlı, bir karıncayı dahi incitemeyecek kadar yufka yürekli, Allah, Peygamber aşkını zerrelerinde hisseden, bütün bu müstesna duygularını sohbetlerinde gözyaşları içinde zahirleştiren mübareki (!) En fazla birkaç yıl içinde sağlığına kavuşmuş olarak, döner ümidiyle gözyaşları, tipik feryad-ı figanları eşliğinde yolcu ettiler.

Ve mübarek zat (!) sırf tedavisi hatrına mecbur kalmış, canından öte sevdiği vatanından, sözde gözyaşları içinde ayrılmış, okyanus aşmış, Amerika’nın Pensilvanya eyaletine kadar gitmişti.

Muhtemeldir ki kendi tercihiyle sadece birlerden oluşan yatak, masa, sandalye ve dolaptan müteşekkil yine bir göz odaya yerleşmişti. ”Yerleşmişti” diyorum çünkü cemaati tarafından defalarca Feto’nun kaldığı söylenen mütevazı odasının fotoğrafları adeta gözümüze sokulurcasına servis edildi. E hepimiz de buna inandık. Çünkü Mübarek zatın(!) mütevazılığının şanındandı bir göz odada kalmak.

İnandık çünkü mübareklerin derdi dünya değil, ahiretti!

Derken; Zaman da durmuyor elbet Kendisine biçilen kader istikametinde ilerliyordu o da. Günler, haftalar, aylar derken yıl oldu hocaefendi (!) gelemedi. Yıllar yılları kovaladı sonunda yıllar yıllar oldu, yok! Yine gelmedi. Bu gelip gelmeme meselesi yılan hikâyesine dönünce, birçok yerde konuşuldu, yorumlandı, rivayetler ortaya atıldı vs. fakat biride çıkıp

“Kardeşim hadi bu adam gelmiyor, kendisi dâhil birçok kişi bununla ilgili bi’şeyler söyledi. Tamam. Fakat nedenbi’ kişi de kalkıp bu adam başka bir yerde değil de neden Pensilvanya’da ikamet ediyor diye sormadı?”

Dediğimde; “Allah Allah durup dururken böylesi acayip bir soru da nereden çıktı?”

“Hem ne var ki bunda?”

“New York ta olabilirdi, Washington da. Ne bileyim Amerika’nın herhangi bir eyaleti de olabilirdi.”

“hakikaten ne ilgisi var ?”

Dediğinizi duyar gibiyim.

Şaşırdığınızın da farkındayım.

Fakat dostlar!

 İlgisi var maalesef, hem de çok ilgisi var!

İsterseniz soruyu tekrar sorarak ilgili mi, değil mi anlatmaya çalışayım.

Evet başlıyorum!..

Neden Pensilvanya?

Pensilvanya, çünkü İngiltere lordlarından William Penn adında ki bir şahıs tarafından ilk etapta Hristiyanlığı bozmak ve yeryüzünde kargaşa çıkarmak, amacına ulaşmasını sağlayacak operasyonları yönetmek için de üs olarak bir bölge kurmuştu. Ve bu bölgeye kendi soyadından gelen Penn/silvanya adını vermiştir.

Bu kişi aynı zamanda dünyada ilk olarak dinler arası diyalog fikrini ortaya atan şahıstır ve bu amacın gerçekleşmesi için de bizzat İngiltere Krallığı tarafından ajan olarak Amerika’ya gönderilmiştir. Elbette burada ki tek ajan kendisi değildir öylede kalmadı zaten. Üs olarak seçtiği Pensilvanya’da kendisi gibi birçok milletten profesyonel ajanlar yetiştirdi. Hem öyle yakın tarihde falanda değil 17. Yüzyılın ortalarında başlanan bir faaliyet ve günümüze kadar taşınan mel’un bir faaliyet.

Malumunuz Amerika, Avrupalıların birleşiminden meydana gelen dolayısıyla sonradan kurulan bir ülkedir. Ve bu medeni(!) Avrupalılar Amerika’ya göç ettiğinde bu kıtayı Kızılderililerden tamamen temizlemek istemişler ve verilen mücadelede kendileri de birçok kayıplar vermişlerdir. İşte tam bu nokta William Penn dinler arası diyalogu yani dinler arası kardeşliği bahanesiyle Kızılderililerin arasına girmiş onlarla iyi ilişkilere kurarak onların güvenini kazanmıştı.

Peki, sonrasında ne mi oldu?

Müslüman olan Kızılderililer “Hristiyan ve Yahudileri dost edinmeyin. Siz onlara uymadıkça sizden kesinlikle hoşnut olmazlar.” Ayet’ini unutarak bu ikiyüzlü adama inandılar. Elbette ki bu adam dost görüntüsü altında Kızılderililerin katliamı için de muhbirlik yapmıştır. Yani Azim Ayet’in işaret ettiği hususa uygun davranmıştı. Ve bu son vukuatı değildir son da olmamıştır. Bu adamın ajanlıkları ve ikiyüzlülüğüyle yazımı doldurmak niyetinde değilim. Benim niyetim ve derdim Penn’le başlayan ve ondan sonra yani birkaç yüzyıl sonrasında ucu Müslümanlara dayanan kısmıyla.

Peki, neden Müslümanlara bulaşma ihtiyacı duydular?

19. ve 20. Yüzyıldan sonra İslamiyet başta Avrupa ve Amerika’da yayılmaya başladı. Bu hiç de beklenen bir şey değildi ve insanların İslam’a yönelmeleri de doğrudan engellenebilecek gibi değildi.

O halde ne yapılmalıydı?

Üzerinde düşünülmesi ona göre de hareket edilmesi gereken bir konuydu. Sonuç olarak ilk olarak Şeytana hizmet amacıyla Hristiyanlık üzerinde başlattıkları deformasyonu Müslümanlar üzerinde de uygulamaya karar verdiler. Yani dinler arası diyalog safsatasını Müslümanlara empoze ederek Müslümanlaşma akımının önüne geçmeye çalışacaklardı. Bunun için de Müslüman bir dini lider arayışına girdiler. Peki, bu dini lider hangi Müslüman ülkeden ve kim olmalıydı?

Ve Türkiye üzerinde karar kılınmıştı nedeni de şuydu!

Türkiye Müslüman Ülkeler arasında sıyrılan ve lider konumunda tek ülkeydi ve seçilecek kişi de buradan olmalıydı. Öyle de oldu!

İngiltere Krallığı Türkiye’nin en etkin vaizlerinden Feto’ya kendi operasyon merkezleri olan Pensilvanya’ya taşınmasını ve faaliyetlerine bu üs’ten devam etmesini, bu süre zarfında hem kendisine hem de cemaatine sahip çıkacaklarının teminatını verdi.

Birkaç yüzyıl sonra William Penn’in miras bıraktığı yerinde artık Müslüman bir Türk vardı. Dinler arası diyalog hareketinin hedefi başta Türkiye olmak üzere tüm Müslüman ülkelerdi.

Faaliyetler bu minvalde başladı. Ta ki gerçek ve karanlık yüzlerinin netleşmeye başladığı 17-25 Aralık sürecine kadar.

Ve nihayetinde robotlaşmış, ruhsuz beden ve karanlık vicdanlarının tamamen ortaya döküldüğü, görüldüğü, kana susamış köpekler gibi ortaya saçıldıkları 15 Temmuz Cuma akşamına kadar sürdü.

Allah her seferinde onların tuzaklarına kendi tuzaklarıyla karşılık verdi çok Şükür.

İşte dostlarım!

Neden Penn/silvanya diye ısrar ettiğimi anladınız mı?

Feto Pensilvanya’ya öylesine gitmiş değil. Bilerek, özellikle, başka bi’yer değil orası seçildi. Casusların yetiştirildiği, barındırıldığı, faaliyetlerin fiiliyata döküldüğü üs olması sebebiyle ordaydı.

Bana kalırsa,darbe girişimini Fetö’nün yaptığına dair delil isteyen Amerika’ya delil sunmaya ne hacet, Pensilvanya’da ikamet ediyor olması suç işlediğinin net bir delili değil de nedir?

Daha ne olsun!

Nurhayat Esin 

adminadmin